En Sıcak Konular

Bağış: Toplum AB'ye kızgın!

18 Ekim 2012 09:57 tsi
İtalya'nın Başkent'i Roma'da bulunan AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, TGRT Haber TV Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın hazırlayıp sunduğu Ankara'nın Gündemi programına konuk oldu.

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 2012 Türkiye İlermele Raporu'nun, Türkiye'nin fotoğrafını çekmeye çalıştığını ama yanlış lensle çektiğini ve çektiği fotoğrafın gerçeği olduğu gibi yansıtmadığını belirterek, "İlerleme raporuna kızmamız, tutup da AB standartlarına ulaşma sevdamızdan vazgeçmemiz anlamına gelmez'' dedi.

İtalya'nın Başkent'i Roma'da bulunan AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, TGRT Haber TV Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın hazırlayıp sunduğu Ankara'nın Gündemi programına konuk oldu. Türkiye'nin Roma Büyükelçiliği'nde gerçekleştirilen programda, İhlas Medya Ankara Grup Başkanı Nuri Elibol ile Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilci Yardımcısı Uğur Ergan'ın sorularını yanıtlayan Egemen Bağış, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bakan Bağış, AB tarafından geçen hafta yayımlanan ilerleme raporuna ilişkin "Aslında ilerleme raporu, Türkiye'nin fotoğrafını çekmeye çalışıyor ama yanlış bir lensle çekmeye çalışıyor. Bazen Türkiye'ye ayna tutmaya çalışırken kırık bir aynayla yanlış bir imaj vermeye çalışıyor, ışığı ters yönden alıyor. Ve çektiği fotoğrafı aslında bir fotoğraf olarak önünüze koyuyor ama fotoğraf gerçeği olduğu gibi ya da bütün açılarıyla yansıtamıyor" dedi.Bağış, bu yılki ilerleme raporunda eleştiri dozunun geçmiş yıllara oranla daha yüksek olmasının nedenlerinden birinin Türkiye'nin tanımadığı ve diplomatik ilişkilerinin bulunmadığı bir ülkenin dönem başkanlığına denk gelmesi olduğunu belirterek, "Kıbrıs Rum Yönetimi de bu fırsatı değerlendirerek özellikle Kıbrıs konusundaki negatif cümlelerin yer alması için bir lobi içerisine girdiler. Öte yandan Türkiye'nin içerisindeki birtakım hassasiyetleri nedeniyle ilerleme raporuna eleştirel cümleleri yerleştirmek isteyen kesimler olabilir. Türkiye'nin şu anda AB reformlarıyla demokratikleşmesinden, şeffaflaşmasından, özgüvenini arttırmasından, kalkınmasından rahatsız olan kesimlerin olduğunu hepimiz biliyoruz. O kesimler farklı birtakım kanallar aracılığıyla bu raporu etkilemeye çalıştılar. Türkiye'nin dışındaki ülkeler de Türkiye'nin son dönemde artan dış politikadaki etkinliğinden Türkiye'nin zenginleşmesinden, Türkiye'nin güçlenmesinden rahatsız olan kesimler var. Bir de bu rapor, 27 ülkenin temsilcilerinin içine öneriler sunduğu rapor. Bütün bunların içerisinde bu raporun içerisinde gerçekten yanlış intiba verecek cümleler olabiliyor. Bütün bunları söylemişken tamamı eleştirel diyemeyiz. Raporun içinde aslında çok ciddi övgüler de var. Ama sonuçta bu raporlar bardaktaki su gibi kimi yarı boş, kimi yarı dolu olarak tasvip edebilir. Nerden bakıldığına bağlı" diye konuştu.

"GEÇEN YILKİ RAPORDA BASIN DAVALARINA ÖVGÜ VARKEN BU SENE ELEŞTİRİLERİ YERLEŞTİRMİŞLER"

Yargıyla ilgili eleştirilerin de rapora yansıdığını ifade eden Bağış, şunları kaydetti:

"Yargıdan kaynaklanan sorunlar Türkiye'ye has sorunlar da değildir. Bugün AB üyesi ülkelerde de yargıyla ilgili sorunlar vardır. Mesela bizde birtakım basın davaları gündeme getirilip gözaltında veya tutuklu olan gazetecilerle ilgili eleştiriler rapora yansıyor. Ama bugün İngiltere'de de basın özgürlüğüyle ilgili çok ciddi sıkıntılar var. İşte kraliyet ailesinden bazı şahısların fotoğrafının yayınlanmaması için İngiltere'de çok ciddi baskı oluştuğunu hepimiz medyadan takip ettik. İşin maalesef tatlı olan yönü hani 'hocanın dediğini yap, yaptığını yapma' derler. Avrupa Birliği'nin de dediğini yap, yaptığını yapma anlayışı içerisinde yaklaşmak gerekecek. AB Komisyonu, üye ülkelerle ilgili rapor hazırlamıyor, aday ülkelerle ilgili rapor hazırlıyor. Yoksa bugün AB üyesi ülkelere baktığımız zaman içerisinde olduğumuz İtalya dahil olmak üzere birçok ülkede bizden çok daha vahim idealler var. İlerleme raporunun ilki değil, 15'incisi. Geçen yılki raporda aynı davalara övgü var, 'Türkiye'de demokratikleşme adına muazzam bir adımdır bu davaların açılması, Türkiye'nin şeffaflaşması için büyük bir fırsattır' cümleleri var ama bu seneki raporda 'fırsat olmasına rağmen' deyip ondan sonra eleştirileri yerleştirmişler."

"Bizim karşı karşıya kaldığımız tezatlar, çelişkiler, ikiyüzlülükler, yüzümüze söylenenlerle arkamızdan yapılanlar arasındaki büyük fark hakikaten kabul edilecek gibi değildir" diyen Bakan Bağış, "Eğer bu rapor bu yılın ilerleme raporuysa, son 1 yıl içerisinde farklı inanç gruplarına Türkiye'de yapılan yeni açılımlar cumhuriyet tarihinde yapılan toplam açılımların kat kat üstündedir. Bu konuda bize sürekli olumlu cümleler geldi. Buna rağmen ilerle raporunun içerisinde 'Türkiye'de inanç gruplarına yapılanlar bu sene sınırlı kalmıştır' diye bir cümle var. Onu gördüğünüz zaman hakkaniyet açısından huzursuz oluyorsunuz" dedi. Avrupa Birliği'nin geçen sene aldığı '23 ve 24. fasıllar, müzakerelerde diğer fasılların önündedir' kararına değinen Bakan Bağış, "Yani aday ülkeler 23 ve 24. faslı açmadan diğer fasılları açamazlar. 23 ve 24. fasılların içeriğine baktığımızda yargı, temel haklar, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü gibi şu anda üzerinde tartıştığımız, konuştuğumuz ve ilerleme raporunda Türkiye'ye eleştiri olan her konu 23 ve 24. faslın içerisinde yer alıyor. Yani Türkiye'ye bu eleştirilerde samimi iseler kendi benimsedikleri kurallar çerçevesinde bu fasılları açmaya yönelik adım atmaları gerekir. Bu iki fasıl, 13 faslı açmış Türkiye tarafından açılamıyor; çünkü Kıbrıs Rum Yönetimi bu fasılların açılmasını veto edeceğini ilan etmiş. Bir yandan Kıbrıs Rum Yönetimi 27 ülkeden biri olarak bu fasılların öncelikli fasıllar olması için oy kullanmış. Öte yandan konu Türkiye'ye gelince 'hayır, ben Türkiye'ye fasıl açtırmam' diye bir tavır ortaya koymuş. Bu kadar derin çelişkilere bizim verdiğimiz tepkiler inanın bana çok azdır, sınırlıdır" ifadelerini kullandı.

"VİZE KONUSUNDA BİZ HAKLIYIZ"

Görüştükleri ülkelerin hepsinin vize konusunda "Haklısınız, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize uygulamasının kalktığı yok, diğer ülke vatandaşlarına olduğu gibi sizin vatandaşlarınıza vizelerine kalkması lazım. Bunu bir sürece bağlayalım" dediğini anlatan Bakan Bağış, konuşmasına şöyle devam etti:

"Ama Avrupa Konseyi'ne gönderdikleri bir raporda 27 ülkenin 27'si birden Türklere vizenin devam etmesinden yana tercih belirtmişler. Vize muafiyeti konusu, Türk vatandaşlarının en önem verdiği konuların başında geliyor. Benim de bir numaralı gündem maddem. Müzakerelerde fasıl açmaktansa vize konusunda birtakım gelişmeleri elde etmeyi daha çok önemsiyorum. Vize konusunda biz haklıyız. Bu bizim hem hukuki hakkımız hem de mantıksal hakkımız, Avrupa'nın çıkarları açısında da. Ama haklı olmak yetmiyor, güçlü olmak lazım ve Türkiye güçleniyor. Türkiye'nin ekonomisi güçleniyor. Türkiye zenginleştikçe bu vize konusu çözülecek."

"AB KONUSUNDA CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA GÖRÜŞ FARKI YOK"

"Başbakan Erdoğan'ın AK Parti Kongresi'nde AB konusuna az değinmesi, Cumhurbaşkanı Gül'ün ise Meclis'in açılışında AB'ye vurgu yapması Köşk ile Hükümet arasında çelişkili durum var mı?" sorusu üzerine Bakan Bağış, "Cumhurbaşkanımız ile Başbakanımız arasında herhangi bir bakış açısı farklılığı, ayrılık, çelişki söz konusu olamaz. Aslında Başbakanımızın AK Parti Kongresi'nde yaptığı konuşmanın özü ile Cumhurbaşkanımızın Meclis'in açılışında yaptığı konuşmanın özü arasında çok büyük bir fark yoktur. Kullandıkları kelimelerde yaptıkları tercihler stratejiktir. Başbakanımızın ortaya koyduğu 2023 vizyonu var. 2023 vizyonuna yönelik 63 tane kongrede partisiyle paylaştığı bir hedef var. Bu 63 maddenin 60'ı Avrupa Birliği direkt bağlantılıdır, 63'ü bile Avrupa Birliği standartlarında bir ülke olmamızla çok ama çok bağlantılıdır. Sonuçta cumhuriyet tarihinde ilk defa Avrupa Birliği Bakanlığı kuran hükümet Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'dır" cevabını verdi.

"TOPLUM, AB'YE KIZGIN"

"Toplumumuzda AB sürecine haklı bir kızgınlık vardır" diyen Bağış, bu kızgınlığın AB standartlarına, birliğin temsil ettiği değerlere ya da AB yolunda atılan reform adımlarına değil, AB'nin Türkiye'ye karşı uyguladığı çifte standartlı yaklaşıma yönelik olduğunu vurguladı. Bağış, ''İlerleme raporuna kızmamız, tutup da AB standartlarına ulaşma sevdamızdan vazgeçmemiz anlamına gelmez'' dedi.

2012 Nobel Barış Ödülü'nün AB'ye verilmesini de değerlendiren Bağış, ''Artık Nobel Barış Ödülü, sağlanan başarıdan çok teşvik etme, biraz da kendi görevini hatırlatma unsuru haline geldi'' ifadesini kullandı. AB'nin kuruluş felsefesinin çok önemli olduğunu ve insanlık tarihinin en kapsamlı barış projesi olduğunu ifade eden Bağış, ancak AB'nin kıtasal bir barış projesi olmaya devam ettiğini, kıtanın bile tamamını kapsayamadığını belirtti. Bağış, ''AB'nin küreselleşmesi Türkiye'nin üyeliğiyle gerçekleşecektir. Türkiye'nin AB üyeliği, Nobel'den daha büyük bir ödül olacaktır'' şeklinde konuştu.

Bu haber 728 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,985 µs