En Sıcak Konular

Davutoğlu: Arap Baharı bu yeni neslin...

5 Haziran 2012 19:02 tsi

Davutoğlu, Dünya Ekonomi Forumu kapsamında düzenlenen ve Arap Baharı'nın tartışıldığı oturumda yaptığı konuşmada, söz konusu olaylar ilk olarak Tunus'ta başladığı zaman bir bakanlar kurulu toplantısı gerçekleştirdiklerini ve bir değerlendirme yaptıkl

Davutoğlu, ''O zaman cevap aradığımız soru şu oldu: Tarihin doğal akışı nedir? Tarihin doğru tarafında duran kimdir? Tunustaki kitleler mi, Bin Ali mi? Mübarek mi, Tahrir Meydanı'ndaki gençler mi? Bu ve buna ilişkin sorular gündeme geldi. Biz dedik ki, bu doğal bir akış. Herhangi bir komplo yok. Arap Baharı, genç Arap neslinin bireylerinin başlattığı bir şeydir, buna saygı duymak gerekir'' diye konuştu.

İlk düzeyi uluslararası düzey olan analizler yaptıklarını aktaran Davutoğlu, aslında bölgede gözlenenin, soğuk savaşın sona erişinden 20 yıl sonraki bir gelişme olduğunu ifade etti.

Soğuk savaşın, Balkanlarda 1990'larda sona erdiğini anımsatan Davutoğlu, ''Maalesef Orta Doğu'da devam edegeldi soğuk savaş. Kitlelerin seçimi yüzünden değil ama, ana güç odaklarının seçimi yüzünden, yani onlar bunları istediler'' dedi.

Davutoğlu, son 20 yılda üç deprem yaşandığını dile getirerek, ''1991'de bir jeopolitik deprem yaşadık. İkincisi 11 Eylül'de yaşadığımız güvenlik depremi ve şu anda da ekonomik ve siyasi bir deprem yaşıyoruz. Bu süreç bu yüzden gecikti. Genç Arap nesilleri kaybeden tarafta yer aldı her üç aşamalı depremde de. 11 Eylül yüzünden suçlandılar. Demokrasi trenini 90'lı yıllarda kaçırdılar. Peki soru şu: Bir sonraki adım ne? Bundan sonra ne olacak? Bence doğal bir süreçtir bu. Yakından izlenmelidir. Ama doğru gidişata tarihte bakmalıyız. Şu an bizim bölgede de soğu savaş sona eriyor'' değerlendirmesini yaptı.

-''Arap Baharı, bu yeni neslin olayı sahiplenmesinin bölgesel bir sonucudur''-

Davutoğlu, tarihsel gidişata ilişkin de şunları söyledi:

''Bir gün İstanbul'da evime geldim. Küçük kızım o tarihte 12 yaşında. Evimde ağlıyordu, bağırıp çağırıyordu. Bu ne diye? Gitti benim daktilomu bana gösteriyor. Doktora tezimi 1980'li yılların sonunda kaleme aldığım daktiloyu bana soruyor? Daktiloyu bilmiyor benim kızım. Mübarek ve Bin Ali, daktilo kullanırken iktidardaydı. Bilgisayar kullanırken de iktidardaydı. İnternet kullanırken de Bin Ali ve Mübarek iktidardaydı. Twitter çıktı hala iktidardaydılar. Dolayısıyla bu akışı tarihin. Yani doğal bir süreç.''

Arap Baharı hakkında ikinci konunun ''bölgesel boyut'' olduğunu vurgulayan Davutoğlu, ''Arap Baharı bu yeni neslin olayı sahiplenmesinin bölgesel bir sonucudur. Sadece Mısır veya sadece Ürdün'e ait değildir. Her olgu farklı olsa da, bir çok farklı Arap Baharı olsa da Büyük Arap Baharı'nın altında Tahrir'de, Suriye'de, Tunus'ta olan herkes olayları konuşuyor ve mevcut durumu sorguluyor. Filistin meselesi ve diğer konular dahil olmak üzere. Bölgesel mülkiyet, bu sahiplik, sahiplenme nasıl ortaya çıktı? Yeni teknolojik gelişmeler neticesinde bir bilinç doğdu ve işte bu yüzden her zaman şimdiye kadar kaybeden tarafta yer almışlardı. Yani bu imkanlardan yoksun olduğu için hayal kırıklığı yarattı. Yeni bir alternatif aradılar'' şeklinde konuştu.

-''Bölgemizin insanları tarihi yakalamaya hatta, geleceği yakalamaya çalışıyor''-

Davutoğlu, şunları kaydetti:

''Üçüncü olarak siyasetin süjesi kimdir? Bir kişi midir siyasetin öznesi, yoksa yurttaşlar mıdır? İşte yurttaşlık kavramı ortaya çıkmaya başladı. Birinci Dünya Savaşı'ndan yüzyıl sonra bölge şekilleniyor. Yani birbirine bağlı bir yapı kazanıyor. Ulusal oluşum yeniden canlanıyor. Bu sefer Tunus ya da Mısır yurttaşlığı değil, bir bölgesel kimlik ya da sahiplenme ortaya çıkıyor. Neden oldu sorusunun cevabı şu: Oldu çünkü, bu süreç ertelenmişti zaten.

Geçen yıl bir başka panele katılmıştım. Panelin başlığı; ''gelecek geldi mi?'' Ben dedim ki, 'Sadece gelmekle kalmadı, geç de kaldı'. Bu bölgede gelecek zaten gecikmişti. Bölgemizin insanları tarihi yakalamaya, hatta geleceği yakalamaya çalışıyor. Bu anlamda iyimserim. Pek çok zorluk var komşularımız için ama, bu doğal bir süreçse, doğal bir akışsa, yaratıcı, dikkatli olmalıyız. Netice itibariyle tarihin akışına kulak vermeliyiz.''

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ''Uluslararası camianın tek bir ses vermesi gerekiyor. Ancak bu olursa Esad bu tavrını değiştirecektir. Yoksa bu otokratik rejim illüzyonu devam edecektir'' dedi.

Bakan Davutoğlu, Dünya Ekonomi Forumu kapsamında düzenlenen ve Arap Baharı'nın tartışıldığı oturumda yaptığı konuşmada,Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile 9 yıldır çok iyi ilişkileri olduğunu, 62 kez Şam'a gittiğini söyledi.



Bu haber 699 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,404 µs