Zayıf olma tutkusu çığrından çıkabiliyor
29 Kasım 2012 11:15 tsi
Kızlarda görülme oranı erkeklere oranla 10 kat fazla olan iki yeme bozukluğu var: Anoreksiya ve bulimia.
En sık yaşanan yeme bozukluğu sorunlarından biri olan anoreksiya nervoza 10 yaş civarında bile görülebiliyor. Her iki sorun da ergenlik döneminde ortaya çıkıyor
Son yıllarda genç kızlar arasında moda haline gelen küçük beden tutkusu özellikle psikolojik sorunlara eğilimli kişilerde bir takım yeme bozukluklarını doğuruyor. Zamanında müdahale edilmediği takdirde ölüme bile neden olabilen bu hastalıklar sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olanlarla manken, sporcu, sanatçı gibi meslek gruplarındaki kişilerde daha sık görülüyor. Hastalıklarını asla kabul etmeyen ve kendilerini sürekli kilolu olarak gören bu kişileri tedaviye ikna etmek ise her zaman düşünüldüğü kadar kolay olmuyor. Aile Hastanesi Bahçelievler Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Berna Çil, anoreksiya ve bulimia gibi psikoloji kaynaklı yeme bozukluğu hastalıkları hakkında bilgi verirken, özel önerilerde bulunuyor.
Kadınlarda görülme oranı erkeklere göre 10 kat fazla
Görünüşle ilgili çevreden gelen sosyal baskılar özellikle ergenlik dönemindeki genç kızlarda blumia ve anoreksiya gibi hastalıklara neden olabiliyor. En sık yaşanan yeme bozukluğu sorunlarından biri olan anoreksiya nervoza 10 yaş civarında bile görülebiliyor. Ancak en sık olarak ergenlik döneminde ortaya çıkıyor. Bulimia nervoza ise daha çok 20'li yaşlardan sonra yaşanıyor. Her iki soruna da kadınlarda erkeklere oranla 10 kat daha sık rastlanıyor.
İştah kaybı olmasa da psikolojik olarak öyle olduğuna inanıyorlar
Anoreksiya nevrozalı kişiler ne kadar zayıf olurlarsa olsunlar kendilerini daima kilolu olarak görüyor. Bu nedenle de sürekli diyet yapıyor ve çok az yemek yiyorlar. Ancak ne kadar zayıflarlarsa zayıflasınlar kilolu ve çirkin olduklarını düşüncesinden bir türlü kurtulamıyorlar. Bu hastalarda iştah kaybı olmasa da kendi kendilerine yemek yememe psikolojisi geliştiriyorlar. İlk başlarda yemek yapmak ve çevrelerindekilere de bu yiyeceklerden bol miktarda yedirmek gibi özellikler göstermeye başlıyorlar. Kendileri tıka basa yemek yediklerinde ise sindirim sistemlerini zorlayıp, kusuyorlar.
Aşırı derecede spor yapıyorlar
Aşırı miktarda kilo vermek amacıyla yaptıkları diyetin yanı sıra anoreksiya nervozalı hastalar çok fazla fiziksel aktivitede bulunuyorlar. Vücutlarına birden yükleniyor, zorlu koşuların yanı sıra, bisiklete binmek, yürüyüş yapmak ve yüzme gibi aktivitelere ağırlık veriyorlar. Ayrıca laksatif ve diüretik içerikli ilaçlar kullanarak da kilolarından kurtulmaya çalışıyorlar.
Böbrek taşından tansiyona kadar birçok hastalığa neden oluyor
Sürekli ve bilinçsiz olarak verilen kilolar hiç kuşkusuz vücutta da bir çok olumsuz sonuca neden oluyor. Bu hastalarda kalsiyum alımının yetersizliği nedeni ile kemiklerde zayıflık, kolay kırılmalar görülüyor. Ayrıca anemi, böbrek taşı oluşumu, aritmi, hipotansiyon, kabızlık, deri kuruluğu, adet düzensizlikleri veya adet görememe, cinsel güç kaybı ile hiperkolesterolemi gibi sorunlara bu kişilerde sıklıkla karşılaşılıyor.
Hastalıklarını kabul etmiyorlar
Anoreksiya hastalarının tedavilerinin en önemli aşaması hiç kuşkusuz başlangıç safhası. Çünkü bu sorunu yaşayanlar çoğu zaman durumlarını reddediyor. Dolayısıyla yardım almayı da istemiyorlar. Ancak aile veya çevresindeki kişilerin farketmesi ve onları ikna edebilmesi sonucu tedaviye başlanabiliyor. Tedavi tek bir doktor tarafından değil, içerisinde mutlaka kardiyolog, iç hastalıkları, beslenme ve diyet uzmanı ile psikoloğun da bulunduğu bir ekip tarafından gerçekleştirilebiliyor.
Zamanında tedaviye başlanmadığı takdirde hayatlarını kaybedebiliyorlar
Tam bir beslenme bozukluğu hali söz konusu olduğundan beslenme açısından her hasta özellikle kan değerleri, kardiyolojik göstergeler açısından ayrı ayrı değerlendiriliyor. Yine de zamanında müdahale edilemediği takdirde bu tür hastaların bir kısmı aşırı diyet ve aşırı egzersizin kötü sonuçları nedeni ile hayatını kaybedebiliyor.
Çok fazla yemek yiyip, kusuyorlar
Anoreksiyanın yanı sıra bulimia nevroza da sık rastlanan bir diğer yeme bozukluğu hastalığı. Özellikle 20 yaş sonrasında aşırı zayıf olma tutkusu sonucu gelişen bu rahatsızlıkta kişiler aşırı miktarlarda yemek yiyor ve yemek yerken kontrolünü kaybediyorlar. Yemek sonrasında ise vicdan azabı çekmeye başlayarak kendilerini kusturuyorlar. Ayrıca laksatif ve diüretik içeren ilaçlar kullanarak kilolarını korumaya çalışıyorlar.
Depresyon, yeme ataklarını tetikliyor
Aşırı yeme eğilimlerini saklamaya çalışan bu hastalarda stres, üzüntü, depresyon gibi psikolojik durumlar atakları tetikleyebiliyor. Bulumia nevroza, bağımsız olarak gelişebildiği gibi anoreksiyayı takiben de oluşabiliyor. Her öğün sonrasında kusmak vücutta birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Kusmalar nedeniyle vücutta potasyum ve sodyum değerleri düşüyor. Ayrıca kusmalar parmakla tetiklendiği için yemek borusu hasarları hatta yırtılmalar söz konusu olabiliyor.
Blumialı hastalar sorunu kabullenebiliyorlar
Her iki hastalıkta da tedavinin amacı kilo ve benlik algısı değişmiş olan kişinin algılarının düzeltilmesi ve doğru beslenmeye yönlendirilmesinden geçiyor. Özellikle anoreksiya'da hasta aşırı zayıflamış bile olsa bunu kabul etmiyor. Bulimia Nervozalı hastaya yaptığının hata olduğu, yanlış beslendiği, doğru beslenmenin nasıl olması gerektiği konuşulup anlatılabiliyor. Ancak anoreksiya nervozalı kişiler hem yaş olarak daha küçük olduklarından, hem de ağırlık, şişmanlık, görünüm algıları bozulup aşırı miktarda kilo verdiklerinden hastanede tedavi edilmeleri gerekebiliyor.
Tedavide eksik değerlerin yükseltilmesi gerekiyor
Her iki tip hastada da enerji alımı çok düşük. Bu nedenle de protein-karbonhidrat-yağ metabolizmalarında bozulmalarla, mineral dengesizlikleri ve vitamin yetersizlikleri oluşuyor. Tedavi sırasında özellikle potasyum, sodyum, klor, B12, magnezyum, demir, çinko, A vitamini, B1 vitamini,B2 vitamini, B6 vitamini, C vitamini, K vitamini başta olmak üzere eksikliklerin giderilmesi gerekiyor. Ayrıca protein ve enerji açığının tamamlanması da tedavide büyük önem taşıyor.
Tedavide psikolojik destek şart
Bu tip tedavilerde diğer diyet tedavilerinden farklı olarak hastaların bu beslenme şekillerinin normal olduğuna inandırılması, diyetisyenine güvenmesi, ailesi başta olmak üzere çevresindeki insanların ona destek olması gerekiyor. Diyette hastanın tercih edeceği ancak posa açısından zengin besinlerin olması önemli. Bulimia nervozalı hastada yağlı besinler tüketilmesi bulantıları tetikleyebileceğinden besinler bu yönden dikkatle seçilmelidir. Bu hastalara tek tip tedavi asla uygulanmıyor. Oluşmuş komplikasyonlara göre tedavi şekillendiriliyor.
Ne kadar zayıf olsalar da kendilerini şişman kabul ediyorlar
Yeme bozukluğu olarak bilinen, psikolojik kökenli bu hastalıkların tedavisinde ölümle sonuçlanan vakalar mevcut. Hastalar tedaviyi kabul etmelerine rağmen kilo- ağırlık- şişmanlık- zayıflık gibi kavramlar arasında çelişkiler yaşamaya devam edebiliyorlar. Sonuç olarak da olmaları gereken kilonun 15-20 kg altında olmalarına rağmen kendilerini şişman olarak kabul edebiliyorlar.
BESLENME VE DİYET UZMANI BERNA ÇİL - BUGÜN GAZETESİ
Bu haber 1,812 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle