En Sıcak Konular

13 büyükşehir Anayasa'ya aykırı

18 Ekim 2012 16:46 tsi
Bugün gazetesi köşe yazarı Gültekin Avcı 13 büyükşehir projesinin Anayasa ile olan uyuşmazlığına dikkat çekti.

Avcı, yoğunluk esas alınmadığı için 13 büyükşehir yasası Anayasa’ya aykırıdır dedi.

İşte Avcı'nın o yazısı:

13 büyükşehir Anayasa'ya aykırı

Kanun tasarısı, TBMM Başkanlığı'na sunuldu.

14 büyükşehir belediyesinin sınırları, il mülki sınırı olacak şekilde genişletiliyor.

Toplam il nüfusu 750.000'i aşan 13 ilde, sınırları ilin mülki sınırları olmak üzere büyükşehir belediyesi kuruluyor.

İstanbul ve Kocaeli sınırları içindeki orman köyleri de dâhil olmak üzere, 16.000 köyün tüzel kişiliğine son verilip mahalleye dönüştürülüyor.

Yeni büyükşehir olacak 13 ilde 23 yeni ilçe kuruluyor.

Büyükşehir sınırları içindeki belediyeler görev ve yetki açısından derecelendiriliyor.

İl geneli içindeki tüm belde belediyeleriyle köylerin tüzel kişiliği kaldırılıp ilçe belediyelerine bağlanıyor.

Anlayacağınız radikal bir değişim söz konusu.

Kuşkusuz bu 13 vilayete daha nitelikli ve yaygın belediye hizmetinin verilmesini çok isterim.

Nitekim hükümetin bu girişiminin arkasında muhtemelen şu isabetli mülahazalar var:

İmar uygulamalarının daha rasyonel bir kimlik kazanmasıyla plansız ve çarpık şehirleşmenin önüne geçilmek isteniyor.

Bütçe, teknik malzeme, nüfus ve nitelikli personel yönüyle yetersiz olan belediyelerin büyükşehir olmasıyla, yol, kanalizasyon, su, park gibi tekel altyapı hizmetleri daha iyi vermesi düşünülüyor.

Büyükşehir modeliyle kaynak israfının önlenmesi planlanıyor.

Nitelikli personel istihdamının sağlanacağı tahmin ediliyor.

Yolsuzlukların önüne geçecek isabetli bir denetim ve koordinasyon mekanizmasının hayata geçeceği hesaplanıyor.

Hesaplanıyor ama 3. yargı paketiyle yolsuzlukların panzehiri olan doğrudan soruşturma sistemi kaldırıldı ve savcıların belediyelerdeki yolsuzluklara doğrudan soruşturmayla müdahil olması durduruldu.

Bunlar bir yana, büyükşehir modeli kaçınılmaz olarak sanayileşmenin ve kentsel nüfusun önemli ölçüde yoğunlaşmasının getirdiği bir yönetim şekli.

Klasik belediye yönetimiyle idarenin mümkün olmadığı alanlar için de kuşkusuz bir çözüm sistemidir.

Dünyadaki modellere aykırı

Ama unutulmaması gereken şudur:

Dünyadaki tüm büyükşehir belediye modelleri temel kriter olarak, bütünlük arz eden kentleşmiş alanların
nüfusunu esas almaktadır.

Hükümetin hayata geçirmek istediği modeldeyse, büyükşehir yapılan şehirlerin pek çoğunda kentsel nüfus, gelişmiş ülke modelleri büyükşehirleriyle kıyaslandığında yeterli yoğunlukta değil.

İşin anayasal boyutunda ciddi sorunlar var.

Anayasa'nın 127/3. maddesi "büyük yerleşim merkezleri" için özel yönetim sistemlerine imkân veriyor.

Ama hükümetin büyükşehir yapmak istediği il merkezlerinin pek çoğu "büyük yerleşim merkezi" tanımıyla bağdaşmıyor.

Anayasal eşitlik açısından da açık bir sorun var

Tekirdağ, Muğla, Mardin gibi büyükşehir yapılan bazı illerin merkez nüfusu, Batman, Sivas, Elazığ gibi illerden daha az.

Merkez nüfusu 100.000'in altında olan Mardin ve Muğla büyükşehre dönüştürülürken, merkez nüfusu 300.000'in üzerinde olan Elazığ, Sivas ve Batman'ın büyükşehir yapılmaması ciddi bir çelişkidir.
Bu görüntünün anayasal eşitlik açısından açıklanabilmesi oldukça zordur.

Anayasa büyükşehirler için "büyük yerleşim merkezleri"ni esas alıyor.

Ama hükümet büyük yerleşim merkezlerine değil, içinde kırsal alan nüfusunu da barındıran ilin toplam nüfusuna bakıyor.

Yanlıştır.

Yoğunluk esas alınmadığı için hükümetin bu inisiyatifinin Anayasa'ya aykırı olduğunu söylemeliyim.
Ayrıca büyükşehir belediye sınırlarının il sınırına genişletilmesi, Türk kamu yönetimini düzenleyen anayasal ilkelere aykırıdır.

Bu minvalde pek çok orman köyünün tüzel kişiliğinin kaldırılması, mahalleye dönüştürülmesi ve bağlı olduğu ilçe belediyesine bağlanması, Anayasa'nın "Orman köylüsünün korunması" başlıklı 170. maddesine açıkça aykırıdır.

Kocaeli ve İstanbul diğerlerine örnek teşkil eder mi?

Hükümet, Kocaeli ve İstanbul örneklerinin başarılı olduğu teziyle yola çıktı.

Bu iki kentin ülkenin en gelişmiş bölgesinde olduğu ve il genelleri itibariyle şehre dönüşmüş olduğu
unutulmamalı.

İstanbul'un yüzölçümü 5712, Kocaeli'nin 3505 kilometrekare.

Hâlbuki sınırları il sınırı olabilecek büyükşehirlerden sadece Konya'nın yüzölçümü takriben 39.000 kilometrekare.
Dolayısıyla Kocaeli ve İstanbul'un diğer büyükşehirlere emsal teşkil edemeyeceği açıktır.

Alanı ileri derecede büyüyen büyükşehir belediyelerinin (Erzurum'da 20 kat, Ankara'da 3 kat, Konya'da 30 kat) bütün görev alanına verimli ve etkili hizmet götürebilmeleri mümkün değildir.

Yeni büyükşehir kanununun terör ve başka yönlerden de ciddi sakıncaları var.

Devam edeceğiz.

bugün



Bu haber 766 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,055 µs