En Sıcak Konular

'Bizans'ta entrika bitmez'

19 Haziran 2012 09:19 tsi
'Bizans'ta entrika bitmez' "Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecini kim yönetirse, Türkiye'nin geleceğine de o damgasını vuracak."

Cumhuriyetin kurucusu Atatürk'ün ölümüyle ilgili bile kuşkular varsa, Özal'ın ölümü araştırmalara konu oluyorsa, bu ülkede Cumhurbaşkanlığı uğruna darbeler yapılıp, muhtıralar veriliyorsa, Cumhurbaşkanlığı seçim süreçlerini çok dikkatli bir şekilde izlememiz gerekiyor.

"11 Eylül günü akan kan 13 Eylül günü nasıl kesilmiştir?" diye soran da, "Kanlar Evren'i Çankaya'ya taşımak için aktı" cevabını veren de Demirel'di...

Darbe komisyonuna bu sözlerinin ne anlama geldiğini anlatmadı Demirel, ama Özal'ın ölümüyle ilgili şu sorunun yanıtını vermeli:

Gazeteci Emin Çölaşan, Özal'ın ölümünden 1 yıl önce TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'la aralarında geçen bir diyaloğu, 1997 yılı Aralık ayında yayınlanan "Yasemin'in Penceresi" programının editörü Jan Paçal'a anlatmıştı.

"Cindoruk'la bir gün Meclis başkanının konutunda konuşuyoruz. Laf Turgut Özal'a geldi. Bana dedi ki: 'Turgut Özal gidici' ben de, 'Bu ne demek, nasıl, nereye gidici?' dedim. 'Ölecek' dedi. Ben de, 'Hepimizi götürür, sapasağlam bu adam' dedim. 'Kesin gidecek,5-6 ay falan ömrü var' dedi. 'Bu devlet bilgisi ve aramızda kalacak' dedi. 'Bu nasıl devlet bilgisi' dedim. 'Baba'dan duydum' dedi."

Çölaşan," Gerçekten de aradan birkaç ay geçti ve Turgut Özal aniden öldü gitti" diyor.

Darbeleri Araştırma Komisyonu'na masal anlatan Demirel'i ya da Cindoruk'u, bu bilgiyi nereden aldıklarını açıklamaya davet etmiyorum. Sadece Özal öldükten sonraki süreci kimlerin yönettiğine, değişimci devletin, nasıl statükocu devlet haline geldiğine dikkat çekmekle yetinmek istiyorum.

Bu tür Ali Cengiz oyunlarına son vermek için Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi sistemine geçildi.

Tehlike sona erdi mi?

Asla.

Bizans'ta entrika bitmez.

Bu kez de seçim öncesi süreci yönetmeye çalışıyorlar. Bunun ilk adımını 12 Haziran seçimleri öncesinde, YSK'nın parlamento aritmetiğini doğrudan etkileyen kararlarıyla attılar.

AK Parti'nin tek başına iktidar olacağını onlar da biliyordu. Ama tek başına anayasa yapacak çoğunluğa ulaşmasını engellemeyi hedefliyorlardı. Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi, yurtdışındaki Türklerin oy kullanmasının engellenmesi ve BDP'lilerle ilgili kararla bunu başardılar.

Uludere'de Kürtlerle, MİT olayında Cemaat'le AK Parti arasına fitne sokmak için ikinci adımı attılar.

Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecini kim yönetirse, Türkiye'nin geleceğine de o damgasını vuracak.

Çankaya seçimi demek, aslında Türkiye'nin geleceğinin seçimi demek...

Şimdi safları sıklaştırmanın zamanı...

Abdülkadir Selvi / Yeni Şafak (İlgili kısım)



Bu haber 1,093 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,084 µs