En Sıcak Konular
İbrani Baharı ŞİMDİ!
17 Temmuz 2012 00:01 tsi
Tamamı 7 ay sonra!
iyibilgi Ankara
Arap Baharı’nın kader rüzgarları büyük Ortadoğu’da esmeye başladığı andan bu yana, herkesin bir gözü de İsrail’in üzerinde oldu. Ama daha çok İsrail’in gözleri kabuk değiştiren Arap ülkelerinin üzerindeydi.
Çünkü o ülkeler, İsrail’in menfaatlerine-tıpkı Mısır örneğinde görüldüğü üzere-eskisi kadar yakın durmadıkları gibi, İsrail’in çok alışık olduğu, yerleşik diplomasi anlayışını da şaşırtıyordu. Asıl iş buydu ama bugüne değin hiç söylenmedi.
Alt satırlarda ete kemiğe büründüreceğiz ama ondan önce şunu anımsatmak gerekiyor; işte bu süreç içinde İsrail’deki her toplumsal hareket dikkatli bakışlar tarafından, "acaba bu o bahar mı" sorusuyla karşılandı.
En taze örneği de, Arap Baharı’nın başlatan "sembolizm"in tüm unsurlarını taşıdığı halde iki gün önce yaşandı!..
"İsrail’de geçim sıkıntısı yüzünden kendini ateşe veren bir protestocu, Tunus’ta 2010 Aralık ayında gerçekleşen aynı eylemi yaparak Arap Baharı’nı başlatan seyyar satıcı Buazizi’yi akla getirdi."
Doğal olarak bu "ateşin" İsrail’de bir sosyal hareketi baslatıp başlatamayacağı tartışılıyor. Aslında bir yılı aşkın süredir İsrail’de toplumsal hareketler hep var; Hükümetin sosyal adalet yaklaşımına karşı çıkan yüzbinlerce İsrailli sık sık meydanlara akın ediyor. Tabii bu son olay da Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa’da insanların sokaklara dökülmesini tetikledi.
Arap Baharı’nın İsrail’den beklentisi ne?
Yanıt çok yalın; İsrail bugüne kadar Arap ülkelerinde diktatörleri destekledi ve sadece yönetim(deki)lerle güçlü ilişkiler kurdu.
Bugün ise bu olanak ortadan kalktığı/kalkmakta olduğu gibi, İsrail liderler bir tarafa, o ülkelerin halklarıyla ilişki kurmak ve çoğunluğu "İsrail hakkında fikir sahibi olan" insanları ikna etmek zorunda kalacak.
Doğrusu bu olasılık Tel Aviv’in gözünü hayli korkutuyor.
Değişim zaten korkutucu bir zorunluluk ama İsrail’in önünde iki seçenek var: Ya halihazırdaki hükümet bu adımları atmaya başlayacak...
(Minik bir örnek verelim; Olayın zamanlaması ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un önce Kahire’de hem Müslüman Kardeşler’e hem de silahlı kuvvetlere "nasihat" verdikten sonra, tam da Avigdor Lieberman’la görüşmeye başladığı sıraya denk geldi.)
Ya da işler gittikçe zorlaşmaya başlayacak...
Bu haber 3,643 defa okundu.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle