Özkök'ün atışı daha derine!

5 Temmuz 2012 15:00 tsi
Şeytanın avukatı boşuna konuşmaz. iyibilgi özel

Fenerbahçe camiası ile hükümet ve Gülen cemaatinin karşı karşıya getirilmek istendiği artık malumunuz.

Bu yönde son aylarda alenen kullanılan psikolojik harp teknikleri, son günlerde iyice yoğunlaştırıldı.

Star gazetesinden Ahmet Kekeç, bugünkü yazısında bu oyunu gayet net bir şekilde özetledi.

Ancak iş bu kadar basit olmayabilir.

Keza bu oyunu yıllardır oynayanların Ergenekon davası süreciyle afişe olduğu düşünülürse, eski taktiklerinin işe yaramayacağının kendileri de farkında olmaları gerekir.

Yeni bir strateji uyguluyor olmak zorundalar, aksi halde yok olup giderler.

Önce ne yaptıklarına bir bakalım.

İki önemli haber yayınlandı, peş peşe.

Birincisi Fenerbahçe ile askeri aynı denkleme koydu.

Milliyet Gazetesi'nden Esra Alus'un haberine göre, Metris Cezaevinde bulunan Poyrazköy sanığı tutuklu emekli ve muvazzaf askerler tahliye olan Aziz Yıldırım’a el sallayarak, “Mazinde bir tarih yatar. Yaşa Fenerbahçe” diyerek Fenerbahçe marşını söyledi ve Yıldırım’ı tebrik etmiş. Yıldırım ise uzaktan selamladığı askerlere yumruğunu kaldırarak, “Mücadelemiz şimdi başlıyor” diye karşılık vermiş.

İkinci haberde Fenerbahçe ile Gülen cemaati karşı karşıya getirildi.

Öyle ki tahliyeden hemen bir gün sonra Hürriyet gazetesinin eski yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök, Aziz Yıldırım ile kahvaltıda buluşurak onun ağzından önemli açıklamalarda bulundu:

"Poliste, yargıda yapılan haksızlıkların ortadan kaldırılması için elinden geleni yapacak. Özellikle Fethullah Gülen'e çok öfkeli. "

Böylece iki gün içersinde Fenerbahçe, hükümet, asker ve Gülen cemaati aynı denkleme oturtulmuş oldu, 28 Şubat günlerinden yadigar tekniklerle.

Bugün Aziz Yıldırım'ın şahsi bir açıklama yaparak, Özkök'ün bir gün önce söylediği şeyleri yalanlamış olması aslında hiçbir şeyi değiştirmedi. Büyük ihtimalle Özkök, bu hamleyi zaten bekliyordu.

Hollywood filmlerinde sık sık kullanılan bir taktikdir. Avukat (ya da Savcı) sanık sandalyesindeki kişiye bir soru sorar ya da onunla ilgili bir ima da bulunur. Karşı taraf buna itiraz eder. Hakim kabul eder, juriden o soruyu (açıklamayı) unutmasını ister. Oysa unutun demekle, o şey unutulmaz. Jüridekilerin aklına bir kere işlemiştir.

Özkök, itiraz edileceğini bile bile açıklama yapan şeytanın avukatı rolünde.

Onun derdi prestij veya güven kaybı değil. Türkiye'de yayın yapan anadamar medyasından bir gazeteci için prestij ve güven kaybı hiçbir zaman ciddi bir mesele olmadı. O da bunun farkında.

Ahmet Kekeç'in yazdığı gibi, Aziz Yıldırım'dan Bir türlü start alamayan “toplumsal muhalefetin sözcüsü” olmasını bekleyenler tabii ki var. Ancak Özkök'ün hesabı bu kadar kolay açığa çıkacak cinsten olmayabilir.

O daha derinlere atış yapıyor olabilir.

Eskisi gibi tek yazıyla gündemi belirlemeye çalışması, başka bir hamleyi saklamak için duman perdesi olabilir.

www.iyibilgi.com özel

Bu haber 1,801 defa okundu.