En Sıcak Konular

Seçim sürecine uluslararası güç odakları müdahiller

24 Ekim 2012 07:03 tsi
Seçim sürecine uluslararası güç odakları müdahiller "Güçlü ve etkili bir cumhurbaşkanı, Ortadoğu'daki, dünyadaki dengelerin oluşumunda rol ve katkı sahibi olacaktır. Onun için onlar da müdahiller."

Milat Gazetesi'nin Şamil Tayyar ile yaptığı röportajın ikinci bölümünden ilgili kısım:
 
Cumhurbaşkanlığı süreci hem Ankara'nın hem de Türkiye gündeminin en sıcak başlıkları arasında yer alan bir mevzu. Şimdiden başladığı ve artacağı düşünülen gerilimle ilgili sizin görüşünüz nedir?
Siyasi tarihe baktığımızda, cumhurbaşkanlığı seçimi Türkiye'de her zaman sıkıntılı geçmiştir. Adayların başlarına silah dayandığı, tehditlerin yapıldığı, çok ciddi krizlerin eşiğinde seçimlerin gerçekleştirildiği görülmüştür. Bu cumhurbaşkanlığı seçiminde de böyle bir kriz havasının oluşturulmaya çalışılması, biraz siyasi kültürümüzde var. Geçmiş yıllara oranla milli iradenin ciddi bir katkısını görüyoruz, ama o kötü alışkanlık hala devam ediyor.
 
Bu seçim süreci, önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden biraz daha farklı seyrediyor. Bu seçimi önceki seçimlerden farklılaştıran unsurlar nelerdir?
Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecek. Bana göre bu durum, cumhuriyet tarihinin en önemli dönüm noktalarından, kırılma anlarından birisidir. Ben, cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça, birçok atraksiyonun devreye sokulacağını düşünüyorum. Bu seçimleri bu kadar anlamlı ve değerli kılan başka bir unsur da, muhtemel cumhurbaşkanının Recep Tayyip Erdoğan olmasıdır. Tayyip Bey'in sadece Türkiye'deki dengeleri, dinamikleri değiştiren ve yönlendiren bir isim olması ötesinde, bir dünya lideri olmasıdır. Dolayısı ile bu yeni sürece uluslararası güç odakları da müdahiller. Ve Türkiye'yi asla kendi haline bırakmazlar.
 
Neden?
Çünkü gelecek güçlü ve etkili bir cumhurbaşkanı, Ortadoğu'daki, dünyadaki dengelerin oluşumunda rol ve katkı sahibi olacaktır. Onun için onlar da müdahiller.
 
Nasıl müdahaleler bunlar?
Bu süreçte Türkiye'de olup biten hadiseleri sadece iç dinamiklerle değil, aynı zamanda uluslararası boyutları ile de değerlendirmek gerekir. Tayyip Bey'i birileri, özellikle küresel sermaye, Amerika'daki neo-conlar, İsrail lobisi, Çankaya'da görmek istemiyor. Bu odaklar Tayyip Bey'in cumhurbaşkanlığı adaylığını engellemek için ellerindeki her türlü enstrümanı kullanacaktır. Buna karşı bizlerin duyarlı olması, bu oyuna da düşmememiz gerekir.
 
Erdoğan'ın adaylığına kesin gözüyle mi bakıyorsunuz?
Çok büyük bir sürpriz olmazsa, Tayyip Bey aday olur diye düşünüyorum. Eğer düşünmüyorsa da, düşünmesi gerektiğini düşünüyorum; mutlaka olmalı. Bu yönde kamuoyunda çok ciddi bir teveccüh var. Aday olursa yüksek bir ihtimalle kazanacağını umut ediyorum. Bizler de kazanması için elimizden gelen her türü çabayı harcarız. Kazanırsa -ki inanıyorum- Sayın Abdullah Gül son cumhurbaşkanı, Tayyip Bey de ilk devlet başkanı olur.
 
Nasıl olacak bu?
Anayasada herhangi bir değişiklik yapılmasa bile, başkanlık sisteminin fiilen başlayacağı kanaatindeyim. O geçiş süreci başlayacaktır. Uygulamada bazı sıkıntılar doğabilir. Onları önlemek adına şimdiden anayasada düzenleme yapılsa iyi olur. Yapılmazsa da, fiilen başkanlık sistemine geçmiş oluruz. Ve yeni cumhurbaşkanı aynı zamanda icranın başı olur, anayasadan kaynaklanan yetkilerini kullanır. Kullandığı zaman da kimse bir şey diyemez.

Erdoğan'ı istemeyenlerin derdi Erdoğan'ın olmaması mı, yoksa başka bir ismin olmasını mı istiyorlar?
Onlar şunun farkındalar: Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısına çıkaracakları rastgele bir isimle seçimi kazanmaları mümkün görünmüyor. O nedenle bir alternatif üretecekler. Seçimi kiminle kazanacaklarına inanırlarsa, onu cesaretlendirip, yüreklendirip Tayyip Bey'in karşısına çıkarmak isteyecekler.
 
Bu isim Kılıçdaroğlu olamayacağına göre, kim olacak?
Sağdan bir isim olacak. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilecek olması ile birlikte, Türkiye'de CHP merkezli bir adayın cumhurbaşkanı olma ihtimali hemen hemen sıfıra yakındır. Yelpazenin sağından bir isim olur diye düşünüyorum. Muhafazakâr tabandaki oyları bölebilecek hüviyette biri olur.
 
Somut bir isim görünüyor mu ortada?
Kim olur, ne olur onu kestirmek zor. Değişik isimler üzerinde çalışmalar var. Mesela Meral Akşener ile ilgili bir proje var. Olur mu, olmaz mı bilmiyorum. Yeniden cumhurbaşkanı olur mu diye Sayın Abdullah Gül'ün ismi geçiyor.
 
Gül ve Erdoğan karşı karşıya gelir mi sizce?
Ben kendi nefsime Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül'ün karşı karşıya yarışacaklarına ihtimal vermiyorum. Bu iki önemli ismin bir makam yüzünden kavga edeceklerine ihtimal vermiyorum. Çünkü bu iki isim de geçmişte bu nefis testinden geçtiler. Biri başbakanlığını, diğeri cumhurbaşkanlığını bıraktı. Ayrıca ikisi arasında bizim anlamlandırmada, konumlandırmada zorluk çektiğimiz çok özel bir hukuk var. Öyle bir zaman geldiğinde otururlar, konuşurlar, istişare ederler, değerlendirirler ve o değerlendirmenin sonucunda bir aday olur. Sayın Başbakan, "Ben aday olacağım" dediğinde, Abdullah Bey'in buna çok karşı çıkacağını düşünmüyorum.
 
Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül arasında gerilim olduğu söylentilerinden cemaat ve AK Parti arasında olduğu iddia edilen kavgaya geçelim. Var mı böyle bir kavga veya yol ayrımı?
Belli çevreler, "Eğer AK Parti'yi devirecekseniz, ona çok ciddi destek olan cemaati de etkisiz hale getirmek gerekiyor" tezinden hareket ettiler. Bir dönem bir taraftan AK Parti'ye, bir taraftan cemaate dokundular. Bütün o eleştiriler, tepkiler iki odak üzerine yoğunlaştı. Zeminde, her yerde bir kenetlenme oldu, başarılı olamadılar. Sonra "Eğer ikisini birden yıpratamıyorsak, ikisini birbirine düşürerek bunları etkisiz hale getirebilir miyiz?" diyerek bir başka senaryoyu uygulamaya başladılar. Bunu yaparken de hem AK Parti, hem de cemaat içinde de belli isimleri de kullanma gayreti içerisine girdiler. Kabul etmek gerekir ki, maalesef bunda kısmen bir başarı da sağladılar.
 
Gelinen son nokta nedir?
Şu anda AK Parti ve cemaat ilişkileri ciddi bir krizin eşiğinde değil, ama bir yıl önceki dozda da değil. Belli yerlerde kısmi bir duygusal kopuşun başladığını gözlemliyorum. Ama bu onarılabilir bir nokta. Hem AK Parti'nin, hem cemaatin bu riski görerek ilişkileri hızla onarabilecek adımlar atması gerekir. Eğer bu başarılamazsa, bundan hem AK Parti, hem de cemaat zarar görür. Ama daha da ötesinde bundan Türkiye zarar görür. Onun için ben 2002'den bu yana devam eden bu güzel ilişkinin, bundan sonra da sürdürülebilir olması gerektiği kanaatindeyim.
 
Fethullah Gülen'in kardeşinin vefatının akabinde yayınladığı teşekkür mesajında Başbakan'a yönelik kullandığı sitayişkar ifadeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu duygusal kopuş halini onarma yönünde gerek Sayın Başbakan'ın, gerek Hoca efendi'nin çok ciddi çabaları ve gayretleri var. Bunu görüyor, hissediyoruz. Maalesef bu birliktelikten rahatsız olan kimi odaklar, bir taraftan nifak tohumlarını serpmeye çalışıyor. Ben o nedenle zaman zaman cemaat adına konuştuğu ifade edilen şahıslar üzerinden bir cemaat okuması yapmanın yanlış olduğunu ifade ettim. Hala da aynı kanaatteyim. Benim bu noktada referans aldığım tek yer var; o da Hocaefendidir. Hocaefendi'nin de şu ana kadar AK Parti iktidarı ile ilgili dile getirdiği en ufak bir sıkıntı söz konusu değil. Ben tepede bir sıkıntı görmüyorum. Ama aşağıda şüpheci bir yaklaşım var.


Bu haber 1,037 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,886 µs