En Sıcak Konular

Buraya çok dikkat: İşte asıl tehlike!

4 Ekim 2012 00:47 tsi
Buraya çok dikkat: İşte asıl tehlike! Türkiye NATO'suz Suriye'ye sokulmak isteniyor!

TRT Haber kanalında Faruk Bilgin'in moderatörlüğünde her Çarşamba saat 22:45'de yayınlanan Açı programının son bölümünde Akçakale'ye top mermisi düşmesi ve 5 vatandaşın ölmesi olayı masaya yatırıldı. Prof. Dr. Sedat Laçiner, Prof. Dr. Talip Küçükcan ve Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan'ın konuk olduğu bölümde yapılan tespitlerden bir kısmı şöyle:  

 

Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan: Suriye ile şu anda yaşadığımız krizin arka planı var. Tesadüfen düşen bir top mermisi olduğu düşünülse böyle bir karşılık verilmezdi. Bir birikim olduğu için ve bunun kasıtlı yapıldığı algılandığı için böyle karşılık verildi. Bu kamuoyunun önünde önemli bir şey. Uçağımızda da karşılık vermedik, devlet neden hiçbir şey yapmıyor diye bir halk baskısı oluşmaya başladığı için bu karşılığı vermek zorundaydı. Ölçülü bir karşılık. Hemen akabinde uluslar arası kurumlar devreye sokuldu, hukuki prosedür çerçevesinde ne gerekirse o yapılıyor. Tahmin ediyorum, hemen Rusya ile telefon görüşmeleri yapılmaya başlanmıştır.

Bu genel bir gözdağı vermek için yapılmış da olabilir ama çok akılsızca bir saldırı. Suriye zaten iç düzenini sağlayabilmiş değil, orada bir devlet yok. Bunun hakikaten yukarıdan aşağıya, hiyerarşik bir kararla Türkiye'ye yöneltilmiş bir saldırı olduğundan çok emin değilim, çünkü çok akılsızca bir şey olur, durduk yerde bir NATO ülkesini savaşın içine çekiyorsunuz. Türkiye'nin savaşa girdik diyebileceğimiz bir aşamada değiliz, tabi. Savaşla yan yana gidiyor. Başka bir güç de devreye girmiş, provokasyon da yapıyor olabilir, Türkiye oraya girsin diye... Fazla komplo  teorisi gibi düşünmek istemiyorum ama NATO burayı vurmaya hazırlanıyorsa, bir tane bomba düşer Türkiye toprağına. Ama bu o bomba mıdır, fazla emin değilim. Bu bana kızıştırma amacıyla, daha küçük çaplı bir yoklama gibi geldi. Ancak bu sadece Türkiye'den ibaret bir mesele değil, Türkiye girdiği zaman NATO savaşa girmiş demektir. Şunu da açıkça söylemek lazım: Bir savaş moduna gelişeceğini düşünmüyorum, tampon bölge kurulması olabilir. Askerin kullanılmasıyla Türkiye'nin kendi güvenliğini sağlayacak bir bölge oluşturması gerekir. Doğal olarak bu askeri önlem içerir, böyle bir noktaya gidilebilir.

Suriye meselesinin bir İran - Rusya boyutu da var. Onları buradan izole etmek mümkün değil. Ha, eğer Rusya ile bir anlaşma yapıldıysa, "artık tamam bu iş bitti, artık yenisini kuruyoruz" noktasına gelindiyse, o zaman askeri bir operasyonla muhaliflerin eli rahatlatılabilir, NATO kanalıyla tampon ve güvenilir bölgeler oluşturulabilir. Ama onun da bir süreç içersinde gelişeceğine inanıyorum. Tabii NATO dediğiniz zaman Amerika'nın da devreye girmesi gerekiyor. Amerika'nın öncülük etmediği herhangi bir NATO girişimi çok mümkün olmaz. Burada Türkiye'nin böyle bir bomba ile vurulması ve bu işin içersine girmek zorunda kalması aslında şu anlamda handikaplı: Suriye meselesi Türkiye'nin meselesi değildi. Olmaması gerekirdi. Bir insanlık sorunu.

Prof. Dr. Sedat Laçiner: Öyle kavgalar vardır ki, karşınızdaki yüzünüze tükürse, cevap vermemeniz gerekebilir. Kavganın sonucudur önemli olan. Uluslar arası ilişkiler arenası bıçkın delikanlılık yeri değildir. Top atıldı ben de füze atayım arenası değildir. Devlet yönetmek stratejik bir akıl gerektirir. Olayın daha ne olduğu belli değil. Uçak meselesinde şudur dendi, o olmadığı ortaya çıktı. Şimdi kim top atışında bulundu, onu bilmiyoruz. Karşıdan bir şey geldi, buna da değişen angajman kuralları içersinde karşılık verildi, fantezi yapılmadı. Doğru olan da budur. Hatta orada bile çok dikkatli olmak lazım. Neden? Karşıdan size bir atış yaparlar, oltanın ucundaki balık atışıdır. Öyle bir mahallenin ortasından atarlar ki, siz de angajman kuralı, sürün topu, bir gönderirsiniz elli çocuğu vurursunuz, Türkiye çocukları öldürdü olur. Kimseye anlatamazsınız. Kimin eli kimin neresinde belli olmayan bir savaş var. Bu iç savaş Suriye'deki rejim ile muhalifler arasında bir savaş olmanın ötesine geçmiştir. Bugün orada Hizbullah, Lübnan'dan, İran'dan adamlar var. İran istihbaratı zaten orada. İlaveten silahlı askerleri var. Bu artık İran'ın savaşı. İkincisi orada Rusya'nın deniz üssü var. İlaveten Rus danışmanlar var deniyor ama kim bunlar? Bizim bildiğimiz danışmanlar CIA mensubu olurdu, İran'da devrim olmadan önce öyleydi. Aynı İran devriminden önceki Amerikalı danışmanlar hikayesinin benzeri Suriye'de var. Rusya orada... Rusya her fırsatta Suriye'nin yanında olduğunu söylüyor, NATO girmesin diyor, Türkiye'ye parmak sallıyor. Çin siyasi ve diplomatik olarak orada, Suriye'ye dokundurtmam diyor. Çin pek çok teknolojinin yasadışı olarak dışarıya transfer edildiği ülke. Suriye ile de böyle bir ilişki kurmuş olabilir. Amerika ne yapacağına tam karar vermemiş gibi duruyor. Meseleye sadece mezhepsel olarak bakan Arap ülkeleri var. El Kaide var. İsrail var. Irak-İran savaşı İsrail'in ömrüne ömür kattı. Lübnan'daki iç savaş, İsrail'in oraya girmesini teşvik etti. Bu savaşların hepsi İsrail'in işine yarıyor. Ve enteresan bir şey var Suriye'de şu an Esad'ı destekleyen bir Rusya, bir İran bir de İsrail var! Düşünün yani Esad'ın düşmesini istemeyen bu üç ülke! O kadar çok şey var ki burada, ondan dolayı söylüyorum, kavga sizin planladığınız gibi gidecekse, girersiniz. Ama burada size bir havan topu atarlar, siz karşılık verirsiniz, katliam yaptı olursunuz. Uçak olayında daha ilk gün yazmıştım, dikkat edelim bu oltanın ucundaki balıktır, diye. Bir uçağı düşürmek çok kolay. Rusya'da bu teknoloji var. Tabi, sadece Rusya'da bu teknoloji yok...

Buradaki asıl tehlike şu: NATO'nun eli temiz değil, Amerika'nın eli temiz değil. Kimin eli temiz? Yanında durabileceğimiz bir melek yok. Tamamıyla kendi kendimizi koruma durumundayız. NATO'daki müttefiklerimiz gerçekten müttefik mi? Bütün PKK uzantıları NATO ülkeleri ürünüdür. Bizi bir kardeş olarak gördüklerini kimse iddia edemez. Oysa savunma alanındaki ittifaklar kardeşlik ilişkisini gerektirir. Buradaki asıl sıkıntı bence şu: Türkiye NATO'suz Suriye'ye sokulmak isteniyor. NATO ile birlikte girmek kötü olabilir, perişan olabiliriz. Hiç bir ülkeye girmekle ilgili değil. Libya krizinde Başbakan Erdoğan haklı olarak NATO'nun orada ne işi var demişti. Ama sonra ne oldu? Mecburen NATO ile birlikte girdik çünkü NATO'suz Fransa ve bazı ülkelerin oraya girip, tarumar etme sorunu baş gösterdi. İyi vardır, kötü vardır, çok kötü vardır. Bu işin en kötüsü İran ve Rusya ile düşman haline gelmektir, Çin ile ilişkilerin soğumasıdır, İsrail ile zaten ilişkiler kötü, bir de bunun üzerine  NATO'suz Suriye'de tek başımıza kalırsak, nereye gideceği belli olmayan bir iç savaşın içine girersek, böyle dönersiniz aşağı doğru, ekonominiz batar, siyasetiniz karma karışık hale gelir. 

www.iyibilgi.com  zoom



Bu haber 8,633 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,553 µs