En Sıcak Konular

BDP'yi bekleyen asıl tehlike ne?

13 Eylül 2012 13:36 tsi
Barış ve Demorkasi Partisi'nde yönetim zaafiyeti mi var? Yoksa Selahattin Demirtaş BDP'lilere söz geçiremiyor mu? Peki, ülke siyasetinde BDP'yi bekleyen asıl tehlike ne?

Habertürk gazetesi köşe yazarlarından Muharrem Sarıkaya, bugünkü köşe yazısında BDP'nin son günlerde yaşadığı 'çıkmaz'ı kaleme aldı. Sarıkaya'ya göre, BDP'nin böyle siyaset gütmesi halinde Ankara'da siyaset yapması daha da zorlaşacak. Habertürk yazarının bir de partlilere kritik bir sorusu var:

"BDP yönetimi, silahlı çözüm yerine müzakereyle sonuca varılmasını öteden beri savunan İmralı ile bir olup Kandil'e karşı tutum takınabilir mi?"

İşte Sarıkaya'nın bugünkü yazısı:

Ekim açmazı...

İki gündür Güneydoğu'dan bölgenin nabzını çok iyi tuttuğuna inandığım isimlerle konuşuyorum.

İçlerinden birinin dün söylediği şu cümle sohbetimizi özetlemeye yeter:
"Yakın geçmişe kadar hiç değilse birinin içindeki bir taraf şiddet dışı çözüm üretirdi. Şimdi her ikisi de çözümü şiddette aradığı için makule yer kalmadı."

İlginçtir benzer görüş AK Parti'nin bölgeyi çok iyi bilen isminde de vardı:
"Madem sonunda bu noktaya gelecektik, o zaman bu kadar uğraşı niye verdik?.."

Sözleri bu noktada durmadı, bölgenin içinden çıkılmaz, sıkıntılı, her bir örgütün ve istihbarat teşkilatının cirit attığı hale dönüşmeye başladığını söyledi.

Her ikisi de "demeç gibi olmamasını" istedikleri için isimleri bende saklı.
Görüldüğü gibi ortak kaygıları, çözümün silahta aranması üzerine...

Şurası unutulmamalı ki "başarısı, yaşamı sona erdirilen insan sayısı üzerine kurulu her zafer, baştan kaybedilmiş" demektir.

Bu kural tazeliğini bugün olduğu gibi gelecekte de yitirmeyecektir. Dünyaya "elveda" dediği bir çağda, silaha veya şiddete dayalı çözüm bu coğrafyada da geçerliliğini koruyamayacaktır.

BDP'NİN AÇMAZI

Çözümün şiddet olmadığını en iyi anlaması gereken de BDP'dir. Çünkü benzer söylemi en fazla dillendirmiş olanlar bugün BDP çatısı altında siyaset yapanlardır. Ancak onların da gelinen noktada çaresiz kaldıkları görülüyor. Hatta parti yönetiminde de benzer bir rahatsızlığı okumak olası.

Bir zamanlar Leyla Zana ve çok az sayıda ortaya çıkan rahatsızlığın BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'a da sirayet ettiğini söylemek yanlış olmaz.

Dokunulmazlıkların kalkması ve BDP'nin kapatılmasının konuşulduğu süreçte zaten partinin lideri olarak rahatsızlık duymaması da olağandır.

Bununla birlikte Demirtaş'ın parti lideri olarak arkadaşlarına söz geçirebildiğini söylemek ise olası değil. Eğer böyle olsaydı BDP'li milletvekilleri ile PKK'lıların kucaklaşma sahnesi yaşanmazdı.

Şurası kesin ki BDP'nin ebeveyni durumunda olan partilerin kongresinde Türk bayrağının indirilmesi veya% asteğmen adaylarının Tuzla Tren İstasyonu'nda katledilmesi sonrası Hatip Dicle'nin yaptığı açıklama ile Ankara'da Anafartalar ve Kızılay patlamaları gibi yüksek oranlı ters tepecek.

Hatta onlardan daha etkin olacak, belediye seçimleri sırasında da sonucu çok daha net görülecek.

ÇIKIŞ YOLU

Peki, bunu aşmak için BDP yönetimi, silahlı çözüm yerine müzakereyle sonuca varılmasını öteden beri savunan İmralı ile bir olup Kandil'e karşı tutum takınabilir mi?

Süreci bugün çok daha iyi okuyabilen BDP yönetiminin geçmiş davranışlarına bakılırsa biraz zor.
Nedeni de, bölgede'gittikçe yükselen lümpenizm karşısında anında aforoz edilip yalnızlaşmaları tehlikesinin önlerinde duruyor olması.

Bu da aranacak çözümü çok daha güç bir hale getiriyor, şiddeti tetikliyor.

Koşulların şiddete dayalı sürmesi halinde ekimde TBMM açıldığında paralel bir söylemi nasıl geliştireceklerini öngöremedikleri için Ankara'da siyaset yapmaları da zorlaşıyor.

Siyaset teröre karşı çözümde biraz daha dışlanıyor.

Kaynak: Habertürk



Bu haber 588 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,619 µs