Vural'dan Abdullah Gül'e sert eleştiri

6 Aralık 2012 15:19 tsi
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Büyükşehir Yasası'nı onaylayarak milletin hilafına hareket ettiğini öne sürdü.

Vural, TBMM'de Türk Harb-İş Genel Başkanı Bayram Bozal ve beraberindeki heyeti kabul etti. Bozal, ücretlilerin vergi kesintisiyle ilgili kampanyada topladıkları imzaları dosya halinde MHP Grup Başkanvekili Vural'a sundu. Çalışanların üzerindeki vergi yükünün ağır olduğunu dile getiren Bozal, bir ücretlinin yılda iki kez zam almasına rağmen Aralık ayında alınan maaşın, Ocak maaşından düşük olduğunu söyledi. Bozal, ''Vergilerimizi yüzde 15'te tutsunlar, Mart'ta zam istemiyoruz'' dedi.

AK Parti döneminde vergi adaletsizliğinin arttığını savunan Vural da ''Bordro mahkumlarından başka vergi ödeyen yok'' dedi. Vergi adaletsizliği çözülemediği için dolaylı vergilere de zam yapıldığını ifade eden Vural, bunların başında akaryakıt ürünlerinin geldiğini söyledi.

Vural, Türk Harb-İş'in topladığı imzalardaki talepleri ve değerlendirmelerini Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e aktaracağını söyledi.

Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Vural, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Büyükşehir Yasası'nı onaylamasına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, Gül'ün, muhalefetin ortaya koyduğu endişeleri, beldesi ve köyleri kapatılanların sesini duymadığını söyledi.

Siyaset ve emir komutanın her şeyin üstünde olduğunu iddia eden Vural, ''Partili Cumhurbaşkanı arıyorlardı, işte partili Cumhurbaşkanı. Bin 680 belediye kapatılıyor, seçme ve seçilme hakkı elinden alınıyor ve bunu Cumhurbaşkanı duymuyorsa o zaman Sayın Cumhurbaşkanı milleti nasıl temsil etmektedir?'' dedi.

Gül'ün, düzenlemenin demokratik özerklik, bölgesel yönetim taleplerinin önünü açacağına ilişkin endişeler karşısında devletin ve milletin birliğini temsil etme duyarlılığını ortaya koymadığını savunan Vural, şöyle konuştu:

''Veto edip gönderseydiniz ne olurdu, Sayın Cumhurbaşkanı? Ne kaybederdiniz? Bizler bu milleti temsil etmiyor muyuz? 16 bin köyü kapatılan insanlar bu milletten değil mi? Bunların endişelerine gözlerini tıkamış, sırça köşklerinde makam ve post kavgası içinde olan AKP'nin Türkiye'nin geleceğine vereceği hiçbir vizyon yoktur. Muhalefetin endişelerini, 'bir kere daha görüşün' diye paylaşma ihtiyacı içinde olmayan Cumhurbaşkanı acaba hangi görevini ifa etmiştir? Devletin ve milletin birliğini temsil eden Sayın Cumhurbaşkanı siyasi taassupla hareket etmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanı'nın söylemlerinin hiçbir anlamı yoktur. Siz söyleme, konuşma mevkinde değilsiniz, elinizdeki yetkileri kullanarak konuşacaksınız. Tutuklu vekillerle ilgili, dokunulmazlıkla ilgili konuşsan ne yazar? Elinize, önünüze ciddi bir şey geldiği zaman imzalamaktan imtina etmiyorsanız, partili cumhurbaşkanı olmuşsunuz demektir. Cumhurbaşkanı Gül, milletin talebinin hilafına hareket etmiştir.''

Vural, CHP'nin anamuhalefet partisi olarak Anayasa Mahkemesi'ne götürmesi halinde, MHP'nin imzasına gerek olmadığını, ancak siyaseten bu iradeyi destekleyeceklerini söyledi.

''Başbakan sözünü yerine getirmeli''

Dokunulmazlık tartışmaları da hatırlatılan Vural, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuyu sulandırmaya çalıştığını öne sürdü. Erdoğan'ın, BDP'lilerin dokunulmazlık fezlekesi Meclis'e geldiğinde karar vereceklerini ifade ettiğini anımsatan Vural, ''Dolandırmaya gerek yok. Eğer Türkiye'nin terörle, terör örgütüyle mücadele etme iradesi varsa en büyük tehdit karşısında verdiğiniz sözü yerine getirin'' dedi.

Oktay Vural, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na Irak ve Mısır'dan davet geldiği yönündeki haberlerle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine, iç politik dengelerde dış politikanın araç olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı. Vural, ''Özellikle dışarıdaki aktörlerin Türkiye'deki iç dengeler üzerinde oynayarak, Türkiye üzerinde farklı anlam yükleyecek adımlar atabileceği konusunu dikkatle değerlendirmesi gerekir'' görüşünü dile getirdi.

İstanbul'daki gemi kazasının takipçisi olduklarını da belirten Vural, ''Üç kişinin ölümüyle sonuçlanan kazadan önce görevliler, mevcut deniz şartlarında görev yapamayacaklarını görüp iki kez döndü mü? Büyük risk olduğu için döndükleri doğru mu? Vardiya dışındaki 3 kişinin aynı göreve gönderildiği doğru mu?'' sorularının cevaplanmasını istedi.

AA



Bu haber 670 defa okundu.