En Sıcak Konular

'Sünni kuşağın hamisi'

21 Ağustos 2012 09:26 tsi
'Sünni kuşağın hamisi' Türkiye, bölgesel aktör olmaktan çıkıyor mu?

Türkiye’nin yakasına günbegün bir etiket yerleşiyor: ‘Sünniler lehine mezhepçilik’. Suriye krizi patlak verdiği günden beri Ankara’nın izlediği yol, Türkiye’nin Şii eksenine karşı Sünni bariyer oluşturmaya soyunduğuna dair algıyı güçlendirdi. Bu sadece ötekilerin algısı mı, yoksa hakikat mi? Türkiye’nin mezhepçi davrandığı tespiti faraziye ya da değil, gidişatı sorgulamanın ne denli elzem hale geldiğini göstermesi açısından bir olayı aktaracağım. Irak’ın başkenti Bağdat’ta cuma imamı Seyyid Muhammed Haydari, 10 Ağustos’ta cemaate Türkiye konusunda hayal kırıklığı yaşadıklarını söylüyor. Bunu derken en büyük Sünni blok Irakiye’nin meclis grup başkanı Selman Cumeyli’nin şunu söylediğini öne sürüyor: “4 Ağustos’ta yaptığımız görüşmede Türk yetkililer, tıpkı Suriye’deki Ulusal Konsey’i destekledikleri gibi Irak’taki ‘ulusal güçleri’ desteklemeye ve silah yardımında bulunmaya hazır olduklarını bildirdi.”

Katar Emiri’nin vaadi
Irak’ta ‘ulusal güç’ten Sünniler, ‘mezhebi güç’ten Şiiler kastediliyor. Bu, inanmak istemediğimiz bir iddia. Bilmiyorum belki deli saçması, belki çarpıtma! Cumeyli de kendisine atfedilen sözleri yalanladı. Ama Türkiye, Suriye’deki savaşta Özgür Suriye Ordusu için ana karargâh ve sevkıyat güzergâhına dönüştükten sonra bu tür iddiaların zemin bulması o kadar da zor değil. Ayrıca Haydari vaazında Iraklı bir bakanın Katar Emiri Hammad el Sani ile yaptığı bir görüşmenin detayına giriyor. İddiaya göre Katar Emiri, Suriye’den sonra Irak’a da operasyonlar düzenleyeceklerini söylemiş.

...

Necef’ten gelen mesaj

Haydari, Şiiler için önemli bir isim. Bu iddiaları cuma vaazına kadar taşıdıysa burada durup ‘Neler oluyor’ diye sormak gerekiyor. Sözün özü, ‘Ankara, Sünni kuşağın hamiliğine soyundu’ algısı Türkiye’yi bölgesel aktör olmaktan çıkartıyor. Bu gidişatta Türkiye’nin sorumluluk payının ne kadar olduğu sorusunun yanıtını yetkililer versin. Kuşkusuz “Suçlamalar asılsız” diyeceklerdir. Ama bu, mezhepsel fay hatlarının çatırdığı; Türkiye’nin İran, Irak, Suriye, Lübnan hattındaki ilişkilerinin dinamitlendiği gerçeğini değiştirmiyor. Suriye’de kaçırılan Lübnanlılara misilleme olarak Lübnan’da Türklerin kaçırılması Türkiye’nin Suriye’deki savaşta taraf olarak görülmesi kadar mezhepçi kamplaşmanın nerelere vardığını gösteriyor mu? Türkiye gibi kırılgan ülkelerin en kolay savrulacağı çukur mezhep düşmanlığı. Bunun fikri altyapısı çok güçlü, parlaması için üstündeki tozların üflenmesi yeterli. Ve maalesef üflemeye can atan da çok.

Fehim Taştekin / Radikal  (İlgili kısım)



Bu haber 1,854 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,026 µs