En Sıcak Konular

Washington'da Suriye konferansı

9 Haziran 2012 11:10 tsi
Washington'da Suriye konferansı ''Suriye'deki kriz, Arap devriminin en son parçası ve bölgesel bir konu. Bölgedeki herkesi ve dış güçleri etkileyecek bir konu. Suriye konusuna artık 'sadece Suriye' olarak bakamayız''

ABD'nin başkenti Washington'da Suriye muhalefetiyle ilgili düzenlenen konferansta, uluslararası toplumun Suriye konusunda yeterli adımları atmadığı yönünde ortak görüşler dile getirildi.

ABD'deki Türk çatı kuruluşlarından Türki Amerikan Birliği (TAA) bünyesindeki Rethink Institute adlı düşünce kuruluşu, Suriye'deki muhalefetin durumunun ele alındığı bir panel düzenledi.

Suriye muhalefetinden bazı temsilcilerin yanı sıra, Türk, Amerikalı ve Suriyeli uzmanlar ile Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği temsilcisinin konuşmacılar arasında yer aldığı ''Suriyeli Muhalefeti Anlamak'' başlıklı panelde, Suriye'deki muhalefetin karşılaştıkları zorluklar ve uluslararası toplumdan beklentileri gibi konular detaylı şekilde masaya yatırıldı.

Panele Suriye'den video konferans yoluyla bağlanan Suriye Yüksek Devrim Konseyi Başkanı Hüseyin Seyid, ülkedeki mevcut siyasi muhalefetin birlik içinde olması gerektiğini, aksi durumun Esed rejiminin katliamlarını sürdürmesine olanak sağlayacağını söyledi.

Seyid, ''Bu devrim hareketinin başarıya ulaşabilmesi için, bu aşamada, sahadaki mücadelemizi sürdürmek ve değişik ideolojilere sahip, birbirinden farklı siyasi grup ve yapılanmalar yaratmaktan uzak durmak gerektiğine inanıyoruz. Bunu yapmazsak devrimi zayıflatmış oluruz. Bununla birlikte, rejim düştüğünde bu durum da değişecek; amacımıza ulaştığımızda, Müslüman, gayrimüslim, liberal, laik, herkes kendi ideolojilerini uygulamakta ve farklı siyasi gruplara katılmakta serbest olacak. Suriye'nin geleceğini seçim sandıkları belirleyecek'' diye konuştu.

-Uluslararası topluma ''geç kalma'' çağrısı-

Uluslararası toplumu Suriye muhalefetine yeterli desteği vermemekle eleştiren Seyid, ''buna gerekçe olarak sunulan, 'muhalefetin birlik içinde olmadığı' söylemlerinin bahane olduğunu ve halkın katledildiği sırada bu tür söylemler kullanılmasını kabul edilemez bulduklarını'' kaydetti.

Seyid, Suriye'de tam anlamıyla insani felaket yaşandığını dile getirerek, bu durumun, uluslararası toplumun muhalefetin nerede durduğuna bakmaksızın ciddi kararları hayata geçirmesini gerekli kıldığını kaydetti ve ''İran, Rusya, Irak, Hizbullah, Esed rejimine yardım ve desteğini sürdürürken, dünyanın geri kalanının yaşananlara seyirci kaldığı bir ortamda, uluslararası toplum, Suriye halkını desteklediğini nasıl savunabilir?'' ifadesini kullandı.

Washington Institute adlı düşünce kuruluşunun uzmanı Andrew Tabler da Esed rejimi iktidarını sürdürdükçe, herkesin korktuğu iç savaş senaryosunun daha muhtemel hale geleceği endişesini dile getirerek, ''Eğer buna izin verirsek, el atmada geç kalırsak, hepimizin korktuğu kabus gerçek olacak ve çok daha büyük bir bedelle karşı karşıya kalacağız'' ifadesini kullandı.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın Washington DC bürosu (SETA-DC) uzmanı Kadir Üstün de Suriye'deki duruma ''Suriye'ye özgü, izole bir konu'' olarak bakılmaması gerektiğini ifade ederek, ''Suriye'deki kriz, Arap devriminin en son parçası ve bölgesel bir konu. Bölgedeki herkesi ve dış güçleri etkileyecek bir konu. Suriye konusuna artık 'sadece Suriye' olarak bakamayız'' diye konuştu.

Uluslararası toplumun, Esed rejimine eleştiri yöneltilmesine rağmen ciddi baskı uygulamadığını savunan Üstün, ''Rejim er ya da geç gidecek, ama bu süreç uzadıkça durum daha kaotik hale gelecek'' dedi.

Üstün, ayrıca, askeri değil, siyasi bir müdahaleye odaklanılması gerektiğini, ama şu anda bunun için ciddi boyutta uluslararası koalisyonun sağlanamadığını ve Rusya ve Çin'in vetosu devam ettikçe bunun oluşmasının imkansız olduğunu söyledi.

Türkiye'nin de kendisine doğrudan güvenlik tehdidi gelmediği sürece, Suriye konusunda tek taraflı müdahalede bulunmayacağı görüşünü dile getiren Üstün, bunun yanında uluslararası meşruiyetin de gerektiğine vurgu yaparak, bu meşruiyet sağlandığı takdirde Türkiye'nin kendi üzerine düşenleri yerine getireceği ve sorumluluğun büyük kısmını paylaşacağı değerlendirmesinde bulundu.

-''Uluslararası toplum şu anda müdahalede bulunmalı''-

Suriye Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi İcra Direktörü Rıdvan Ziadeh de uluslararası toplumun Suriye muhalefetine yeterli desteği vermediğini savunarak, BM ve Arap Birliği Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın kurulmasını önerdiği Uluslararası Temas Grubu'na İran ve Rusya'yı dahil etmesini eleştirerek, ''Suriye'ye silah sağlayan bu iki ülke, çözümün nasıl parçası olabilir?'' diye sordu.

Şu anda üzerinde durulması gereken noktanın, muhalefetin birlik olup olmadığı değil, uluslararası toplumun Suriyelilere yardım için harekete geçmeye hazır olup olmadığı sorusu olduğunu belirten Ziadeh, ''Kritik bir dönemdeyiz. Uluslararası toplum Suriye'de iç savaş çıktıktan sonra müdahalede bulunmak zorunda kalacağı bir pozisyona sürüklenmek yerine, bunu önlemek için şu anda müdahalede bulunmalı. Suriye'de olası bir iç savaş Lübnan ve Irak'a da sıçrayacaktır'' dedi. 

Ziadeh, uluslararası toplumun, Suriye topraklarında ve Suriye-Türkiye sınırında ''güvenli bölgeler'' oluşturması ve buraların ''sınırlı uçuşa yasak bölgelerle'' korunması gerektiğini ancak BM Güvenlik Konseyi'nin, BM ana sözleşmesinin 7'inci maddesi altında bunu başaramaması halinde, uluslararası toplumun, Suriye Halkının Dostları platformunun şemsiyesi altında, müdahaleye istekli ülkelerle birlikte harekete geçmesi gerektiğini söyledi.

-''Uluslararası toplum daha cesur adımlar atmalı''-

Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği Müsteşarı Burak Karartı da ''Suriye'deki durumun vahameti göz önünde bulundurulduğunda, uluslararası toplumun, özellikle de BM Güvenlik Konseyi'nin, ülkedeki katliama son vermek için daha cesur adımlar atması gerektiğini düşünüyoruz'' dedi.

Karartı, Türkiye'nin, güçlü bir BM Güvenlik Konseyi kararının kabul edilmesi için hiçbir çabayı esirgemeyeceğini vurgulayarak, böyle bir kararın şu ana kadar alınmamış olmasının işleri bu noktaya getirdiğini söyledi.

Türkiye'nin Suriye konusunda attığı adımlardan örnekler veren Karartı, Suriye'de devrimin Suriyelilerin kendisi tarafından sahiplenilmesi gerektiğini belirterek, Suriye muhalefetiyle diyaloglarını sürdürmeye, onları desteklemeye ve kapasitelerini güçlendirmeye devam etmeleri gerektiğini dile getirdi.

Karartı, Türkiye olarak, Suriye halkının yanında yer almaya devam edeceklerini, bunun ahlaki sorumlulukları olduğunu sözlerine ekledi.

Syrian Support Group adlı kuruluştan Loway Sakka da Özgür Suriye Ordusu'nun yapılanması hakkında bilgi verdi. 



Bu haber 976 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,148 µs