Haber yalansa 'arkası' fark etmez!

5 Kasım 2012 00:02 tsi
Sabah Gazetesi yazarı Sevilay Yükselir dün köşesinde, “Cemaat medyasının her dediğini alkışlamak zorunda mıyız?” başlıklı bir yazı kaleme aldı.. Ve... iyibilgi Ankara

Yazının özü şu: Bugün gazetesi, "Turgut Özal striknin kreatin'le zehirlendi" iddiasını ortaya atmış, bu haber yayılmış, Yükselir de kendi kaynaklarından bu bilginin doğru olamayacağını öğrenip Twitter’da bu bilgiyi paylaşmış, "Özal'ın striknin ile zehirlendiği haberi yalan değilse ben ne olayım!" demişti.

Kıyamet de bundan sonra koptu. Yine Yükselir’in dediğine göre, “palavra olduğu besbelli” bu habere önce Bugün’ün Ankara temsilcisi Adem Yavuz Arslan itiraz etmiş ve "söyle ne olacaksın?" demiş. Sonra da taraftarlar Yükselir'e yüklenmiş, ortalık karışmış.

Hakaret ve "Neden, zehirlendiğinin ortaya çıkmasından panikliyorsun?" gırla gitmiş. Allah’tan, Adli Tıp Kurumu Başkanı Haluk İnce basına bir açıklama yapıp, "Bugün gazetesinin iddia ettiği striknin adlı maddeye rastlamadık. Elimizde böyle bir bulgu yok!" deyince Yükselir rahatlamış ve Twitter’daki muhataplarına “özür bekliyorum” demiş. Tabii kimse özüre yanaşmadığı gibi yaylım ateş aynen devam etmiş. Mesele bu.

Ancak bir de “haberi yapan Bugün gazetesi, Gülen Cemaati'ne yakınlığı ile bilindiğinden” Yükselir’in bu hareketini cemaate düşmanlıkla örtüştürmeye kalkmışlar.

Konu/yazı burada kesilse üzerine konuşacak bir şey olmadığı gibi Yükselir’e “aferin” diyen çok kişi çıkabilir. Fakat yazının bu noktasından sonra bir rota değişikliği hissediliyor.

Şöyle ki; “Galiba cemaate yakın bazı arkadaşların nazarında cemaate stabil bir düşmanlığım olduğu yönünde bir saplantı var. Çünkü sadece bu haberde yaptığım yorumda değil, başka zamanlarda da aynı reaksiyonu veriyorlar. ..... Anlayacağınız belalı bir durum bu benim için. Yok etmem lazım şahsımla ilgili arkadaşlardaki bu saplantıyı! Etmem lazım da nasıl edeceğim?”

Gariplik burada. Yazı söylediğimiz noktada kesilse, yalan olduğu ortaya çıkmış bir haberi düzelten ve eleştiren bir “gazeteci” olarak kalacaktı Sevilay Yükselir. Ama şimdi; “ben bunu yaptım ama gazetecilik refleksiyle (“istemeden”e, “kontrolsüz”e kadar giden bir laf) oldu. Yoksa cemaate ters düşmek filan gibi şeyler yapmam ben” gibisinden bir durum ortaya çıkmış oluyor.

Bir gazetenin verdiği önemli bir haberin yanlış olduğunu söylemişsin, resmi açıklamalar seni haklı çıkarmış mı, çıkarmış, yani “gazeteci” olarak kamu yararı sağlamış mısın? Bitti! Devamı olmaz artık. (Tabii bu haberin hâlâ takip edildiği biliniyor, Bugün Gazetesi resmi açıklamaya rağmen haklı çıkarsa bize bir yazı yazmak daha düşer, onu da söyleyelim şimdiden.)

Şunu da teslim edelim: Yükselir’in son satırlarında ironi var; “Acaba bundan böyle cemaate yakın medyanın her yaptığı haberi sorgu sual etmeden alkışlasam mı? Cemaate yakın arkadaşların her dediğini papağan misali tekrarlasam mı?” 

Yeterli olur mu, karar okurun.

www.iyibilgi.com

Bu haber 2,200 defa okundu.