En Sıcak Konular

Mehmet Ağar: Leyla Zana sahici bir insan

12 Temmuz 2012 11:50 tsi
Susurluk'la ilgili olarak 'içim rahat' diyen ve Yenipazar Cezaevi'nde yatan Mehmet Ağar, Kürt Sorunu ile ilgili olarak da bilgilerimi paylaşmak istiyorum, dedi.

Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, Sabah gazetesi köşe yazarlarından Mahmut Övür'e konuştu. Susurluk Davası, Kürt Sorunu, Leyla Zana'nın açıklamaları ve DYP-Anatavan birleşmesine hakkında görüş bildiren Mehmet Ağar, Susurluk'la ilgili olarak kendinden emin bir şekilde şunları söylüyor:

"Kimseye bir öfkem, kırgınlığım yok. Ben bu ülke için ne yaptığımı biliyorum. Bir gün gelecek ne kadar önemli bir rol üstlendiğimi herkes anlayacak. İçim rahat."

ZANA'NIN SÖYLEDİKLERİ BÖLGEDE KARŞILIĞI VAR

Leyla Zana'nın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmesinin çok önemli bir yerde olduğunu savunan Ağar, Zana bölgede çok sevildiğinden bahsetti ve ekledi:

"Zana'nın bunu söylemesi bölge insanı üzerinde etkili olur. Başbakan'a bölge insanı güveniyor. Zana'yı da seviyor. Buradan yürümek çözüme giden yolu açabilir."

Cezaevindeki durumuyla ilgili olarak, kendimi alıştırdım bu sürece. Devlette görev yapmanın nimeti de külfeti de olur. Biz külfetini de çekeriz, diye değerlendirmede bulunan Ağar, Susurluk davası ve Leyla Zana'nın Kürt Sorunu'yla ilgili olarak söylediği sözlere yorum getirdi.

İşte Mahmut Övür'ün bugünkü köşesinde kaleme aldığı yazısının ilgili bölümü:

"O koşullarda sohbet etmek kolay değil. Söze "Nasılsınız?" diye başlıyorum. "İyiyim çok iyi... Türkiye'nin dört bir yanından insanlar geliyor. İnsanın sevildiğini bilmesi ne yalan söyleyeyim hoş bir şey. Moral oluyor. Her kesimden insan geliyor."

Karara girmeyeceğim ama şunu merak ediyorum. Susurluk bir süreç... O dönem birlikte çalıştığınız Cumhurbaşkanı, Başbakan, MGK ve bakanlar var. O günleri düşününce "Neden ben buradayım?" diye öfke duyuyor musunuz?

- "Hayır, kimseye bir öfkem, kırgınlığım yok. Ben bu ülke için ne yaptığımı biliyorum. Bir gün gelecek ne kadar önemli bir rol üstlendiğimi herkes anlayacak. İçim rahat. Kafamda bu sorunu çözdüm ve kendimi alıştırdım. Bu da bir görev... Devlette görev yapmanın nimeti de külfeti de olur. Nimetinden yararlandığımız gibi külfetini de çekeriz. Önemli olan Türkiye'dir. Şu anda hiçbir siyasi beklentim yok. Tek derdim ülkemizin karşılaştığı sorunlar. Bu dönemi çok okuyarak geçiriyorum. Özellikle Kürt meselesini enine boyuna araştırıyor ve okuyorum. Ciddi bir birikimim oldu. Bir gün biri yararlanır mı bilmiyorum ama ben bunları paylaşmaya hazırım. Zamanımın çoğunu okuyarak geçiriyorum. Sabah 05'te namaza kalkıyorum. Sonra sporumu yapıyorum ve bol bol okuyorum. Tabii sayı vermeyeyim, çok da ziyaretçim geliyor."

Siz Kürt meselesiyle ilgili çalıştığınızı söylediniz. Daha önce DYP Genel Başkanı olarak da "Düzovada siyaset"le bugün çok tartışılan silahların susturulması meselesini sivil siyasetin önünün açılmasını gündeme taşımıştınız. Şimdi süreci nasıl görüyorsunuz?

- "Çok kaotik bir ortamdayız. Her kafadan bir ses çıkıyor. Sözün ağırlığı kalmadı. Bunun için bir süre herkesin susmasında yarar var. Biz o zaman meselenin buralara geleceğini bildiğimiz için o sözü söyledik. Birçok PKK'lı ile görüşmüştüm. Bu işe bir çözüm üretilmezse farklı yönlere kayabilir."

Nereye gider, bir bölünme kaygısı yaşıyor musunuz?

- "Hayır, kesinlikle bir bölünme korkum ve kaygım yok. Biz bölünmeyiz çünkü bunun bir nedeni büyük kentlerdeki Kürtlerse, ikinci nedeni de bölgedeki Kürtlerle Türklerin ortak çıkarlarıdır. Herkesin bu gerçeği görmesi lazım..."

Bu dönemde Kürt siyasetinin önemli aktörü Leyla Zana'nın konuşmasını ve Başbakan Erdoğan'la görüşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

- "Leyla Zana sahici bir insan. Seveni çok seviyor sevmeyeni ise saygı duyuyor. Bu siyasette önemli bir meziyet... Başbakan'la görüşmesini de çok önemsiyorum. Silahlar sussa konuşarak halledemeyeceğimiz hiçbir sorun yok. Türkiye bu fırsatı iyi değerlendirmeli. Başbakan da bölgede çok sevilen bir insan..."

Siz daha önce bu sorunu Başbakan Erdoğan çözebilir demiştiniz. Aynı şeyi Leyla Zana da söyledi.

- "Er veya geç herkes doğruyu görüyor. Doğruyu görmek ve söylemek siyasette önemlidir. Zana'nın bunu söylemesi bölge insanı üzerinde etkili olur. Başbakan'a bölge insanı güveniyor. Zana'yı da seviyor. Buradan yürümek çözüme giden yolu açabilir. Ama tabii iç ve dış siyasetteki gelişmeler buna ne kadar izin verir o belli olmaz. Kolay değil önümüzde üç seçim var. Seçimler siyaseti uçlara savuruyor. Bin bir türlü denge var. Bu kadar arka arkaya seçim yapmak çözüm süreçlerini etkileyebilir. Bu nedenle belki iki seçimi birleştirmek gerekebilir."

Geleceği nasıl görüyorsunuz? Umutlu musunuz?

- "Zor bir dönemdeyiz. Bütün bu konuştuğumuz konularda rahatlamanın 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yaşanacağını düşünüyorum. O güne kadar sürecin iyi yönetilmesi gerekiyor. En başta da siyaset dilinin yumuşamasında yarar var. Çok sert gidiyor. Seçimler bu sertliği daha da artırabilir. Bu yüzden bir süre susulmasında yarar görüyorum. Gerilimi aşağı çekmek için herkes üzerine düşeni yapmalı."

Susurluk döneminin ve 2007'deki DYP-Anavatan birleşmesinin perde arkası hep merak ediliyor. Bunları ne zaman anlatacaksınız?

- "Bir gün gelir her şey aydınlanır. Ben 2007'deki tavrımızın cezasını siyaseti bırakarak ödedim. O gün ne söylediğim ortada, kendi kararımı hayata geçirmediğim için pişmanım. 44 kişinin verdiği karar var. Benim görüşüm değildi. İlk toplantıya girilmeyecek, sonra girilecekti. Birileri bunu kötü kullandı. O günden sonra siyaseti bıraktım ve bir daha dönmeme kararı aldım."

Kaynak: Sabah



Bu haber 667 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,103 µs