Ordu Gazzeye!
0 0 0000 00:00 tsi
Bu elbette bir savaş çağrısı değil. Bilakis, barış çağrısı. Gazzede salgın hastalık riski artarken ve çatışmalar tehlikeli boyutlara varırken, Türkiyenin İsrail ve Filistinlileri rahatlatacak bir adım atması gerekiyor. Türkiye, İKÖ çatısı altında bir ba
Filistin kan ağlıyor
Her geçen gün Filistinden ürkütücü haberler geliyor. İsrail'in kaçırılan askerini kurtarmak için düzenlediği operasyon 10 günü geride bırakırken, Gazzeliler zor anlar yaşıyor. Elektriğin bulunmadığı kentte susuzlukla beraber hastalık tehlikesi de arttı.
Tüm bunların dışında ölen insanların sayısına rağmen, kimse olanlara dur diyemiyor. Arap dünyası sessizliğini korurken, dün Tahranda bir araya gelen Iraka komşu ülkeler, İsraili kınamakla yetindi. BMden ise bölgeye insani yardım çağrısı geldi. Türkiyenin çabaları diplomatik trafikten öteye geçemiyor.
Fakat herkes Filistin-İsrail ihtilafını çözmek için daha fazlasının yapılması gerektiğinin farkında.
Sorunların görünür kaynağı
Bu noktada Türkiyeye önemli bir görev düşüyor.
Fakat Türkiyenin yapabileceklerini düşünmeden önce sorunun nerden kaynaklandığının ortaya konulması gerekiyor.
En önemli sorunlardan birisi Filistinde otorite ve asayişi sağlayacak bir devlet yapısının olmayışı. Bu ciddi bir sorun, çünkü son on günde yaşanan tüm gelişmelerin görünen sebebi, İsrailli bir askerin kaçırılması. Hamasın iktidara geldikten kısa bir süre sonra böyle bir emir vereceğini düşünmek çocukluk olur. Hamasın problemi, saldırı emri vermiş olmasında değil, kendi silahlı gücünü kontrol edememesinde. Bu da geçtiğimiz hafta plajda dinlenen sivilleri öldürerek tahrik unsurunu ön plana çıkaran İsraile müdahale için altın tepside sunulan önemli bir bahane mahiyetinde.
Tekrar başa dönersek, İsrailin en çok şikâyet ettiği konu, Hamasın saldırılarını sürdürmesi ya da Filistin topraklarından İsraile yapılan saldırıları engelleyememesi. İsrail bu yüzden sık sık Gazzeye giriyor. Aynen şimdi olduğu gibi.
Kısaca olayların görünür sebebi, taraflar iddialarında samimiyse eğer, Filistin tarafındaki zayıf devlet görünümü ve bu yüzden İsrail topraklarına yapılan saldırılar olarak gözüküyor. İsrail ordusunun Filistinli sivillere saldırısını ve genelkurmay başkanlığının bu saldırıları reddini de, İsrailin kendi askerlerini kontrol edemeyişine bağlıyoruz. Eğer iyi niyetle yaklaşırsak
Türkiyeye düşen görev!
İşte bu noktada Türkiyeye önemli bir görev düşüyor. Türkiye, bölgede İsrailin en çok güvendiği ülke konumunda. Türkiyenin son dönemde uyguladığı hassas diplomasi ile Filistinliler de Ankaraya duydukları güven bir hayli pekişmiş durumda.
Bu konumu Türkiyeye önemli bir güç veriyor. İKÖ (İslam Konferansı Örgütü) genel Sekreterliğinin de Türkiyede olduğunu göz önüne alırsak, Türkiye İKÖ çatısı altında Filistinlilerin yaşadığı bölgelere, güvenliği sağlamak, istikrarı desteklemek, devlet yapısının güçlendirilmesine yardımcı olmak amacıyla bir barış gücü gönderebilir.
Eğer İsrail, iddiasında samimiyse, yani Filistindeki anarşinin İsraile yapılan saldırılarda bir numaralı sorumlu olduğunu düşünüyorsa, buna karşı çıkmayacaktır. İsrail saldırısından fazlasıyla bunalan Filistinliler de barış gücünü hoşgörüyle karşılayacaklardır.
Bu barış gücü, İKÖ çatısı altında oluşturulacak bir isimlendirme ile görevlendirilebilir. Örneğin, liderliğini Türkiyenin yapacağı barış gücüne, Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler birlik gönderebilir. Her ne kadar İran, İKÖnün bir üyesi olsa da, İsrailin İran birliklerine karşı çıkacağı kesin
Fakat gözlemci statüsüyle İKÖ toplantılarına katılan Rusyadan da barış gücü için birlik talep edilebilir. Meşruiyeti arttırmak amacıyla, Japonya, Kanada, Norveç ve İsveçten de küçük birlikler, barış gücüne davet edilebilir.
Önemli olan, Filistinde bir devletin var olmasını sağlayacak istikrar ortamının oluşturulmasıdır. Aksi takdirde bölgede şu anda yaşadıklarımızdan daha tehlikeli süreçlerin bizleri beklediği aşikâr.
İKÖnin şansı
Bir noktayı daha vurgulamak gerekiyor. Eğer İKÖ, böyle bir sorumluluğun altına girer de bu işten alnının akıyla çıkarsa, Ortadoğu sorununun çözümü için Ortadoğu dörtlüsünün kapılarını aşındırmaz. Bilakis, kendisini çözümün tam ortasında bulur.
iyibilgi haber merkezi
Bu haber 290 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle