En Sıcak Konular

Sünnet tartışmaları sürüyor

13 Eylül 2012 14:03 tsi
Almanya'da sünnete karşı çıkan kuruluşlar, yasal düzenlemenin hemen yapılmaması, sünnetin tartışılması gerektiğini savunuyor. Ancak Müslüman ve Yahudilerden, destek bulamıyorlar.

Almanya’da yaşayan Müslüman ve Yahudilerin tepkisine yol açan sünnet kararı, aralarında Alman Çocuklara Yardım Derneği, Çocuk Doktorları Birliği, kadın hakları için mücadele eden Terre des Femmes gibi kuruluşlar tarafından memnuniyetle karşılandı.
Sünneti “yaralama” olarak gören bu kuruluşlar, erkek çocukların sünnet edilmesine karşı çıkıyor. Bu kuruluşlar salı günü Berlin'de düzenlendikleri ortak basın toplantısında, Alman hükümetine çağrıda bulunarak, sünnete ilişkin belirsizliği gidermeyi hedefleyen yasanın çıkartılmasında acele edilmemesini talep etti. Sünnete ilişkin yasa tasarısını önümüzdeki haftalarda Alman Meclisi'nin gündemine gelmesi bekleniyor.

Sivil toplum örgütleri yasaya karşı

Terre des Femmes adlı derneğin başkanı Irmingard Schewe-Geringk, taleplerini şu sözlerle dile getirdi: “Toplumda geniş katılımlı tartışma yürütülmesi için farklı kesimlerin katılacağı yuvarlak masa toplantıları ve tasarının ertelenmesini talep ediyoruz. Çünkü şimdiye kadar çocukları için iyi bir şey yaptığını düşünen ebeveynleri, bunun çocukları için hiç de iyi bir şey olmadığı konusunda ikna etmemiz gerektiğine inanıyoruz. Bu iki yıl içinde sağlanabilir. Bu konunun tartışılmasına olanak vermeyecek yasanın aceleyle çıkartılmasını engellemek istiyoruz.”

"Ebeveynler aydınlatılsın"

Bu çerçevede hazırlanan dilekçenin, Alman Meclisi’ne sunulması planlanıyor. Dilekçeyi, insan hakları için mücadele eden dernekler, doktor ve hâkimlerin kurduğu meslek örgütlerinin yanı sıra 300 civarında kişi imzaladı. Dinî özgürlüklere karşı olunmadığı vurgulanan dilekçede, sünnetin bedensel ve ruhsal sakıncaları olduğu ifade ediliyor. Düsseldorf Üniversite Hastanesi Psikosomatik Tıp ve Psikoterapi Enstitüsü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Matthias Franz, sünnetin sakıncaları konusunda ebeveynlerin aydınlatılmasını talep ettiklerini belirtti.

“Ebeveynlerin çoğu bu sakıncalar konusunda bilgi sahibi değil. Ebeveynlere, sünnet derisinin gereksiz olduğu söyleniyor ama bu bir yalan. Acımadığı söyleniyor, bunun da doğru olmadığı kanıtlandı. Sünnetin uzun vadede olumsuz bir sonucunun olmayacağı söyleniyor, fakat bu iddia da büyük çaplı araştırmalarla çürütüldü. Bu olguların toplumun geniş kesimi tarafından artık idrak edilmesi gerektiğini düşünüyorum.”

Alman Çocuklara Yardım Derneği Başkanı Georg Ehrmann da, Müslüman ve Yahudilere sünnetin sakıncaları anlatılırsa, çocuklarını sünnet ettirmekten vazgeçebileceklerini savundu:

“Almanya’da 2000 yılına kadar ebeveynlerin çocuklarını dövmelerine izin veriliyordu. Ebeveynin çocuklarını döverek terbiye etmesi yasaldı. Ama bu yasal olmaktan çıktı. Veya kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi, eşitlik… Eski geleneklerden kaynaklanan bir durum, gelenek olduğu için daha iyi demek değil. İnsanlara burada neyin önemli olduğu anlatılırsa, tutumun değişmesi mümkün. Bence bir çok ebeveyn bu konuda bilinçli değil.”

"Gelenekten dayatma ile vazgeçilmez"

Sünnete karşı çıkan kuruluşların oluşturduğu girişime, İsrail Çocukları Koruma Örgütü de destek veriyor. Ancak girişim, Almanya’da yaşayan Müslüman ve Yahudilerden destek bulamadı.

Sünnet karşıtı kuruluşların girişimini Deutsche Welle Türkçe Servisi'ne değerlendiren "Almanya Türk Toplumu" adlı derneğin Genel Başkan Yardımcısı Ayşe Demir, bu tartışmalarda Müslüman ve Yahudi ebeveynlerin çocuklarına kötülük yapıyormuş gibi gösterilmesinden çok rahatsız olduklarını vurguladı. Demir, ayrıca Köln Mahkemesi'nin kararından kaynaklanan belirsizliğin, Almanya'da yaşayan Türkler arasında endişe yarattığını belirtti.

Almanya'da sünnetin yasaklanamayacağını kaydeden Demir, sünnet karşıtı grupların ise hedeflerine ulaşmayacağını ifade etti. Demir, sünnete tartışmaların etkisini şu sözlerle değerlendirdi: "Bazı ebeveynler bunun üzerine düşünecek, ki düşünüyorlar da, ben oğlumu sünnet ettiriyorum ama niye sünnet ettiriyorum, dinî gerekçeyle mi ya da toplumsal baskı mı? Bu tür soru işaretleri oluştu bazı ebeveynlerde. Ama sonuç itibariyle bu binlerce yıldır uygulanan, Müslümanlar açısından da Museviler açısından da çok önemli bir dinî unsur. Bu, bugünden yarına kalkmaz. Tabii ki gelenekler değişebilir, ama değiştirme arzusu gelenekleri uygulayan toplumun içinden gelmesi lâzım. Yani dışardan gelen dayatmayla ya da bir kararla o gelenekler değişmez.”(DW)

Bu haber 585 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,548 µs