En Sıcak Konular

Ateş çemberindeyiz

29 Kasım 2012 14:41 tsi
Ateş çemberindeyiz "İran ve Rusya burada Patriot görmüyor. NATO'yu görüyor."

TRT Haber kanalında her hafta Çarşamba günü saat 22:45'de yayınlanan Açı programının bu haftaki bölümünde Türkiye’ye getirilmekte olan Patriotları ve Irak'ta yaşanan bölgesel gerilimi tartışıldı.Bir süredir Irak merkezi yönetimi ile Kuzey Irak arasında tırmanan gerilim neyin habercisi? Irak'ta bir Kürt- Arap çatışmasından bahsedilebilir mi? Bu yükselen gerilimden Ortadoğu ve Türkiye nasıl etkilenir?

Gazeteci Faruk Bilgin sordu, Prof. Prof. Prof. Dr. Sedat Laçiner,Prof.Dr. Talip Küçükcan ve Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan yanıtladı. Programdan satırbaşları şöyle: 

Prof. Dr. Sedat Laçiner: Bugünün dünyasında füze sistemine sahipseniz, teknolojiyi takip ediyorsunuz demektir. Türkiye'nin en geri kaldığı yerdir. Bizim ordumuz onlarca yıl füze sistemi geliştirememiştir. Bizde füze diye kullanılan çok şeye baktığınızda, onlar toptur. Şu anda TÜBİTAK üzerinden bir girişim var. Rusya, İsrail, İran ve Suriye'de gelişmiş füzeler var.  Füzeye karşı savunma füzeyle oluyor. Son olarak canlı örneğini İsrail'de gördük. Demir Kubbe diye bir şey icat ettiler. Patriotlar buna benzer bir sistem. Türkiye'de bu savunma sistemi yok. Ordu talep edecek. Siyasi iradeyi yönlenderecek, talep de bulunacak. Biz de ordu ne istiyor? Parayı ver, ben harcayayım istiyor. Savunma sanayii kurulurken çok ciddi karşı çıkışlar oldu. Bizim ordu işine karışılmasını istemedi. Füzeleri dert ettiğini bugüne kadar göremedik. İsrail'in, Suriye'nin füzesi Genelkurmay için bir sorun değildi. Genelkurmay için sorun şuydu: Çemişkezek'deki subayın karısının etek boyu nedir? Ancak şu anda ciddi bir gelişme var. Hükümet Genelkurmay ile birlikte ihtiyaçları belirliyor. TÜBİTAK ve üniversiteler kıpırdanmaya başladı. Kendi füze sistemimizi geliştirmek için adımlar atılıyor.

Bugün rastladım, birisi diyor ki Suriye bize füze mi atacak, bunlar israf, gereksiz şeyler. Suriye'nin elinde bir sürü füze, kimyasal silah var. Başındaki adamın dengesi bozulmuş, kendi halkını katlededen bir siyasi irade. Ülkesine hakim değil. Sizin bir tane jetinizi düşürmüş. Hala sınırda köyle bombalanıyorken diyorlar ki "bize füze gelmez"...Bu bölgede yaşarken füze savunma sisteminiz olacak.

Herkes silahını kınından çıkarmış vaziyette, biz savunma sistemini ödünç alıyoruz.

Radar sistemi her şey demek. Milli bir yazılımdan bahsediyoruz. Bugün bizim kullandığımız askeri hava araçlarındaki yazılımların hepsi ya ABD'ye ya da İsrail'e aittir. Savunma sanayini geliştirebilirsek böyle bir tekeli de kırmış oluruz.

Şu an içinde bulunduğumuz durum, Türkiye'nin uzun vadeli stratejisi değidir. Türkiye zamanında, İran'a şu mesajı verdi: "İsrail'in varsa senin de nükleer silahın olabilir. Ama benim tercihim ikinizin de sahip olmamasıdır." Şu an geldiğimiz nokta ise Türkiye'nin tercihi değil, tek başına çıkabileceği bir cendere de değil.

Eğer Türkiye, İran ile Suriye veya PKK yüzünden bir savaşa tutuşursa, ki şu anda bazılarının en çok teşvik ettiği şey bu. Sürekli İngilizce makaleler... Reklam bile veriyorlar. Böyle bir savaşa girişirsek, Türkiye'yi unutun. Aynı risk Irak'ta da var. Suriye tam anlamıyla bir bataklığa dönüştü. Her an oradan bize bir şey düşebilir. Suriye'deki iç savaş Irak'a sıçradı, sıçrayacak. Böyle bir ortamda Türkiye bir kuşatılmışlığı, ateş çemberini hissediyor. Şu geçtiğimiz günlerden başarıyla çıkabilirse, yıldız olur Türkiye.

Benim görebildiğim, sanki İran'ın orada bir oyunu var. Bağdat'ı Kürtlerin üzerine sürüp, çaresiz kalan Kürtleri İran'a yaklaştırmak gibi bir oyunu olduğu konusunda benim kuvvetli şüphelerim var. Geçmişte ABD buradayken, tüm gruplar partner ararken Türkiye iyi bir partnerdi.

Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan: Türkiye bir NATO ülkesi olduğu için savunmayı bireysel düzlemde ele almıyor. Bir örgütün içersinde savunmanızı sağladığınız zaman, askeri harcamalardan ciddi kısıntı yapabiliyorsunuz. Bu tür füze savunma sistemlerinin kurulması maliyetli şeyler. Türkiye, NATO savunma şemsiyesi altında olduğu sürece, kendisini bu anlamda çok da savunma ihtiyacında hissetmemiş olabilir. Şu anda etrafımız çok ciddi tehditler ile çevrili. Büyük bir kontrolsüzlük var, inanılmaz bir silahlanma var, teröristlerin elinde stingerlar var. Her tarafta varken, Türkiye'nin savunma sistemi yok. Şu şartlarda en çok isteyeceğiniz şey bu olacak. Türkiye bu şemsiyenin dışında yer almak istemiyor.

Daha da beteri geliyor. Irak meselesi, Suriye meselesinden çok daha tehlikeli. Orada ciddi bir savunma problemi yaşanabilir. Patriotlar saldırı füzeleri değil. Size bir saldırı yapıldığında bunlara karşılık vermek için...NATO açısından şu önemli. Diyelim ki, tesadüfen gelen bir füzeyi havada imha ettiniz, kimse ölmedi. Problem yok. O zaman NATO'nun da savaşa girmesine gerek yok. Bu savunma füzeleri, savaşı da önleyebilir. İrade dışı bir şey olursa bunu engellemek için. İradeli şekilde füzeler gönderilirse, o zaman savaşa girersiniz. Türkiye bir saldırı ülkesi değil. Türkiye'nin askeri silahlanma konsepti, savunmaya yöneliktir.

Barış ile güvenlik farklı şeyler. Şu an konjonktürel tehditler var ortada, Türkiye'nin kendisini bu risklere karşı savunmaya alması gerekiyor. Bunu barışı korumak için yapıyor anlamında değil. Barış falan da yok ortada, zaten. Türkiye saldırı silahları alıyor olsaydı, bunu eleştirebilirdik. Türkiye, saldırı silahı almıyor. İran alıyor. Suriye alıyor. Kimse bir şey demiyor. Hatta Türkiye bunları desteklemiş zaman zaman.

Prof. Dr. Talip Küçükcan:
Önümüzdeki günlerde 17 milyar TL'lik bir askeri ihale söz konusu. Bu füzeler daha önce ilk defa 1991 yılında Türkiye'ye yerleştirilmiş, Scud füzelerine karşı kullanılmış. İKinci defa 2003 yılında Türkiye'ye yerleştirilmiş. Daha sonra da bize ait olmadığı için sökülüp götürülmüş. NATO bunu getireceğim dese 6 hafta ile 2 ay arasında bir zaman alıyor. Körfez Savaşı esnasında kullanılan Patriotların ne kadar etkili olduğuna dair bazı araştırmalar var. Daha bağımsız kaynaklar yüzde 40-60 civarında bir isabet oranı olduğunu söylüyor. Füzelerin havada kalma süresi 170 saniye. Bu füzelerin maliyetini - Kullanılması durumunda - Türkiye üstlenecek. Her füzenin maliyeti 5-6 milyon dolar civarında.

Türkiye'ye füze gelmesi demek, İran'ın yatırımlarını arttırması, Rusya'nın daha çok füze satması demek...Burada kazanan ile kaybeden ülkelere baktığımızda, herkese ekstra bir yük geliyor. Suriye'de kriz büyüdüğü sürece, Türkiye için risk artacaktır. Esed giderken herkesi paçasından tutup çekmeye çalışacak. Böyle durumlar için Türkiye'nin hazırlıklı olması gerekiyor. Krizler öyle bir noktaya geldi ki, Türkiye'nin ciddi bir risk algılaması var. Türkiye'nin kontrolünü aşan şeyler... Sayın Cumhurbaşkanı da söylemişti, Suriye'deki rejim giderken elindeki kimyasal ve biolojik silahları Türkiye'ye karşı kullanabilir. Risk okumalarını iyi yapmak lazım.

İran ve Rusya burada Patriot görmüyor. NATO'yu görüyor. 



Bu haber 8,092 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,156 µs