En Sıcak Konular

Fransız sağında kaos

27 Kasım 2012 15:10 tsi
Sarkozy'nin Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmesinin ardından Fransız sağının sarsıntı geçireceği beklenmekteydi. Ancak şu anda yaşanan kaos, hiçbir uzman veya gözlemci tarafından öngörülmemişti.

Nicolas Sarkozy’nin 2007 yılında Cumhurbaşkanı seçilmeden önce liderliğini yaptığı ve Cumhurbaşkanlığı sırasında da dizginlerini bırakmadığı Halk Hareketi Birliği (UMP) partisi, Mayıs ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi hezimeti ve bu hezimet sonrası Sarkozy’nin siyasete mola verme kararı almasının ardından yeni liderini seçmeye koyuldu. Bu amaçla parti içinde ön seçim düzenlenmesi kararlaştırıldı. İlk etapta çok sayıda aday çıksa da yarışın son perdesi 5 yıl boyunca Sarkozy’nin Başbakanlığını yapan ve siyasetçiden ziyade masum yüzlü burjuva kökenli bir üniversite öğrencisini andıran François Fillon ile Kasım 2010’dan bu yana parti genel sekreterliğini yürütmekte olan ve stiliyle Sarkozy’yi aratmayan Jean-François Copé arasında oynandı.

Yaklaşık 325 bin üyeyle Fransa’nın en fazla taraftara sahip partisi konumundaki UMP içinde başkanlık seçimi 18 Kasım’da yapıldı. Daha doğrusu yapıldığı sanıldı. Henüz tüm sandıklar açılmamışken her iki aday da kazananın kendisi olduğunu iddia edip, birbirlerine yolsuzluk suçlamaları yağdırdı. Fransa’nın kafası karışmıştı. Kimse kimin neyin mücadelesini verdiğini anlayamıyordu. Seçim sona erdikten 24 saat sonra Copé’nin sadece 98 oyla seçimi kazandığı ilan edildi. Herkes bu sonuca alışmaya çaılışıyordu ki yaklaşık 48 saat sonra oyların sayımı sırasında Pasifik ve Hint okyanuslarında bulunan üç denizaşırı topraktaki bini aşkın oyun sayılmadığı ortaya çıktı. Fillon ekibi seçim sonucunu kabul etmediğini duyurdu. Köprüler atılmaya başlanmıştı. Copé, “ben kazandım, koltuğu geri vermem” diyor, Fillon ise “skandal” çığlıkları atıyordu. Partililer kabus görür gibiydi.

GÖZLER ALAİN JUPPÉ’DE

Taraflar anlaşamayınca gözler 2002 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın desteğiyle partiyi kuran eski Başbakan Alain Juppé’ye çevrildi. Juppé, parti içi seçimde taraf olmamıştı. Hakemlik yapabilirdi ama başaramadı. Birkaç gün uğraştıktan sonra Pazar akşamı havlu attı. Köprüler atılmıştı. Parti içinde Sarkozy’nin araya girmesini ve seçimin yenilenmesini isteyenler ön plana çıkmaya başladı. Sarkozy’nin Fillon ile öğle yemeğinden de tek kelime sızmayacaktı. Sarkozy’nin taraflardan biri lehine tavır almasının sorunu çözeceğinin garantisi yoktu.

Bu arada Copé, partideki ihtilafları çözmek için kurulmuş ve bir tür tahkim işlevi gören komisyondan seçim sonuçlarını gözden geçirme çağrısında bulundu. Ama Copé’ye yakınlığıyla bilinen bu organ, denizaşırı topraklardaki ihtilaflı oyları “mektupla kullandıkları” gerekçesiyle geçersiz sayıp, 952 oy farkla Copé'nin zaferini ilan etmekten başka bir şey yapmadı. Fillon ekibi, kabul etmediği bu kararı Fransız adaleti gündemine taşımaya hazırlanıyordu.

Tüm siyaset gözlemcileri UMP'nin derin bir yara aldığını, bu durumu atlatmasının mucize olacağını söylüyor. Fransız siyasetindeki dengeleri altüst etmeye aday bu sorunun kökeninde büyük ölçüde Sarkozy’nin şahsiyeti ve bıraktığı boşluk yatıyor. Sarkozy, 5 yıllık Cumhurbaşkanlığı döneminde kendine has bir liderlik yaratmış, kanunlarda yazılı olmayan bir başkanlık sistemini partisine ve ülkeye empoze etmişti. UMP içindeki bazı siyasi akımlar da değişik çıkarlar ve konjonktür uğruna, çoğu zaman kendilerine rağmen bu “de facto” durumu kabullenmek zorunda kalmışlardı.

"SARKOZY STİLİNİN DEVAMI"

Copé büyük ölçüde Sarkozy stilinin devamı anlamına geliyor. Yani, bugüne kadar aşırı sağın kullandığı terminoloji ve yöntemleri kullanan ve bu nedenle kendisini “komplekslerinden arınmış” sağ olarak tanımlayan bir ekolü temsil ediyor. Fillon ise Charles de Gaulle ekolüne daha yakın, ancak stili nedeniyle partinin daha ılımlı kanadı tarafından desteklenmekte. Elbette tüm bu mücadelenin ardında 2014 yılındaki yerel ve Avrupa Parlamentosu seçimleri perspektifi de yatıyor.

Sonuç ne olursa olsun herkes daha şimdiden UMP içindeki kavgayı kazananın aşırı sağcı Milli Cephe (FN) partisi lideri Marine Le Pen ile Sarkozy’nin eski bakanlarından olan ve siyasi yelpazenin merkezinde bu yıl Eylül ayında “Demokratlar ve Bağımsızlar Birliği” adı altında bir parti kuran Jean-Louis Borloo olduğunu söylüyor. (DeutscheWelle)



Bu haber 664 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,090 µs