En Sıcak Konular

Rahatsız olacak ülke hangisi?

4 Haziran 2012 20:38 tsi
Rahatsız olacak ülke hangisi? Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kuzey Irak ile yapılan petrol ve doğalgaz anlaşmalarından kimsenin rahatsız olmaması gerektiğine işaret etti.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 2001 yılından sonraki dönemin güvenlik stratejisi üzerine kurulduğunu belirterek, bu yılların Türkiye için dezavantajlı yıllar olduğunu, fakat bu dönemde demokrasi ve özgürlükleri genişleterek yola çıktıkları için Türkiye'nin her alanda büyüdüğünü söyledi. Davutoğlu, 1991'lerde bu stratejinin belirlenmesi halinde, belki de 2023 hedeflerine bugün ulaşmanın söz konusu olabileceğini belirtti.

Birçok bakanın katılımıyla devam eden 2. Ticaret Müşavirleri Konferası'nda konuşan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, burada müşavirlere seslenerek, uluslararası ekonomik politiğin büyük bir dönüşüme uğradığı uyarısında bulundu. Soğuk savaşın ardından, dünyanın 3 önemli deprem yaşadığını ifade eden Davutoğlu, birincisinin jeopolitik depremler olduğunu, sınırların yeniden belirlendiğini, ikincisinin 11 Eylül'den sonra yaşanan siyasi bunalım olduğunu ve üçüncüsünün de 2008 ekonomik kriziyle baş gösteren ekonomik değişim olarak özetledi.

Davutoğlu, 1800'lü yıllarda dünyanın en hareketli şehirlerinin İstanbul, Pekin ve Kahire olduğunu hatırlattı. Davutoğlu, bu şehirlerin ikisinin bu topraklarda olduğunu diğerinin ise Asya'da olduğunu hatırlatarak, 1920 yıllardan sonra Londra gibi şehirlerin yükselmeye başladığını ve böylece endüstri devrimi ile fay hatlarının kırıldığını aktardı.

Yanlış yerde durmanın bedellerinin her zaman ağır sonuçlar getirdiğini vurgulayan Davutoğlu, soğuk savaşın ardından Türkiye'nin kazanan ülke saflarında olmasına rağmen, yanlış stratejilerle ya da stratejinin olmamasından dolayı yerinde saydığının altını çizdi. Davutoğlu, yine o dönem kaybeden birçok ülkenin ise kat kat büyüdüğüne dikkat çekti.

Türkiye'nin sağlam bir stratejisinin olmamasının, çok şeyler kaybettirdiğini anlatan Davutoğlu, 2001 yılından sonra güvenlik üzerine kurulmuş yıllar olmasına rağmen, bu süreci demokrasi ve özgürlükleri artırarak yönettiklerini kaydetti. Davutoğlu, dezavantajlı başlanan dönemde milli gelirin kat kat arttığını ve 2008 yılındaki küresel krizde ise ekonominin sarsılmadığını belirtti. Davutoğlu, eğer bu stratejinin 1991'lerde belirlenmesi halinde bugün ortaya konulan 2023 hedeflerine şimdi belki de ulaşılmış olabileceğine dikkat çekti.

"BUGÜNÜN GEÇMİŞTEN FARKI, STRATEJİK VE LİDERLİK FARKLILIĞI"

Ekonomi dünyasının genişlediği bir dönemde, eğer ekonomi yerinde sayıyorsa burada bir sorunun var olduğunu bildiren Davutoğlu, geçmiş yıllarla bugünün farkını 'stratejik farklılık ve siyasi liderlik farklılığı' olarak belirledi.

Bakan Davutoğlu, 9-10 yılın kazanımlarını yeni bir ortak akılla ve yeni bir stratejiyle geliştirmeleri gerektiğine değindi. Davutoğlu, bu nedenle yeni bir çerçeve belirlenmesinin önemine dikkat çekti. Dünyadaki ekonomik politikanın nereye gittiğine iyi bakılması gerektiğine işaret eden Davutoğlu, ekonomik gücün Batı'dan Asya'ya kaydığını, güç hiyerarşisinin değiştiğini ve bugün krizden sonra nasıl konum alınması gerektiğinin düşünüldüğünü hatırlattı.

Yeni bir güçle denge kurulmasının önemini anlatan Davutoğlu, "Türkiye'nin elindeki güçler insan ve coğrafya, onun için insanın önünü açacağız ve kaliteli sermayenin ülkeye girmesinin önünü açacağız. İkinci güç olan coğrafyanın ise nereden bakılırsa bakılsın küçümsenemez, ayrıca bu coğrafya sadece köprü olarak görülemez, onun için bu önemli coğrafya etkin kullanılacak." dedi.

"AVRUPA'NIN MÜZAKERESİNİ ÇOK İYİ ÖĞRENDİK, AVRUPA'NIN ADIM ATTIĞINI GÖRMEDEN ADIM ATMAYACAĞIZ"

AB ile yürütülen müzakerelere de değinen Davutoğlu, vize müzakerelerinin yürütüldüğünü,

2009 yılında ilk defa vize muafiyeti istediklerini aktararak, AB'nin buna alışık olmadığı için şaşırdığını anlattı. Fakat bu konuda da AB'nin Türkiye'yi beklettiğini kaydeden Davutoğlu, "Biz Avrupa'nın müzakeresini çok iyi öğrendik. Biz artık Avrupa'nın adım attığını görmeden adım atmayacağız. Siz uygulamaya başlayacaksınız, biz de başlayacağız. Türkiye'yi hala eski Türkiye olarak gördükleri için deva olarak görmüyorlar. Avrupa'nın aşıya ihtiyacı var, ayağa kalkması için aşıyı yaptırması lazım. Vize muafiyeti bu saatten sonra bizim kadar AB'nin de çıkarına. Bugünlerde yine vize muafiyeti görüşmelerine başladık. Ama biz eskisi gibi yapmayacağız. Bizden şunu beklemesinler, önceden muafiyet yaptığımız ülkelerle muafiyeti kaldırmamızı beklemesinler." diye tepki gösterdi.

Türkiye'nin iki gücünün yanında iki de açmazı bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, bunların da sermaye ve enerji olduğunu belirtti. Sermayenin büyümesine rağmen o kadar çok sermayeye hala ulaşılamadığını vurgulayan Davutoğlu, onun için dışarıdan sermayenin getirilmesi gerektiğini söyledi. İkinci zaaf diye tabir ettiği enerjiye de değinen Davutoğlu, insanı sermaye ile buluşturacakları gibi coğrafyayı da enerji ile buluşturacaklarının altını çizdi.

"KUZEY IRAK İLE YAPTIĞIMIZ PETROL ANLAŞMASINDAN KİMSE RAHATSIZ OLMASIN"

Türkiye'nin, bölgedeki aktifliğinin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, bölge halkına çıkar gözüyle bakmadıklarını ama o halkın ve bölgenin refahı için birlikte çalışacaklarını aktardı. Yine bölgedeki enerji ve vize muafiyeti anlaşmalarına bu çerçevede bakılması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, Kuzey Irak ile yapılan petrol ve doğalgaz anlaşmalarından kimsenin rahatsız olmaması gerektiğine işaret etti. Davutoğlu, bir yerde arz bekleyen petrol varsa bir takım küçük anlaşmazlıkların görmezden gelinerek petrol alınabileceğini dile getirdi

"TÜRKİYE'NİN REJİM İHRAÇ ETME GİBİ BİN GÜNDEMİ OLMAMIŞTIR"

Bir müşavirin, Arap baharının Türki cumhuriyetlere sıçrama ihtimalini sorması üzerine de Davutoğlu, şöyle konuştu: "Bir kere şunu ifade etmek istiyorum; sanki bu ülkelere demokrasi götürülme kararı oldu da Türkiye de buna destek çıktı, böyle bir şey yok. Türkiye'nin rejim ihraç etme gibi bir gündemi olmamıştır. Önemli olan o halkların istekleridir. Önemli olan o ülkenin yöneticileri, halkın taleplerini karşılamak için ellerinden geleni yapması gerektiğini savunuyoruz. Biz Suriye'de bu olaylar yaşanmadan önce bir rejim teklifinde bulunmadık ki. Bu argümanlar sık sık televizyonlarda çıktığı için değindim. Maalesef Suriye, halkın taleplerini dinlemediği için, uyarıları dinlemediği için böyle oldu. Biz böyle benzer bir olay başka bir bölgede yaşansın istemeyiz."



Bu haber 1,511 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,669 µs