En Sıcak Konular

TSK olası bir savaşa ne kadar hazır?

5 Ekim 2012 09:41 tsi
TSK olası bir savaşa ne kadar hazır?
Akçakale’ye düşen bombalar, Türkiye’nin Suriye ile savaşa girme olasılığını ve TSK'nin savaşa ne ölçüde hazır olduğunu gündeme getirdi.

Türkiye’de, hiçbir zaman tartışılmaya değer bulunmayan ama tartışılması elzem olan bir konu var; o da, TSK’nın, bir savaşa ne kadar hazırlıklı olduğu. İç savaşın yaşandığı Suriye’de, rejime bağlı birliklerin havan topu mermilerinin, birkaç haftadır Türk sınırları içine düşmeye başlaması ve önceki gün de bu mermilerin beş sivilin ölümüyle sonuçlanması üzerine Meclis, dün, TSK’ya, Suriye’ye gerektiğinde operasyon yetkisi veren bir tezkereyi kabul etti. Türk yetkililerin de açıkladığı üzere, bu tezkere, Suriye ile savaşa girileceği anlamına gelmiyor ama bu ülkeyi, Türkiye’ye saldırgan tutum içine girmekten caydırmayı amaçlıyor.

Suriye’nin 22 haziranda Türk F-4 jetini düşürmesi, Türkiye ile bu komşu ülke arasında bir savaş çıkması olasılığını gündeme getirirken özellikle Batılı ülkelerde, Türkiye bir savaşa ne kadar hazır, sorusunun yüksek sesle sorulmasına da yol açtı. Batı’da cevap aranan sorular şöyle: “Günümüz tehditlerine göre yeniden yapılanmamış, gücünü ağırlıklı olarak zorunlu askerlik hizmetini yapan acemi erlerden alan ve iç tehdide göre konumlanmış Türk ordusunun, üçüncü ülkelerle savaşa ne kadar hazır?”

TSK, 28 yıldır, PKK ile mücadele etmekte ve darbeler yoluyla ya da darbe planlarıyla iç politikaya çok fazla mesai harcamış bir ordu. NATO müttefikleri, 21 yıl önce Soğuk Savaş’ın bitmesinden sonra artık dünyadaki yeni tehditlere göre ordularını yapılandırdılar ve bunun gereği olarak küçüldüler ama askerlerini mobil hale getirirken vuruş gücü yüksek silahlarla donattılar.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de, Harp Akademileri Komutanlığı’nda geçen nisan ayında yaptığı konuşmada vurguladığı üzere TSK, çok geciktiği yeniden yapılanmasını bir an önce gerçekleştirmek zorunda.

F-35 alımı prestij için mi

Türkiye’nin, envanterindeki silahların ülkeyi savunma amaçlı olduğu biliniyor. Ancak, bir parlamento süzgecinden geçmediği için satın alınan ya da ülke içinde üretilen silahların Türkiye’nin caydırıcılığına ne ölçüde katkıda bulunduğu bilinmiyor. Örneğin, Türkiye’nin, 14 milyar doları bulan 100 adet F-35 savaş uçağını, NATO içinde prestij kazanmak için mi yoksa bu kadar çok savaş uçağına gerçekten ihtiyacı olduğu için mi satın alacağı sorusuna cevap vermek mümkün değil.

Askerî uzmanlar, TSK envanterinde binlerce kara silahı tank ve zırhlı personel taşıyıcısı bulunmakla birlikte tank dahil her tür kara aracını havadan vuracak saldırı helikopterlerinin sayısının çok az olduğuna ve bunun “Zayıf bir nokta,” teşkil ettiğine vurgu yapıyorlar. Ancak, F-16 ve F-4 filosu dahil Türkiye’nin envanterindeki hava unsurlarıyla bölgesinin en iyileri arasında olduğu söylenebilir. Bugünün savaşlarında, hava kuvvetlerinin etkinliği tartışılmaz önemde. Bugün halen Esed rejiminin direniyor olmasının, rejimin hava savunma gücünün ileri olmasından kaynaklandığı söylenebilir. Diğer yandan, Suriye muhalefetinin elinde uçaksavar füzeleri ve askerî uçaklar bulunmuyor. NATO ise, Libya’da yaptığının tersine Suriye muhalefetine, uçuşa yasak bölge ile destek vermediği gibi, El Kaide gibi terör örgütlerinin eline geçecek endişesiyle muhalif Özgür Suriye Ordusu’na silah vermiyor.

Türkiye’nin, her ne kadar, hava kuvvetleri unsurları açısından caydırıcı olsa da bir savaş halinde mevcut kalabalık ama hantal yapısıyla birliklerini ne kadar hızla harekete geçirebileceği, Batı’da önemli bir tartışma konusu. Bir Batılı diplomat, “Türkiye’nin, küçülürek daha etkin bir güç haline gelmesi için önünde çok sayıda müttefik orduları örneği var, bunlardan model anlamında ilham alabilir” diyor.

Suriye’nin kimyasal silahları felaket getirir

Komşu Suriye’deki gerek iç savaş gerekse Ankara ve Şam rejimi arasındaki ilişkilerin en gergin dönemini yaşıyor olması, TSK’nın, her ne kadar havada vuruş gücü çok iyi olsa da olası bir savaşta düşmanı mağlup edecek profesyonel asker kapasitesine sahip olup olmadığının ciddi şekilde sorgulanmasını gerektiriyor. Diğer yandan, Suriye’nin envanterinde kimyasal silah gibi kitle imha silahlarının bulunduğu gözönüne alındığında, Türkiye’nin bu ülke ile girişebileceği bir savaşın felaketle sonuçlanabileceğini de akıllarda tutmak lazım.

Taraf



Bu haber 2,056 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,331 µs