Avrupa için değil halk için reform

24 Haziran 2012 12:20 tsi
Abant Platformu'nun 'Türkiye Üzerine Farklı Bakışlar' toplantısının ikinci günü 'Avrupa Birliği Yolunda Türkiye' oturumu ile başladı.

Katılımcılar Türkiye'nin neden AB'ye katılması veya katılmaması üzerinde fikirlerini açıkladı. Birbirinden değişik düşüncelerin ortaya atıldığı toplantıda genel kanı ise Türkiye'nin reformları AB üyeliği için değil Türkiye halkının refahı ve daha iyi bir demokrasi için yapmak zorunda olduğu üzerinde birleşti. İkinci günün oturum Başkanlığını yapan Avrupa Parlamentosu eski üyesi Joost Lagendik sadece Türkiye'de değil Avrupa'da da sürecin ne olacağına dair tartışmalar olduğunu belirtti. "Sürecin devam ettiğini varsayarak devam etmeyi öneriyorum" diyen Lagendik, Fransa başkanının değiştirilmesiyle iki ülke arasında da olumlu bir yaklaşım olduğunu ve önümüzdeki yıl başa geçecek yeni Alman yönetimin yaklaşımının da önemli olduğunu vurguladı. Diğer katılımcıların görüşleri ise özetle şöyle:
 
GİRERSEK BEN GİDERİM
 
Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü Abdülhamit Bilici: Türkiye adalet için AB'yi istiyor. Bizim olmadığımız ortamlarda üretilen kurallara uymakla yükümlüyüz. Türkiye Sarkozy ya da Merkel'i bahane ederek reform sürecini durdurmak zorunda değil. Türkiye kendi vatandaşları için bu reformları yapacak. Neden bunları geciktirelim ki? İlerlemeyi devam ettirmek gerekiyor.
 
AB ÜMİT VERİCİ DEĞİL
 
Boğaziçi Üniversite öğretim üyesi Vangelos Kechriotis: Türkiye'yi duygusal açıdan değerlendirdiğimde neden AB'ye girmek istendiği konusunda 'umut' yanıtını buluyorum. Halk, AB'yi daha iyi bir toplum, daha iyi bir gelecek elde etmek ümidiyle iyi görüyor. Biz AB'yi çok da umut verici göremiyoruz.
 
AB'YE GİRERSEK BEN GİDERİM
 
AGOS Gazetesi'nden Lili Gasparian: Burada Avrupa'da olmayan bir sıcaklık farkı var. Her sabah komşuma selam vererek ayrılıyorum. Ama Fransa'da 5 yıllık komşumu tanımıyordum. Kültür olarak, düşünce tarzı olarak Türkiye toplumu AB'ye uymuyor. Eğer Türkiye AB'ye girecek olursa ben yaşamak için kendime başka bir ülke arayacağım. Çünkü girmemesi benim için daha iyi olacak ve o sıcaklığını kaybetmeyecek."
 
NEDEN AB'YE İHTİYAÇ DUYSUN?
 
Todays Zaman Genel Yayın Müdürü Bülent Keneş: Ekonomik açıdan AB'den daha aktif organizasyonlar var. AB'yi cazip yapan demokrasi ve ifade özgürlüğü konuları. Bu siyasi normlara, insanlığın birey olarak temsil edilmesi için ihtiyacımız var. * Ukrayna Büyükelçisi Sergei Korsunsky: Türkiye önemli bir ekonomiye sahip. Neden AB'ye ihtiyacı olsun? Bölgede süper güç haline geldi. Kulübe 'Şartları biz dikte edebiliriz' diyebilir. Sadece AB ve Konseyi'ni mutlu etmek için reform yapmak olmaz. Bu reformlar ülke içerisindeki dinamiklerle de yapılabilir.
 
DEMOKRTATİK ÖLÇÜ KÜRT MESELESİDİR
 
Katılımcılardan Gazeteciler Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Cemal Uşşak ve yazar Cafer Solgun, Kürt ve Alevi sorunu ile yüzleşemeyen ve ‘meşru’ talepleri yerine getiremeyen bir Türkiye’ye AB içerisinde yer olmadığını savundu. Solgun şöyle devam etti: “Kürt meselesine bakarak Türkiye’deki demokratik dönüşümün ivmesini, nereden nereye geldiğini anlayabiliriz. Daha iyi bir noktadayız. Sorunun adını koyduk. 20 sene önce Kürt demek başını belaya sokmak demekti. Devlet ve toplum olarak AB’deki özgürlükleri içselleştirmemiz gerekiyor. Özgürlükçü anlayışla farklı seslere tahammül göstermemiz gerekiyor.” Uşşak da Solgun’un görüşlerine katıldığını belirterek, “Kürtler’in ve Aleviler’in meşru taleplerini yerine getiremeyen bir Türkiye’nin AB’de yeri yok. Eskiden İslami kesime göre AB Hıristiyan kulübüydü. 28 Şubat süreci AB’nin dindarlara da lazım olduğunu öğretti. Türkiye AB’yi demokrasi ve yargı reformları açısından istiyor” ifadelerini kullandı.
 
bugün


Bu haber 712 defa okundu.