En Sıcak Konular

En ağır koşullar neden hep bize?

19 Eylül 2012 09:33 tsi
En ağır koşullar neden hep bize? Türkiye'nin yardım talebini geri çevirmişler...

Türkiye, yüksek bütçe açığı sonucunda ortaya çıkan yüksek enflasyon ve Marmara depreminin ardından 1999 sonunda IMF ile Stand-by anlaşması imzaladı.

Bu anlaşmaya göre, Türkiye'ye 4 milyar dolar destek kredisi verilecek ve bu krediyle Türkiye üç yıllık bir istikrar programı uygulayacaktı. Ama işler öyle farklı gelişti ki, IMF anlaşması yürürlükte olduğu halde 2000'in sonunda Türkiye'de piyasalar mali fırtınaya tutuldu.
Bunun ardından bir de Çankaya felaketi yaşandı. MGK toplantısında, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Başbakan Bülent Ecevit'e anayasa kitapçığını fırlatmasıyla Türkiye Şubat 2001'de derin bir ekonomik krize girdi.

İşte bu krizi anlatan bir kitap o dönem toplantılara katılan IMF müdürlerinden Onno de Beauford Wijnholds tarafından yazıldı ve Fighting Financial Fires (Finansal Yangınla Savaş) adıyla yayımlandı.

Wijnholds o dönemin toplantılarını anlatıyor: "Aralık 2000'de derme çatma bir operasyonla Türkiye'ye 10 milyar dolar vermek için ek para temin edildi. Bazı müdürler ve ben bu ek paranın verilmesinde memnun değildik çünkü Türk parası aşırı değerliliğini sürdürüyordu."

Wijnhold devam ediyor. Dönemin IMF Başkanı Köhler 10 milyar doları doğrudan ikili anlaşmayla temin etmek için ABD'ye başvuruyor. ABD döviz istikrar fonunda yeterli para olduğu ve 1995'te Meksika'yı kurtarmak için kullanıldığı belirtiliyor. Fakat politik problem olabileceği beklentisiyle ABD yükün IMF tarafından üstlenilmesini öneriyor. Ve Köhler ve Derviş'e böyle bir borcun verilemeyeceği söyleniyor. Böylece Türkiye'ye, ABD'nin 10 milyar dolar bile yardıma yanaşmadığı ortaya çıkıyor.

Peki ne var bunda diyebilirsiniz? Türkiye için çok önemli bir bilgi bu. Düşünün hem IMF başkanına hem de Kemal Derviş'e ABD'nin Türkiye için politik kaygılarla para veremeyeceği belirtiliyor.

Ve "faiz dışı fazlanın milli gelirin yüzde 6.5'in az olmayacağı hedeflendi ve bu oran Arjantin'den istenen faiz dışı fazla hedefinden çok fazlaydı" diyor. Hemen hatırlatalım Arjantin'den istenen faiz dışı fazla o dönemde yüzde 2.5 oranındaydı. Kısaca Türkiye'den istenen ağır koşullar diğer ülkelerden istenmiyor. Hatta bugün Yunanistan'ın borçlarının neredeyse yüzde 60'ının silindiğini dikkate alırsak Türkiye'den istenen koşulların oldukça ağır olduğunu tekrar etmekte fayda var. En önemli tanık olarak Derviş'in bu operasyonlara açıklık getirmesi gerekiyor.
Öyle anlaşılıyor ki, Türkiye finans tarihi gizliliklerle dolu. Türkiye'de tam olarak ne olup bittiğini anlayabilmek için bu gizli yönlerin açıklanmaya ve yorumlanmaya ihtiyacı var. Şeffaflığa, Kemal Derviş'le başlayabiliriz.

Süleyman Yaşar / Sabah (İlgili kısım)



Bu haber 1,851 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,495 µs