Acem oyununda yeni dönem

30 Kasım 2012 00:01 tsi
İran'ın nükleer silahı olsa, Suriye'de Esad düşer mi? iyibilgi özel

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, İran'a yaptırım öngören yeni paketi 2010 yılında kabul ettiğinde Türkiye ve Brezilya hayır oyu kullanmış,  Başbaakan Erdoğan kararın ertesinde yaptığı grup konuşmasında “İran'ın nükleer silah sahibi olmasının karşısında haklı bir hassasiyet  gösteren uluslararası toplum, aynı şekilde bölgedeki diğer ülkelerin nükleer  silahları karşısında tepki göstermelidir." diyerek, Ortadoğu'daki nükleer dengesizliğe işaret etmişti.

Aradan 2 sene geçti. Ankara, Suriye krizi ile birlikte İran'a karşı daha farklı bir dış politika izlemeye karar verdi. Önce Başbakan Yardımcısı veHükümet Sözcüsü Bülent Arınç Ağustos ayında “İran, PJAK’a karşı şiddetli savaş gösteriyordu. Ondan sonra bu savaşın olmadığı ortaya çıktı. Şimdi de Şemdinli’deki olayları Kuzey Irak’tan değil İran tarafından sızan teröristlerin gerçekleştirdiği görülüyor” diyerek, Ankara'nın İran'a karşı ilk ciddi tepkisini ortaya koydu. Ardından geçtiğimiz günlerde ise İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin yaptığı açıklamada "İran da Suriye'deki siyasi ilişkilerine ve Türkiye ile ilişkilerine bağlı olarak terör örgütüne yardım konusunda, en azından terör örgütünün faaliyetlerine göz yumma konusunda terör örgütünü destekler konumdadır." diyerek İran'a karşı son zamanlardaki en açık eleştirilerden birinde bulundu.

Şahin'in bu çıkışı gündemde önemli bir yer işgal etti. Fakat Başbakan Erdoğan, İspanya dönüşü basın mensuplarıyla yaptığı sohbette, Şahin'in söylemine katılmadığını şu sözlerle ifade etti:

"İran'ın da destek verdiği ifadesi biraz ağır olur. İran'ın içinde PJAK var. O da PKK'nın kolu. Bizim İran'a söylediğimiz şudur; Şu anda, İran, PJAK'a karşı geçmişte verdiği mücadeleyi vermiyor. Orda yumuşama var. Burada ortak mücadele platformunun sürmesini isteriz."

Burada durup, İran'ı bir kenara koyalım.

Dün ilginç bir gelişme yaşandı. İyibilgi'nin bir hafta önce dikkat çektiği bir gelişme, BBC tarafından açıkça dile getirildi. BBC'nin ilginç bir şekilde adı daha önce duyulmamış Paris merkezli 'Intelligence Online' adlı kaynağa dayandırdığı haberinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın Kahire'de Mossad Şefi Tamir Pardo ile görüştüğünü duyurdu. Hemen ardından Armageddon'a Karşı Casuslar: İsrail'in Kutsal Savaşı adlı kitabın yazarlarına ait olduğu ileri sürülen bir sitede bu görüşmede sadece Filistin meselesinin konuşulmadığı, İran ve Suriye ile ilgili görüş alışverişinin de gerçekleştirildiği iddia edildi.

Şimdi esas soruya gelelim. 2010 yılında Türkiye'nin İran'a nükleer teknoloji konusunda verdiği açık destek politikası, 2012'in sonuna yaklaştığımız şu günlerde bir değişim geçirecek mi? Eğer batılı kaynakların iddiası gerçekleşir ve İran nükleer silah geliştirirse, Türkiye'nin bir sonraki Suriye krizine benzer bir durumda İran ile diyaloğu nasıl bir dengeye oturur?

İşin daha da önemlisi, Türkiye'yi İran konusunda tavır değişikliğine ikna etmek isteyen ülkeler, ne gibi hamleler yapacak?

www.iyibilgi.com özel

Bu haber 2,633 defa okundu.