'Türkiye'nin son 10 yılda aldığı mesafe çok önemli'

12 Haziran 2012 15:05 tsi
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Türkiye'nin son 10 yıl içerisinde ticari, sosyal, kültürel, dış politika ve insan hakları alanlarında aldığı mesafenin çok önemli olduğunu belirterek, ''Türkiye bugün pasif değil aktif, belirlenen değil belirleyen ve a

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Zhangnan Hukuk ve Ekonomi Üniversitesi, Xinjiang Üniversitesi ve Sermaye Piyasası Kurulu işbirliğiyle düzenlenen ''İpek Yolu Canlanıyor: Türk-Çin Hukuk Zirvesi''nde konuşan Bozdağ, zirvenin iki ülke arasındaki, ticari, hukuki, kültürel, ekonomik ve diplomatik işbirliğini arttıracağına ve bu alanlarda geniş ölçekli yakınlaşma sağlayacağına inandığını söyledi.

Bozdağ, 2012 yılının Türkiye'de ''Çin Kültür Yılı'' olarak ilan edildiğini, 2013 yılının da Çin'de ''Türk Kültür Yılı'' olarak kabul edildiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:

''Bu vesileyle 5 bin yıllık köklü bir geçmişle dünya tarihinde her zaman var olmuş iki millet ve medeniyetin, aradaki coğrafi mesafeye rağmen, daha yakın ilişki içinde olması, birbirini aracısız, ön yargısız ve iyi niyetli bir yaklaşımla tanıması sağlanmış olacaktır. Ayrıca aradaki ekonomik ve ticari ilişkiler artacak ve iki ülkenin birbirine her yönden destek olacağı bir ortamın doğmasına katkı sunulacaktır. Tarihi İpek Yolu, artık sadece ticaret alanında değil, diğer alanlarda da yeniden canlanacaktır. Türkiye'nin son 10 yıl içerisinde ticari, sosyal, kültürel, dış politika ve insan hakları alanlarında aldığı mesafe çok önemlidir. Türkiye bugün pasif değil aktif, belirlenen değil belirleyen ve adından sıklıkla söz ettiren bir ülke durumuna gelmiştir. Özellikle son 10 yılda birçok güçlü ülke küresel ekonomik krizden etkilenmesine rağmen, Türkiye bu krizlerden etkilenmemiş, ihracatını katlayarak ve genişleterek, büyüme oranını arttırarak parmakla gösterilen bir ülke haline gelmiştir. Bu süreçte özellikle büyüme rakamlarında Çin ile Türkiye arasında tatlı bir rekabetin olduğu da herkesin malumudur. Türkiye ve Çin arasındaki bu tatlı rekabet dostane ilişkiler içerisinde olan ve tarihten gelen güçlü bağları bulunan iki ülkenin birbirini daha yakından tanımasını da zorunlu hale getirmektedir.''

-''İpek Yolu her iki ülke insanına ilham verecektir''-

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, iki ülke arasındaki mesafe uzak gibi görülse de küresel dünyada mesafelerin öneminin kalmadığını vurgulayarak, ''Karşılıklı yapılacak zirveler, kongreler ve uluslararası çalışmalar ile spor, turizm, kültür gibi etkinliklerin ülkelerimiz insanlarının birbirlerini daha iyi tanımalarına ve iki ülke halkları arasındaki ilişkilerin daha da güçlenmesine büyük katkı sunacağından şüphe yoktur'' diye konuştu.

Bozdağ, 2012-2013 döneminde Çin'in Türkiye'nin belirlediği hedef ülkelerden biri olduğunu dile getirerek, ''Türkiye ile Çin arasındaki ticari ilişkiler, ilk kez 1 milyar dolar ticaret hacminin aşıldığı 2000 yılından bu yana düzenli bir gelişme, değişme ve olumlu anlamda büyüme göstermektedir. Son olarak 2011 yılında 25 milyar dolara yaklaşmış bulunmaktadır. İki ülke arasında 2015 yılı için 50 milyar dolar, 2020 yılı için ise 100 milyar dolar dış ticaret hacmi hedeflenmiş olup, bu hedefe ulaşmak karşılıklı ilişkilerin daha da derinleştirilmesiyle mümkün olabilir'' dedi.

Karşılıklı ortak çalışmalarla İpek Yolu'nun her iki ülke insanına ilham vereceğine dikkati çeken Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Tarihi İpek Yolu, yüzyıllardır üretilen malları ihtiyaç sahiplerine ulaştırırken, tanışmaya ve her alanda zenginleşmeye vesile olduğu gibi bugün de daha da güçlenerek aynı amaçlara hizmet verecektir. Özellikle Yüksek Hızlı Tren ile Pekin ile Londra'yı bağlayacak çalışmalar büyük bir hızla devam ediyor. Bir yandan Marmaray ile boğazın altından Avrupa'yı Asya'ya bağlayacak çalışma süratle devam ederken ve 2013 yılı içerisinde hizmete alınacakken, öte yandan Türkiye'nin doğusundan batısına ülkemiz sınırları içerisinde bulunan yerlerde Yüksek Hızlı Tren'i hayata geçirmek için büyük çabalar sarf edilmekte. 2015 yılı sonu itibarıyla Türkiye'nin doğusu ve batısı arasındaki bütün yerlerde Yüksek Hızlı Tren'in rayları döşenmiş olacak, Kars'tan Edirne'ye kadar insanlarımız Türkiye içerisinde Yüksek Hızlı Tren ile daha konforlu, daha ucuz ve daha süratli seyahat imkanı bulabileceklerdir.''

Bozdağ, bu projenin paydaşı olan diğer ülkelerin kendi ülke sınırları içerisindeki Yüksek Hızlı Tren'e ilişkin çalışmaları tamamlandığında, Çin'den Londra'ya kadar İpek Yolu'nun yeniden canlanacağını belirterek, bu durumun malların ve kültürlerin naklini, insanların da seyahatlerini kolaylaştıracağını dile getirdi.

***

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Türkiye'nin kapılarını dünyaya açtıklarını belirterek, ''Duvarları yıktık, perdeleri açtık. Dünya Türkiye'yi, Türkiye de dünyayı görüyor ve görmeye de devam edecek'' dedi. 

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Zhangnan Hukuk ve Ekonomi Üniversitesi, Xinjiang Üniversitesi ve Sermaye Piyasası Kurulu işbirliğiyle gerçekleştirilen ''İpek Yolu Canlanıyor: Türk-Çin Hukuk Zirvesi''nde konuşan Bozdağ, yabancı ülkelerle Türkiye arasındaki ilişkilerin güçlenmesi için hem siyasi, hem ticari açıdan işbirliklerini güçlendirdiklerini, bunun yanında da başka alanlarda işbirliklerini güçlendirecek adımlar atmaya devam ettiklerini söyledi.

Türkiye'deki uluslararası öğrenci sayılarının övülecek bir rakam olmadığını ifade eden Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü.

''Ülkemizden yurt dışına giderek okuyan ve başarılı olan pek çok öğrenci ve akademisyenimiz var. Her ülkeye dönük olarak ülkemizden gidenleri nasıl arttırıcı adımlar attıysak, Türkiye'ye gelenleri de bu anlamda çoğaltıcı adımlar atmaya özen gösterdik. Bu nedenle Türkiye burslarını tek elde topladık. Bu burslarla ilgili hem burs miktarlarını arttıran, hem de ülkemizi tercih etmede öğrencileri olumsuz etkileyen durumları ortadan kaldıran çalışmalar yaptık. Türkiye'de 21 bin civarında uluslararası öğrenci var. Uluslararası etkin bir oyuncu olmak istiyorsak, Türkiye'ye gelen öğrenci sayısını, karşılıklı öğrenci sayılarını arttırmamız lazım. Bu anlamda üniversitelerimizin işbirliğini attırmamız gerekir. Bu nedenle uluslararası öğrencilerle ilgili bir strateji belgesi hazırladık ve yürürlüğe koyduk. Bundan sonraki süreçlerde Türkiye'nin, Asya'nın batısında ve Avrupa'nın doğusundaki bir ülke olarak bölgesinde bir öğretim üssü, bir merkez üssü olması konusunda da önemli çalışmalar yapıyoruz. Başarıyor muyuz? Başarıyoruz. Göstergemiz şu; 2009 yılında Türkiye'de okumak için müracaat eden öğrenci sayısı 9 bindi. 2012 yılında ise bu sayı 47 bine ulaştı. Ancak bu seneye mahsus 3 bin 500 öğrenci alacağız. Üniversitelerimiz yaklaşım gösterdiği takdirde bu sayıyı arttıran adımlar atmaya da devam edeceğiz.''

-''Üniversiteler kapılarını daha fazla yabancı öğrenciye açmalı''-

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Türkiye'deki üniversitelerin kapılarını daha fazla yabancı öğrencilere açması gerektiğini vurgulayarak, ''Açmazsa evrensel bir eğitim anlayışıyla yeteri kadar buluştuğunu söylemesi çok güç olur. Çünkü renklerin, dillerin, kültürlerin bir araya geldiği yapılar içerisinde, büyük zenginliklerden insanların pay sahibi olması daha kolay olur. İnsan, Allah'ın yarattığı en şerefli varlıktır. İnsanın rengi de dili de en şerefli şeylerdir. Bunların hepsi birer hazinedir. Öyleyse bizim bu hazinelere kapıları açmamız lazım. Türkiye'deki üniversitelerimizin de öğrencilerimizin de öğretim üyelerimizin de bu hazineden istifade etmesi lazım'' diye konuştu.

Bu anlamda Türkiye'deki üniversite sayısını 166'ya çıkardıklarını dile getiren Bozdağ, şöyle devam etti:

''Üniversitelerin hem kendi arasında rekabetini arttırmak hem de uluslararası alana açılmalarını sağlamak, Türkiye'nin ticaret dahil her alandaki gücünün artmasına önemli katkılar sunacaktır. Buna yürekten inanıyoruz. Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nı kurduk. Bu başkanlık, yurt dışında ticaret yapan, üniversitelerde kariyer yapan, bilim, siyaset, hukuk, tıp alanında başarılı olanlarla irtibatı güçlendirerek, onların bulunduğu ülkelerdeki katkısını arttırmaya, Türkiye ile işbirliğini güçlendirmeye, Türk iş adamlarıyla, bilim adamlarıyla buluşmalarını ve birbirlerini olumlu anlamda etkilemelerini sağlamaları konusunda çok önemli bir fonksiyon icra edecektir. Bunu da dış politikanın yumuşak güçlerinden biri olarak görüyoruz. 2008 yılında kurduğumuz Yunus Emre Vakfı aracılığıyla Yunus Emre Türk kültür merkezlerini dünyanın ulaşabildiğimiz her ülkesinde açma, burada isteyenlere Türkçe öğretme, Türk kültürünü tanıtan organizasyonlar yapma ve yaptırma, kütüphanelerle de Türk kültürünün ana eserlerini oralarla buluşturma ve o ülkelerin eserlerini çevirme konusunda da önemli adımlar atılmış oldu. Şu ana kadar 26 ülkede Yunus Emre Türk kültür Merkezi açmış bulunmaktayız. Bunu çoğaltacağız. Çin'de de bir Yunus Emre Türk Kültür Merkezi açılması konusundaki görüşmelerimiz devam ediyor. Türkiye-Çin ilişkilerine bu kültür merkezi de çok önemli katkılar sunacak. Ön yargıların kırılmasında, karşılıklı doğrudan tanışmanın sağlanmasında, ilişkilerin kuvvetlenmesinde büyük katkısı olacak''

-''Türk büyükelçiliklerinde 'hukuk ataşeleri' görevlendirilecek''-

Bekir Bozdağ, artık Türk büyükelçiliklerinde 'hukuk ataşeleri'nin bulunacağını belirterek, ''Çünkü yurt dışında faaliyet gösteren birçok iş adamımız var. Pek çok hukuk sorunları yaşanıyor. İlgili ülkelerin hukuksal değişimlerini takip etmek, iş adamlarımız ve yatırımcılarımız aleyhine bir şey olduğunda hükümetler arası görüşmeler yoluyla bu konuların düzeltilmesine katkı vermek ve iş adamlarımıza rehberlik yapmak üzere bundan sonra büyükelçiliklerimizde hukuk ataşeleri bulunacaktır'' şeklinde konuştu. 

A.A.

Bu haber 821 defa okundu.