'Biz istihbaratı böyle kullanırız'

31 Ağustos 2012 23:42 tsi
"Bu günü kadar birçok iktidarın yapmadığı şeyleri mesela MİT müsteşarlarımızı adaya gönderen bir başbakanım. Oslo’ya gönderem başbakanım."

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, BDP milletvekillerine çok ağır eleştirilerde bulunarak, “Bunlar siyasetçi olmaktan çıktılar. Teröristle kucaklaşana ben nasıl siyasetçi deyim. Dokuz milletvekilinin gösterdiği tablo yenilir yutulur bir tablo değil. Biz böyle bir milletvekili tanımıyoruz” dedi.

Erdoğan, bir televizyon kanalında katıldığı programda şunları söyledi:

Son zamanlarda yaptırdığımız kamuoyu yoklamalarında eskiden ekonomi çıkardı şimdi ilk sırada terör var. Biz muhalefetle ve medyayla bu mücadeleyi veremedik. Bunu başaramadık. Medya hatta tahrik eder vari bir tutum takındı.

Bir siyasi parti parlamentoda demokrasiye inanmış, demokrasiyle bir şeyler yapalım diyen bir parti olarak görmüyorum. Eş başkanlarından birinin yapmış olduğu açıklama hepimizin ciğerini dağlamıştır. Nedir bu 400 km PKK’nın denetimindedir. Anadolu da bir laf vardır bizim yanımızda mısın domuzun yanında mısın? Bir eş başkan olarak bu ifadeyi neye göre kullanıyorsun. Nasıl tespit ettiniz. Bölgeyi az çok bilen birisiyim. Daha önceki siyasi mücadelemde de o bölgeyi tanımıştım. Dediler ki Şemdinli tamamen PKK’nın elinde. Tamamen bir dezenfermasyon ancak bazı medya kuruluşları bunlara destek veriyor.

Şemdinli olayında güvenlik güçlerimizin büyük bir mücadelesi oldu. PKK’nın bütün mücadelisi bireysel olarak hedefliyordu şimdi alan üzerinde hedefleme yapıyorlar. Bunda daha büyük bir prim yapabilir miyim diyor, diğer yöntem iflas etti. 160’ı bulan Şemdinli de kayıpları var. Bizim kayıplarımızı 15-16.

Kamuoyu araştırmaları bu medyanın yansıttıklarına inanmıyor. Siyaset yapacaksan demokrasiden ödün vermeyeceksin eğer amacın terör örgütünden destek alarak siyaset yapmaksa eninde sonunda yok olup gideceksin. Gaziantep olayının sahiplenmediler ama halkım buna inanmıyor. Açılışlara halkın gelmesini engelleyecek kadar nasipsizler.

Bu bölgede salt olarak asker ile polis ile olmayacağını açıkladık. Hukuk mücadelesi ile demokrasi ile diplomatik ilişkilere varıncaya kadar, sosyo-ekonomik, sosyo-politik ne gerekiyorsa mücadelemizi sürdüreceğiz. Burada akıllı davranacağız. Cesaretimizi hiç kaybetmeden bu işin üzerine gideceğiz. Bizim açılım açılım diye bir şeyimiz yok. Milli birlik ve kardeşlik projemiz var. Bu proje aynen devam edecek.

Tüm Türkiye’deki medyaya mesaj vermek istiyorum. Afganistan’da bir koalisyon gücü var. Burada kayıplarını ki son bir ayda koalisyon güçlerinin 158 kaybı var. Siz bunu görsel ve yazılı medyada göremezsiniz. Fakat bizde bütün görsel ve yazılı medya bunların hepsini verir. Terörün en önemli hedefi propogandasını yaptırmaktır. Bu propogandayı adam bedava yaptırıyor.

Medya kimin yanında yer alacak, başlıklara bakıyorsunuz, köşe yazarlarına bakıyorsunuz Sizin kaynağınız Roj tv midir, mezepotamya mıdır, sosyal medya mıdır? Bunları Adem’e mahkum etmek durumundayız. Adem’e mahkum edersek çok daha hızlı yol alırız. Türk medyası teröre karşı birlikte hareket etmelidir


Biz Ak Parti olarak parti kapatılmasına karşıyız. Anayasa değişikliğinde de parti kapatılmasını engellemeye çalıştık. İktidar partisi olarak biz yalnız kaldık. Muhalefet partileri adeta boykot ettiler. O maddeyi biz kendi içimizden birkaç kişinin ihaneti ile geçiremedik. Suçlu kim ise bedelini o kişi ödemelidir.


Dokunulmazlık olayına gelince terör, adi suçlar yönünden bakmalıyız. Düşünce ve fikir yönünden dokunulmazlık durumuna bakılmamalı. Mecliste 735 kadar dosya var. Seçim kampanyalarında süreyi aştığı için dosyası olanlarda var terör suçu ile ilgili dosyalar da var.
Siyasetçi olmaktan çıktılar

BDP’liler siyasetçi olmaktan çıktılar. Teröristle kucaklaşana ben nasıl siyasetçi deyim, siyasetçi gözüyle bakamam ki. Fezlekelerle başlayan süreç orada görüntülerini izlediklerimiz 14. maddeden hakkında dava açılan var. Haklarında bir çok dava olanlar var. Terörün her yerde müdafasını yapan ve teröre bulaşanlar var.


Dokuz milletvekilinin gösterdiği tablo yenilir yutulur bir tablo değil. Biz böyle bir milletvekili tanımıyoruz. Ben o dokuz milletvekiline vatandaşım, milletim şu veya bu şekilde onları ama zorla, tehditle parlamentoya gönderdikleri için kabullenmek zorunda kalıyoruz. Yoksa bunlar milletimin gönderdiği vekillerdir deyip şahsen ben bakamam.

Bu tür adamlarla neyin müzakeresini yapacağız. Karşında müzakere edebileceğin bir parti olacak, demokrasine inanmış, parlamenter düzene inanmış bir parti olacak onla müzakere edilir. Bunların böyle bir derdi yok. Biz terör örgütü ile mücadale edeceğiz, ama siyasi parti ile de müzakere ederiz.

Bağcıyı dövme üzüm ye
Bu günü kadar birçok iktidarın yapmadığı şeyleri mesela MİT müsteşarlarımızı adaya gönderen bir başbakanım. Oslo’ya gönderem başbakanım. Bunu gönül huzuru ile söylüyorum. Sorun çözmek için burası en yetkili mercidir. Biz istihbaratı bu noktada kullanırız. Bu günü kadar kullandığımız gibi bu günden sonrada kullanırız. Bizim burada derdiğimiz bağcıyla değil. Benim amacım bu üzümü milletçe nasıl yiyeceğiz.

Eteğinizdeki taşları dökün
Milli birlik ve kardeşlik projesi ile çağrı yapıyoruz. Eteğinizdeki taşları dökün diyoruz. Önemli olan elimizdeki vakayı çözmek. Kürt meselesi diye bir meseleyi kabul etmiyorum. Türkiye’de böyle bir mesele yok. Türkiye’de bir terör, PKK meselesi ve siyasi Kürtçülük meselesi vardır.
Hüseyin Aygün olayı
CHP milletvekili arkadaşımızı kaçırdılar. Gerçekten kaçırdılar mı iki günde geri döndü. Milletvekili arkadaşın anlattıkları çok enterasan, bir kez bile terörist demiyor. İfadesi temelinde sakat. Arkadaşlarım diyor. Milletvekili kaçırılınca Türkiye terör örgütünün denetimine girmiş gibi yazılıyor. Bunun ile ilgili kamuoyu araştırması yaptırdık. Kimse buna inanmıyor. Karşılıklı planlanmış bir eylem olarak görülüyor.

İyi niyetinden şüphem yok
Meclis başkanının iyi niyetinden şüphem yok. Bu güne kadar partilerin grup başkanvekilleri ile bir araya gelerek durumu değerlendirseydi daha iyi olurdu. Hükümetimiz şehit ve şehit yakınlarına sahip çıkmaktadır.

Bu haber 1,427 defa okundu.