En Sıcak Konular

GDO belası

28 Mayıs 2012 12:10 tsi
GDO belası Şu sıralar dikkatimizi GDO’lara, yani genetiği değiştirilmiş organizmalara vermemiz gerekiyor. Çünkü GDO’lar gıdamıza girmek üzere. Bugün biraz GDO’yu tanıyalım...

GDO lobisi yıllardır “GDO’lar verimi artırıp açlığa çare olacak” diyor; kimi buna kanıyor. Oysa ticareti yapılan GDO’lar iki özellik taşıyor: Bitkilere zararlı böcekleri öldürmek için toksin üretmek ve tarladaki yabani otları öldürmek için kullanılan ot ilacına dirençli olmak. Verimi artırmak gibi bir işlevi yok.
Ekolojik resim başka. Böcekleri tümden yok edemiyorsunuz. Yüzde 99’u ölüyor. Kalan yüzde 1 arasında ürüyor. Toksine dirençli, “Bana bir şey olmaz” diyenler bunlar. Bunlar çoğalınca “GDO kullanıyorum ama böcekleri öldürmüyor” diyorsunuz.


GDO’yu satan şirket “Bir de böcek ilacı kullan” diyor. Çiftçinin maliyeti yükselirken mamulün sağlığa zararı artıyor. Neticede daha çok kimyasal içeriyor.


Süper dayanıklı böcekler GDO’suz üretim yapan tarlalara da zıplayıp tahribata yol açınca, bu tarlalarda da ilaç kullanmak gerekiyor.


Süper böcek tehlikesi ABD’de 10’a yakın eyalette ortaya çıktı. Çevre örgütü EPA, gen sahibi şirket Monsanto’ya uyarı gönderdi: “Süper böcek olmayacak diyordun. Başaramadın. Koruma yöntemi geliştir. Ya da izinleri gözden geçireceğim.”


Süper böcekleri hedef tahtasına koyarken hiç hedeflemediğiniz böcekleri de öldürüyor, dengeyi altüst ediyorsunuz.


ABD’de GDO’ya izin veren kurum FDA (Gıda ve İlaç İdaresi). Bu kurum ile Monsanto gibi firmalar arasında danışıklı dövüş var. Monsanto’nun müdürü oradan ayrılıyor, FDA’e gidiyor. FDA müdürü FDA’den emekli olup Monsanto’ya geçiyor.


Monsanto GDO’lu üretimi yaygınlaştırmak için kurnaz bir taktik uyguladı. Diyelim siz bir tarlada GDO’lu mısır ekiyorsunuz. Başka bir tarlada ise GDO’suz mısır ekiliyor. GDO’lu mısır ekilen tarladan diğer tarlaya rüzgarla GDO’lu tohum kaçışı oluyor. Diğer tarlada GDO’lu mısır çıkmaya başlıyor. Monsanto, GDO’suz mısır ekilen tarlaya gidiyor, örnek alıyor, “Tohumumdan üretmişsin. Benden izin aldın mı üretirken? Almadın. Bana şu kadar ceza ver” diyor. Çiftçiye dava açıyor.


50 milyar dolar cirosu olan ve hukuki alana 1 milyar dolar ayıran dev bir şirketle hangi çiftçi mücadele edebilir? “Ben bu koskoca şirketle nasıl başa çıkacağım? En iyisi ben de GDO ekeyim, bu beladan kurtulayım” diyor.


Bu, Monsanto’nun göz korkutarak yıldırma ve zorla GDO ektirme politikası.
GDO’lu tohum şirketleri esas parayı ilaçtan götürüyor. Monsanto gibileri ilaç piyasasından pay kapmak peşinde. Tohum piyasası zaten onlarda. Monsanto tohum piyasasının yüzde 50’sini elinde tutuyor. Ama ilaç piyasasında pazar payı yüzde 5. Bu sayede onu yüzde 10-15’e çıkarabiliyor. Varlık sebebi de bu esasında.


Bayer ise ilaç üretiyor. O da tohum piyasasından pay kapmak istiyor. “Ürettiğim ilacın tohumunu da üreteyim, Monsanto yerine ben satayım” diyor. Birbirinin pazarından pay alma çabası var.
GDO’nun sağlığa etkileri de pek incelenemiyor çünkü Monsanto gibi gen sahipleri “Bunun fikri mülkiyet hakkı bende. Tarlada ekmene izin veriyorum. Ama ben izin vermediğim sürece bununla ilgili bilimsel araştırma yapamazsın” diyor.


Sansürden dolayı GDO’larla ilgili anlamlı bir bilimsel araştırma yapılamıyor. Zaman içinde çıkan tek tük akademik makalelerin hepsi GDO’yu olumlu gibi gösterecek. Çünkü olumsuzları sansürlüyorlar. Ondan sonra aklı evvel akademisyenler çıkıp “Bir tane bile zararlı olduğunu gösteren araştırma yok. 300 araştırmanın 270’i olumsuz bir şey göstermiyor” diyor.

GDO’lar gıdamıza girmek üzere


Çok yakında, Tarım Bakanlığı onay verirse GDO’lu hammadde alıp onu sanayiye ara mamül olarak sunuyor olacağız. Yani artık doğrudan GDO’lu ürünlerle besleneceğiz. Acil bir şeyler yapmak gerek.

2009’a kadar Türkiye’de genetiği değiştirilmiş organizmalar, yani GDO’larla ilgili yasal düzenleme yoktu. O dönemde GDO’lar Türkiye’ye serbestçe girdi.


2009’da Türkiye, kanundan önce Biyogüvenlik Yönetmeliği çıkardı. Acelenin nedeni, biyoteknolojinin kaydettiği hızlı ilerlemenin tarım ürünlerinde yarattığı biyogüvenlik sorunlarının kontrol altına alınabilmesi amacıyla hazırlanan Cartagena Biyogüvenlik Protokolü’ne Türkiye’nin imza atmış olmasıydı.


Bu imza gereğince, GDO’ların risklerini en aza indirgemek için bir yasal düzenleme yapmak şarttı.
İş yönetmelikle çözülemeyip süreç davalık olunca 2010’da Biyogüvenlik Kanunu çıktı. Bu kanun gereğince Türkiye’de GDO’lu tohum ekimi yasak. GDO’lu yem ve gıda ithalatı için ise Biyogüvenlik Kurulu oluşturuldu.Tarım Bakanlığı şu anda “GDO’lu tarım yapmıyoruz ama ithal edilebilir” diyor.
2011’de yem amaçlı GDO’ların ithalatına izin verildi. Önce yem amaçlı soya ve geçtiğimiz yıl 13 tane GDO’lu mısır... Son olarak da geçtiğimiz ay Biyogüvenlik Kurulu 9 GDO’lu mısır başvurusunu değerlendirdi ve 6 tanesini reddedip 3 tanesine izin verdi. İlk defa ret çıkmış oldu.


Ve bu 6’sı Avrupa’da izin almış genler. Bizde izin alamamalarının iki nedeni var. Birincisi, 4 tanesinin içinde antibiyotik direnç geni olması. Diğer 2 gene de “Yeterli bilimsel araştırma yok” diyerek izin vermediler. Biyogüvenlik Kurulu ihtiyat prensibini işletiyor. “Ortada yeterli bilimsel veri yoksa ya risk alacaksın ya temkinli davranacaksın. Bu durumda her zaman için temkinli davran” diyor. Ama diğer bir söylem de şu: “Şu gene izin verdik, buna vermezsek olmaz. Avrupa’yla fazla fark yaratmamak lazım.”
Greenpeace’in Tarım Kampanyası sorumlusu Tarık Nejat Dinç, tehlikeli bir sürece girdiğimizi, GDO’ların doğrudan gıdamızda kullanılmak üzere olduğunu söylüyor: “Türkiye’de bütün gıda sektörünün içinde olduğu Türkiye Gıda Dernekleri Federasyonu (TGDF) 29 tane GDO’nun gıda amaçlı kullanılması için başvuru yaptı. Yani biz GDO’lu mısırı ithal edip ondan glikoz şurubu yapıyor olacağız. Ve bu, gıdamızda kullanılacak. Yani, GDO’lu hammadde alıp onu sanayiye ara mamül olarak sunuyor olacağız. Çok yakında bunlarla ilgili kararlar açıklanacak.


Ama Federasyon’un sıkıştığı bir
nokta var. Biyogüvenlik Kurulu ‘Baş-
vurduğun genle ilgili verileri gönder’ diyor. Federasyon gönderemiyor, çünkü veriler Monsanto gibi gen sahibi firmalarda. Federasyon Monsanto’dan istiyor, Monsanto da ‘O benim gizli bilgim, veremem’ diyor. Bazılarında belgeye ihtiyaç yoktur, onlara izin çıkar. Bir kısmına çıkar, bir kısmına çıkmaz. Önemli olan Fe-derasyon’un başvuruyu geri çekmesi. Monsanto elini taşın altına sokmuyor. Elini taşın altına sokan TGDF.” Dinç, Federasyon’daki firmaların hepsinin vebal altında olduğunun altını çiziyor: “Neden halk bu kadar GDO’yu istemezken ben başvuruyorum, Monsanto’nun maşalığını yapıyorum desinler? Mecbur değiller, o yüzden geri çekebilirler. Türkiye’ye GDO’yu sokan firmalar diye damga yiyeceklerini bilmeliler.” Tarım Bakanlığı da aynı şekilde... “Türkiye’de gıdamıza GDO’yu sokan bakanlık” olarak anılmayı ister mi acaba?


Şöyle bir durum da var; mevzuata göre, ürettiğiniz mamülde belli bir oranın (binde 9) üzerinde GDO kullanıyorsanız, bunu ürünün paketinde belirtmeniz gerekiyor. İzin çıkarsa firmalar ürünlerine “GDO’ludur” etiketi yapıştırmak zorunda kalacak. Buna razılar mı? Etiketle yazmazlarsa birileri alıp test yapacak, içinde GDO çıkarsa rezil olacaklar.
 

Melis ALPHAN / HÜRRİYET 

Bu haber 894 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,238 µs