Lübnanlıların serbest kalmasını ABD engelledi
29 Mayıs 2012 16:11 tsi
Lübnanlı yazar, ABD ve Katar'ın Hizbullah'a yeni bir zafer yaşatmamak için Suriye'de tutulan Lübnanlı esirlerin serbest kalmasını engellediğini iddia etti
Suriye'de kaçırılan 13 Lübnanlı'nın serbest kalmasını ABD ve Katar'ın engellediği iddia ediliyor.
Lübnan Al Ahbar Gazetesi yazarlarından Vefik Kansu, geçtiğimiz hafta Türkiye'ye teslim edildiği iddia edilen fakat daha sonra Dışişleri Bakanlığı'nın elinde olmadığını açıkladığı Lübnanlı esirlerin 'niçin Hasan Nasrallah'a yeni bir zafer verelim; kendi kitlesi karşısında ne kadar dürüst olduğunu görelim' şeklinde bir Amerikan-Katar işbirliği sonucu serbest bırakılmadığını iddia etti.
Kansu yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Türk istihbaratı, Lübnanlı rehinelerin ve kaçırılan grubun yerini 'tespit etmişti'. Türkiye Dışişleri Bakanlığı durumu bildirdi: 'Kaçırılanlar elimizde'. Ülkesinin 'arabuluculukların vaftiz babası' rolüne dönmesinde hırslı olan Türk diplomasisinin başkanı Ahmet Davutoğlu ise konuyu ilan etmekte gecikmedi. Bütün Lübnan, 14 Mart ve 8 Mart grupları, Selefileri ve ilericileriyle birlikte, operasyonun kınanmasından sonra rahatladıklarını ifade etti.
Tam da bu noktada hiç hesapta olmayan ve hâlâ sisli olan bir şey yaşandı: Kaçırılan Lübnanlılar, Suriye topraklarıyla Türkiye'nin Adana Havaalanı'nda kayboldu. Olaylara vakıf olanlar, ortada askeri ve siyasi iki açıklamanın olacağını belirtiyor.
Birincisi, Türkiye Dışişleri Bakanlığı rehinelerin kurtulduğunu açıklamakta aceleci davrandı. Davutoğlu konuştuğu Lübnanlılara, kaçırılanların geçen Cumartesi gecesi serbest bırakılacağını tahmin ederek 'kaçırılanların ellerinde olduklarını' bildirdi. 'Kaçırılanlar elimizde' lafı, istihbarat literatüründe 'kendi havzamızda' oldukları anlamına gelmez. Özellikle de sahada Suriye muhalefetinden birçok grup varken... Davutoğlu'nun açıklamalarının, kaçırılan Lübnanlıların Türkiye sınırına yakın Suriye bölgesine varmalarının ardından geldiği neredeyse kesin gibi...
İkincisi, Ankara yönetiminin sergilediği bir başka acelecilik de işin bittiğini açıklamasıydı. Bu açıklama, 'niçin Hasan Nasrallah'a yeni bir zafer verelim; kendi kitlesi karşısında ne kadar dürüst olduğunu görelim' şeklinde bir Amerikan-Katar baskısını da beraberinde getirdi. Mümkün olduğunca bu olaydan istifade etmek için işi germekte bir beis yok.
Veriler halen belirsizliğini koruyor. Temaslar sürüyor. Resmi kaynaklar, önceki akşama kadar yeni bir gelişme olmadığını doğruluyor. Şii siyasi aklı, sorunun varacağı sonuçlardan doğabilecek çözümsüzlükleri kontrol altına almak için çaba göstererek konuyu açık hesaplarla ele alıyor. Özellikle de ortada işleri daha kötüye götürme kararı alanlar varken..."
Bu haber 618 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle