Demek istihbarat gelmese...

27 Aralık 2012 15:13 tsi
...Göktürk-1 İsrail uydusu mu olacaktı? Göktürk-2'nin abisinin hazin dolu hikayesi iyibilgi özel

Zaman gazetesinin bugünkü baskısında Emre Soncan imzasıyla önemli bir haber yayınlandı. Uzun zamandır milli iletişim uydumuz Göktürk-2 ile ilgili gelişmeleri takip ederken aklımıza takılan bir sorunun cevabını vermiş, Soncan: Göktürk-2'nin selefi Göktürk-1 nerede? Şimdiye kadar akıbeti bilinmeyen kardeşin hikayesini okudukça, içimiz burkuldu. Keza medyada "yüzde 80’in üzerinde yerli imalatı" olan Göktürk-2, Türkiye adına ne kadar büyük bir adımsa, İtalyan-Fransız ortaklığına ihale edilen Göktürk-1'de o derece yanlış adımlar atılmış...

Geçtiğimiz hafta iyibilgi'de yayınlanan "Göktürk kimlerin hedefinde" başlıklı analizde, adını koymadan Göktürk-1'in acı hikayesini de vermiştik. Analizimizde kullandığımız Habertürk gazetesi tarafından bir sene önce verilen haber aslında Göktürk-2'den çok, Göktürk-1 ile ilgiliymiş, meğer. Lafı fazla uzatmadan Göktürk-1'in makus talihine kısaca bir göz atalım:

1- "O dönem birkaç milyon dolar daha iyi teklif verdi diye İtalyan firma tercih edildi. Fakat bu işte yeterli tecrübeleri yoktu. Onlar da Thales’le çalışmaya başladı"

İhale verilirken yeterli tecrübe şartı aranmaması...garip!

2- "Göktürk-1’in görüntü almasını sağlayan elektrooptik kamera sistemlerindeki bazı kritik parçaları Fransız Thales firmasına satan İsrail, bunun karşılığında uydunun kendi topraklarının üzerine geldiğinde ‘kör’ olmasını şart koştu."

İsrail'den parça alınacağını Türkiye biliyor muydu?

3- "Bu istihbaratı alan Türkiye, Fransa’dan, uydu fırlatılmadan önce istenilen her yerden görüntü alınabileceğinin ispatlanmasını istedi. Firma önce bu teklifi reddetti; ancak Türk bürokratlar bu garantiyi almadan para ödemeyecekleri restini çekince şirket yumuşadı."

İstihbarat gelmese, o parça o uyduya takılacak ve Fransız firması da İsrail'in şartını kabul etmiş olacaktı, öyle mi? Türkiye'nin haberi bile olmadan! Para ödememe vs . kısmına aşağıda değineceğiz.

4- "Savunma bürokratları, uydunun tecrübeli ve dünyaca tanınmış bir şirket tarafından uzaya fırlatılmasını istedi. Fransa tarafı ise, işi daha ucuza mal etmek için tecrübesiz bir şirketle çalışmakta ısrar ediyor."

Fransa'nın ısrar etmesi ne demek? Bu nasıl bir anlaşma ki, uydunun nereden atılacağı "pazarlığa" kalıyor, Türkiye para ödememe tehdidiyle ancak istediğini yaptırabiliyor? Şaka mı bu?

İsrail'in Fransa üzerindeki etkisini görmek açısından bu uydunun hikayesi önemli. Peki ya Göktürk-2'nin fırlatıldığı Çin üzerinde İsrail'in ne gibi bir etkisi var? Ortak araba üretimine girişen iki ülke, uzayda nasıl bir işbirliğine gitmiştir, kim bilir?

www.iyibilgi.com özel

Bu haber 2,807 defa okundu.