Türköne: 'PKK ile müzakereler devam ediyor'
30 Mayıs 2012 16:44 tsi
Uludere olayı siyasi gündemde en üst sıradaki yerini korurken, Zaman gazetesi yazarı Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne Prof. Dr. Türköne, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in görevden alınması gerektiğini söylerken, Kürt sorununun çözümü için müzaker
BAŞBAKAN, DİYARBAKIR İL KONGRESİ’NDE ULUDERE İÇİN YUMUŞAK MESAJLAR VERECEK
Uludere konusu hükümet için nasıl bir engel oluşturmaya başladı?
Çok büyük bir sıkıntı. Bu sorunu aşmakta zorlanıyor hükümet. Çünkü aşağı tükürseniz sakal, yukarı tükürseniz bıyık, tam böyle bir durumda… On yıldır hükümet hiç bu kadar zor bir durumda kalmamıştı. Bir yandan emir ve komutasına aldığı orduyu yönetmek durumunda, öbür taraftan özellikle Kürt vatandaşlarımızın kırgınlığını tamir etmek zorunda. İkisi arasında sıkışmış vaziyette. Çok zeki bir siyasetçi Tayip Erdoğan; ben Başbakan’ın politika tarzını da beş aşağı beş yukarı, takip ettiğim kadarıyla çözdüğümü düşünüyorum. Bu saatten sonra herhalde yumuşatmaya başlar. 2 Haziran’da Diyarbakır İl Kongresi var. Sanırım daha yumuşak, toparlayıcı mesajlar verir. Fakat şu eşiği aşması, sorunu tamamiyle çözmesi, enfeksiyonu, iltihabı boşaltması İçişlerini Bakanını görevden almasıyla mümkün. Çünkü bu meseleyi bu kadar tatsız ve sevimsiz hale getiren o oldu. Ben ümitliyim bu konuda hükümetten. Özellikle Kürt vatandaşların gönlünü alacak ve kırılan potları tamir edecek adımlar bekliyorum.
Taraf yazarı Kurtuluş Tayiz, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in AK Parti tabanının psikolojisini ortaya koyduğunu yazmıştı. Siz buna katılıyor musunuz?
Bu inatlaşmalar, restleşmeler, düşmanlıklar, nefret söyleminde her zaman müşteri bulunur. Ama ben asla AK Parti seçmeninin İçişleri Bakanı gibi şefkatsiz ve merhametsiz olduğunu düşünmüyorum.
ULUDERE İÇİN HÜKÜMETTE BİR DİRENÇ VAR
Bu meselenin teknik anlamda çözülememiş olması, bir sorumlunun ortaya çıkarılamamış olması, hala ordudan meclis komisyonuna bir takım raporların gitmemesi, TSK içerisinde bir direnç olduğunu gösteriyor mu?
Ben ordu içinde değil de özelikle hükümette, durumu bu yönetmek adına tabanına, altına sahip çıkmak adına bir direnç olduğunu düşünüyorum. Bu bir hükümet politikası, yoksa hata yapan hesap verir. Ordu da sistem böyle işler. Hata yapandan hesap sormayan da, hataların tekrarlanmasına yol açar. Bu mantığı da Başbakan gayet iyi bilir. Orduyu da çok iyi bilir. Zaten bir kişinin kafası kopartıldı. Zaten hemen ertesi günü o bölgede görev yapan Alay Komutanı görevden alındı. Fakat kamuoyunu tatmin edecek; nerede, nasıl bir hatanın eseri olduğunu katliamı gösterilecek bir açıklama yapılmadı.
Siz ordu içinden böyle bir adım bekliyor musunuz?
Hayır, bu konuda ordu inisiyatifi tamamıyla Başbakana bırakmış vaziyette. Başbakan üzerindeki ağırlığın, yükün galiba en önemli sebebi de bu.
DEVLETİN İSTİHBARAT BİRİMLERİ PKK İLE MÜZAKERELERE DEVAM EDİYOR
Türkiye’de siyasi partilerin yükselmeleri ve kan kaybetmeleri Kürt sorunu ile birebir ilişkili gibi duruyor. En azından geçmişte yaşananlar bu anlamda izlenim bırakıyor. Bu Uludere olayının AK Parti siyasi anlamda bir faturası olabilir mi?
Bugünkü şartlar çok farklı. Bunun AK Parti’ye geçmişte olduğu gibi bir fatura olarak dönmesi imkânsız. Sadece Kürt sorununun çözümünü geciktirir, çözümü zorlaştırır bu meselenin burada kalması. Yoksa anakronizme düşmemek lazım. Geçmişteki durumlarla mukayese etmemek lazım. Köprünün altından çok sular geçti.
Bu anlamda açılım politikalarını geciktirecek sanırım Uludere olayı…
Ben, özellikle terör sorununu çözme konusunda müzakerelerin şu anda devam ettiği kanaatindeyim. O mesele çözüldükten sonra herhalde hükümet toplumu rahatlatacak bazı adımlar atacak, açılımlar yapacak. Orda bir takvim var ve kendi mecrasında işliyor, ben bu kanaatteyim.
Bu müzakereler kimle devam ediyor? Yani muhattap PKK’mı, BDP’mi?
Devletin birimleri marifetleri ile yürütüldüğü kanaatindeyim. Yani devletin birimleri, istihbarat birimleri PKK ile de müzakere yürütüyordur. (Engin Dinç- On5yirmi5)
Bu haber 1,050 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle