Kimler susuyor, kimler konuşuyor?

8 Ağustos 2012 16:12 tsi
Yıllardır aradıkları zayıf noktayı sonunda buldular: En güçlü olduğu yer! iyibilgi özel

Başbakan Erdoğan'ın siyasi alanda bu kadar başarılı olmasında etkili olan kişisel vasıfları son zamanlarda kendi aleyhine kullanılır oldu. Şimdiye kadar açıktan yaptıkları ve başkalarında işe yaramış her hamle, onu daha güçlü kıldığı için yeni stratejiler geliştirmek zorunda kaldılar. Görünen o ki son taktikleri, Erdoğan'ı Türkiye'nin lideri yapan vefa ve açıksözlülüğünü ona karşı kullanmak. Özellikle siyasi ve idari mevkilere atanan tartışmalı isimler üzerinden AKP yönetimi ve Başbakan Erdoğan'ın eleştiriye maruz kaldığını sıklıkla gözlemliyoruz.

Bunu fark eden Star gazetesi yazarı Fehmi Koru da, geçtiğimiz günlerde konu ile ilgili önemli bir uyarıda bulundu:

"Operasyon bu hızla sürerse -ki sürecektir-, operasyona muhatap edilenler aldırmazlığa devam ederse -ki büyük ihtimalle öyle olacaktır-, iktidarda bulunmanın da hizmet etmenin de tadı müthiş kaçar.Çok basit tedbirlerle operasyonun lehe çevrilmesi mümkün oysa...Akıl vermek gibi olmasın, ama biraz durup itibar konusu üzerinde düşünmenin zamanı..."

Başbakan Erdoğan'ın çevresindekilere karşı vefa duygusunu suistimal etmeyi planlayan birileri, kamuoyunun nezlinde sicili tartışmalı isimleri cepheye sürüyor, ardından onları eleştirilere karşı savunan Erdoğan'ın enerjisini tüketmesini seyrediyor.

Ali Bulaç'ın deyimiyle etrafında "etten duvar örülmüş" Başbakan, kendi çevresindeki idari tercihler üzerinde ne kadar kontrol sahibi bilinmez ama gündem bu kadar yoğunken her şeyle tek tek ilgilenemediğini varsayarsak, bir ihtimalle onun bu yoğunluğundan faydalanıp, bazı odaklar başka bir mutfakta pişirilmiş aşı önüne koyuyor olabilir.

Böyle bir ortamda şimdiye kadar AKP'den desteğini esirgememiş çevreler, gözlemledikleri bir takım yanlışları anlatmak isterken, kendilerini dışlanmış halde buluyorlar. Yeni Şafak gazetesinden Ayşe Böhürler ve Washington eski temsilcisi Ali Akel, Zaman'dan Ali Ünal ve Ali Bulaç akla gelen ilk isimler.

Erdoğan'ın enerjisini tüketen bu süreç, tam tersine şimdiye kadar onun ve AKP'nin aleyhinde ciddi hamlelere imza atmış isimlere de cesaret veriyor. Örneğin Türk basının Amiral Gemisi koltuğunda uzun yıllar oturmuş ve son bir kaç aydır eski etkinliğini tekrar kazanmışcasına yazılar kaleme alan Ertuğrul Özkök'ün bugünkü yazısı...

"Madem, dini mekânların da mimari açıdan “ucube” olabileceği konusunda Türkiye’nin en kudretli insanı tarafından bir içtihat kapısı açıldı... Ben de o kapıdan girip, epeydir içime hapsettiğim duyguyu açıkladım. İyi Sünniler, güzel ibadethaneler inşa etmeli... Etmeliler ki, Alevilerden de aynı şeyi bekleme hakları olsun."

Erdoğan'ın Alevileri inciten çıkışı ardından gelen bu sözler, sürecin ne kadar tehlikeli olduğuna ciddi bir örnek. Sünni-Alevi ayrımını Başbakan'ın sözleri üzerinden kurgulamak, herhalde Erdoğan'ın isteyeceği son şeydir.

Sürekli tekrar eden oyunlarda, zaafiyetleriniz kadar gücünüzü de okumayı öğrenmiş rakipleriniz, size en güvendiğiniz yerden vurabilir...

www.iyibilgi.com  özel

Bu haber 1,686 defa okundu.