'GDO'ya ortak çözüm bulmalıyız'

3 Eylül 2012 10:28 tsi
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu Başkanı Şemsi Kopuz: 'GDO’nun önlenmesi için ortak çözüm bulmalıyız'

Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz tarafından yapılan açıklamada, 2010 yılında Biyogüvenlik Kurulu’na AB mevzuatına uyum amacıyla 29 GDO’lu genin tanımlanması için yapılan başvurunun geri çekildiği belirtildi.

Son günlerde TGDF’nin gen başvurusu ile ilgili kamuoyunda gündeme gelen konulara açıklık getiren Şemsi Kopuz; “Türk gıda ve içecek sektörü, başta AB ülkeleri olmak üzere ve bölge coğrafyasında son derece etkin bir oyuncudur ve halihazırda bu coğrafya üzerinde yaşayan yaklaşık 1,5 milyar insan için kesintisiz gıda ve içecek üretimi gerçekleştirmekte. Bu büyüklükte bir coğrafya üzerinde başta Avrupa Birliği kriterleri olmak üzere global yasal düzenlemelere uyumun sağlanması büyük önem taşıyor. 2003 yılında 50 ülkenin imzasıyla yürürlüğe giren Cartagena Biyogüvenlik Protokolü, dünya genelinde GDO’larla ilgili uygulamaları yasal bir çerçeveye oturtmayı amaçladı. Türkiye, söz konusu protokolü 2004 yılında imzaladı, 2010 yılında da Biyogüvenlik Kanunu’nu yürürlüğe koydu. Bu noktada biz de TGDF olarak, kanun gereğince AB mevzuatına uyum amacıyla, 29 genin 'onaylanması değil, tanımlanması için' Biyogüvenlik Kurulu’na başvuruda bulunduk” dedi.

TGDF Başkanı Şemsi Kopuz; GDO konusunda kamuoyunda yaşanan karmaşanın bir an önce sona ermesi için Biyogüvenlik Kurulu’nu göreve davet ettiklerini belirterek, “kaçınılmaz bulaşmadan kaynaklanan sorunları” çözecek adımların atılmasını talep ettiklerini ve söz konusu başvuruyu geri çektiklerini vurguladı.


24 ayrı sektör derneğinin çatı organizasyonu olan TGDF, 2000 yılından bu yana sektörün en büyük sivil toplum kuruluşu olarak faaliyet gösteriyor. TGDF aynı zamanda Avrupa Birliği Gıda ve İçecek Konfederasyonu üyesi. Bilimsel, yasal, etik kural ve ölçütleri esas alarak başta kamu otoritesi olmak üzere tüm paydaşları ile işbirliği içinde, toplumun sağlıklı, kaliteli, güvenilir gıdayla beslenmesini sağlamak amacıyla faaliyet gösterdiklerini ifade eden TGDF Başkanı Şemsi Kopuz; bu konuda da TGDF’nin beklentisinin, Türkiye’de tüm paydaşların bir araya gelerek konuyu sağduyulu bir biçimde değerlendirmesi olduğunu kaydetti.

Greenpeace Akdeniz, GDO'larla ilgili sürdürdüğü kampanya sırasında bir de kamuoyu araştırması yapmıştı. Araştırmada Türk tüketicilerinin yüzde 83’ünün GDO’lu olduğunu bildiği bir ürünü asla almayacakları ortaya çıkmıştı. Greenpeace bu araştırmanın sonuçlarını şu şekilde özetliyor:

·  Türkiye’de her 100 kişiden 82.3’ü GDO’nun ne olduğunu biliyor. Yüzde 34.4’ü GDO’yu çok kötü bir ürün olarak görüyor.

·  ‘İyi’ olarak değerlen-direnlerin oranı yüzde 10’u bulmuyor. 33.1’i GDO’lardan çok endişe duyuyor. Yüzde 48.4’ü endişe duyarken, hiç endişelen-meyenler yüzde 6.8.

·  Ürünlerinden sadece birinde GDO kullanan firmanın hiç bir ürününü asla almam ya da almam diyenlerin oranı yüzde 60.2.

· GDO içeren ürünleri alırım diyenlerin oranı 16.7 olurken, almam diyenler yüzde 83.3’ü buluyor.

· “GDO’lu yemle beslenmiş hayvanlardan elde edilen et, süt, peynir, yumurta gibi ürünler GDO’lu olarak etiketlenmeli midir” sorusuna mutlaka etiketlenmeli diyenlerin oranı yüzde 42.4. İyi olur diyenlerin oranı da yüzde 42.5.


Bu haber 726 defa okundu.