En Sıcak Konular

Belçika'da iki yıldır tutulan cenazeler teslim edilecek

17 Eylül 2012 17:08 tsi
Belçika'da iki yıl önce öldürülen Türk gencinni cenazesi yasal engel kalktığı için nihayet ailesine teslim ediliyor

Belçika'da iki yıl önce cinayete kurban giden oğullarının naaşlarını almak için bugüne kadar bekleyen acılı Aygün ailesi için ümit ışığı doğdu. Soruşturmanın bittiği, dolayısıyla cenazelerin aileye teslim edilmesinin önündeki engelin kalktığı öğrenilirken, Yurtdışı Türkleri ve Akraba Toplulukları Başkanı Kemal Yurtnaç, acılı anne babayı evinde ziyaret ederek devlet olarak yanlarında oldukları mesajı verdi.

Belçika'da yaşayan Afyonlu Vahit (64) ve Naciye Aygün (63) çifti, bundan tam iki yıl önce öldürülen iki oğullarının cesetlerini almak için uzun süre verdikleri hukuk mücadelesinin sonuna geldi. Anvers Başkonsolosu Deniz Çakar, acılı aileyi ziyaretinde bildirdiğine göre, geçtiğimiz salı günü itibariyle cinayet davasındaki araştırma safhası sonuçlandı. Dosya tamamlandığı için cenazelerin yurt dışına çıkartılmasının önünde herhangi yasal bir engel kalmamış oldu.

Kortrijk Bölge Savcısı Marc Allegaert 'dosyayı tamamlamadığı' gerekçesiyle iki kardeşin cesetlerini iki yıldır morgda tutuyordu. Son gelişmelerle birlikte dava dosyasının cenazeleri salıvermeyen sorgu savcısının uhdesinden çıkığına dikkat çeken Başkonsolos Deniz Çakar, "Benim inancım ve temennim o ki Eylül sonu itibariyle cenazelerimizi alabileceğiz" sözlerine yer verdi.

Bugünedek oğullarının cesetlerini bir kez olsun göremediklerini anlatan Vahit Aygün, aradan geçen iki yıldan sonra oğullarının cesetlerini ancak kendilerine teslim edileceği haberi karşısında ''Allah'tan umut kesilmez, Cenabı Allah büyüktür. Zaten derdimiz bize yetiyor. Diyecek bir şey bulamıyorum. Kırk senedir Belçika'dayım. Daha karakol kapısından geçmedim. Karşılığı buymuş. Bundan sonra Belçika'yı ağzıma alırsam daha bana haram olsun. Çekip koyup gideceğim buralardan.'' sözleriyle tepkisini dile getirdi. Anne Naciye Aygün ise ''Soğuk yüzlerini göstermediler bize. Hala da öldüklerine inanmak istemiyorum. 24 aydır sanki kapıdan içeri gireceklermiş gibi geliyor. 24 ay neler çektiğimizi kimse bilmiyor'' diyerek gözyaşlarını tutamadı.

Uğur (33) ve Süleyman Aygün (32) kardeşler, Flaman yerleşim yerlerinden Meulebeke kasabasında 18 Eylül 2010 günü çıkan tartışmada M. Uçar (34) adlı başka bir Türk tarafından sokak ortasında öldürüldü. Saldırgan M. Uçar, olaydan kısa süre sonra yakalandı.

AYGÜN AİLESİ BELÇİKA'YI AİHM'YE ŞİKÂYET EDECEK

Öte yandan bir dizi temasta bulunmak üzere Belçika'da bulunan Yurtdışı Türkleri ve Akraba Toplulukları Başkanı Kemal Yurtnaç da Aygün ailesini evlerinde ziyaret ederek devlet olarak yanlarında oldukları mesajını verdi. Kemal Yurtnaç, Türkiye'ye gelen Belçikalı her resmi heyete konuyu ilettiklerini kaydederek yaşanan acı dolu iki yılı değerlendirdiğine ''İnsan hakları ihlali olduğuna inanıyoruz. Yaşanan süreç bir kişinin yanlış tercihte bulunması diye düşünüyorum. Biz de devlet olarak işin sonuna kadar takipçiyiz. Bundan sonra başka anneler babalar üzülmesin. Hak ihlalleriyle karşılaşılması durumunda yazılı şikayet edilmesini istedi. Hukuki yollardan dışarı asla çıkılmasın. Velev ki, cenazeler yarın verilmiş olsun, ben bu sürecin sonuna kadar gidilmesi taraftarıyım. Başka anne babalar üzülmesin, başka haksızlıklar yapılmasın. Ben yapılanın ne hukuki ne insanı ne de vicdani bir izahını bulamıyorum'' sözlerine yer verdi.

Avrupa'nın demokrasi algısında çok büyük emeğinin olduğunun altını çizen Yurtnaç, Avrupa'da insan haklarının ne kadar bireysel eksiklikleri görülse de örnek alınacak bir pozisyonda olduğunu düşündüğünü ifade ederken ''Ama bu tür bireysel yanlışlar Avrupa'nın yüzünü kızartıyor' dedi.

"BELÇİKALI SAVCI TELEFONLARIMIZA ÇIKMADI"

Ailenin onay ve isteğine bağlı olarak konunun AİHM'te taşınacağını ifade eden Kemal Yurtnaç, yapılacak bu yöndeki herhangi bir başvuruda devlet olarak Aygün ailesinin yanında olacaklarını ifade edildi. Belçika'daki hukuki yolların tamam tüketildikten sonra yapılacak bir başvuruya aile de sıcak bakıyor. Anvers Başkonsolosu Deniz Çakar ise davaya bakan sorgu savcısının ne Belçikalı makamlara ne de Türk makamların görüşme talebine cevap verilmediğinden yakınarak ''Randevu dahi vermedi, telefonlarımıza çıkmadı.'' dedi. Çakar, bir kişinin anlaşılmaz yaklaşımı ülkenin hukuk mevzuatını değiştirme ihtiyacını doğurduğunu ifade ederken, ''Bu dava türünün örneği olarak Belçika yasal sisteminde bir iyileştirmeye gidilmesine emsal teşkil edecek bir örnek olarak tarihe geçti. Bu davanın bir eşi daha yok'' şeklinde konuştu.



Bu haber 709 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,940 µs