En Sıcak Konular

Bozdağ: Başkanlık sistemine bir gün geçeceğiz

14 Mayıs 2012 11:29 tsi
Türkiye'nin Başkanlık sistemini tartışa tartışa yoluna devam edeceğini ifade eden Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "ülkemiz bu sisteme de bir gün geçecektir'' dedi.

Bozdağ, Mardin Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti il kongresinde yaptığı konuşmada, bazı kesimlerin başkanlık sistemine karşı çıktığını belirtti.

Diktatörlük, sultanlık ve padişahlık geleceğini iddia ederek korku pompalayan kesimler olduğunu bildiren Bozdağ, şöyle konuştu:

''Bizim bildiğimiz sultanlar anadan babadan devrederek geliyor. Seçimli bir padişahlık dünyanın neresinde var. Başkanlık sistemine niye geçelim çünkü başkanlık sistemi güçlü ülke oluşturur, güçlü demokrasi oluşturur, hukukun üstünlüğünü daha iyi şekilde temin eder. Bunun için bunu yapalım. Başkanlık sistemine geçilmiş olsa başkanı kim seçecek?, siz seçeceksiniz. Hangi oyla başkan olacak? yüzde 51 ile başkan olacak. Yüzde 51 oy alan birisi dikta yönetime gidebilir mi? Halka muhtaç, onun oyuna muhtaç. Yine orada güçlü bir yasama var. Şimdi yasamamız var, hükümet nereden çıkıyor meclisten çıkıyor. AK Parti'nin çoğunluğu var, hükümet AK Parti, peki mecliste kim hakim AK Parti, biz ne dersek o oluyor mecliste, çünkü grubu güçlü olan biziz. Yürütmeye bağlı bir yasama var bugün. Ama başkanlık sisteminde yasama ayrıdır, yürütmeden bağımsızdır. Yürütme, yasamanın üzerinde tahakküm kuramaz. Yasama da yürütmenin üzerinde tahakküm kuramaz. Çünkü ikisi de birbirinden tam olarak ayrılmıştır. Düşünün ki birini siz başkan seçtiniz, başkan diktacılığa gitmek istedi. Yasama da bütçesini onaylamadı. 1 ay maaşları ödeyemeyecek. Maaşları ödeyemese bir ay hali nice olur onun. Bütçesi olamadan ülke yönetimini yapabilir mi? yapamaz. Çünkü orada güçlü bir millet iradesi etkisi var.''

Başkanlık sistemine geçilmesi durumunda partilerin yok olacağını ifade eden kesimlerin de olduğunu ancak bunun doğru olmadığını kaydeden Bozdağ, başkanlık sisteminde partilerin bugünkü gibi yasamada yerini alacağını, mücadelesini yapacağını dile getirdi.

-''Parlamenter sistem her türlü operasyona açık bir sistemdir''

Bozdağ, Türkiye'de 12 Eylül ve 27 Mayıs'ta askeri darbelerin olduğunu, 12 Mart ve 28 Şubat'ta ise muhtıraların olduğunu kaydederek, şöyle dedi:

''Hadi muhtıraları koyduk kenara, 2 askeri darbe oldu. Asker geldi millete rağmen silahla yönetime el koydu ve dediğini yaptı. Darbelerin bile diktatörlüğe dönmediği bir Türkiye'de milletin iradesi ile seçileceklerin diktatörlüğe döneceğini söylemek millete karşı saygısızlıktır. Milletin de kabul edemeyeceği bir başka şeydir. Şu anda 61. hükümet var. Farz edin ki başkanlık sistemi oldu. 61. başkanın seçilmesi için kaç yıl geçmesi lazım. Tam 305 sene geçmesi lazım. 88 yılda 61. hükümeti kurmuşuz. Onunla ülkeyi yönetiyoruz. İstikrar böyle bir yerde olur mu, olmaz. İstikrar olur mu? Olmaz. Peki demin saydım. İki tane askeri darbe 3 tane muhtıra var burada. Memleket her alanda faturasını ödemiş. Öte yandan, ekonomik krizler yaşadık. 1994'de ekonomik kriz var, Türkiye'de koalisyon var. 22 Şubat 2001'de kriz var, Türkiye'de koalisyon var. Ne zaman kriz var, Türkiye'de koalisyon var. Ne zaman kalkınmış diye baktığımızda tek başına iktidarlar olduğu zaman. Artık krizleri konuşmuyoruz. Artık dünyaya yardım eden bir Türkiye'yi konuşuyoruz. Her alanda gelişmiş, yükselmiş ve güçlenmiş bir Türkiye var. Kendi içinde istikrarlı bölgesinde ve dünyada söz sahibi lider bir Türkiye var. Eğer koalisyon olsaydı Türkiye bu ekonomik düzlüğe bu 10 senede ulaşabilir miydi. Bu siyasi güce erişebilir miydi. Olup bitenler karşısında 'böyle olmaz' , 'şöyle olacak' diyebilir miydi? Diyemezdi. Bugün diyebiliyorsa güçlü iktidar sayesindedir. İstikrarsızlık bütün gücü bizden alıp başkalarına veriyor. Nasıl oluyor, çünkü parlamenter sistem her türlü operasyona açık bir sistemdir, hukuk dışı müdahaleye açık bir sistemdir. Transfer operasyonlarına açık bir sitemdir. Milletin Mardin'de verdiği iradeyi Ankara'da çalmak isteyenlerin hırsızlığına açık bir sistemdir. Bakın oy veriyorsunuz, Ankara'ya gidiyor, tek başına hükümet olamıyor. Ne yapıyor, transfere giriyorlar. Eğer transferle hükümet olacaksa transfer yapıyorlar. Geçmişte güneş motel olayı vardı. Bir bakıyorsunuz iktidar el değiştiriyor. Ahlaki mi el değiştiriyor, milletin iradesine uygun mu el değiştiriyor? Hem gayri ahlaki el değiştiriyor hem de millete rağmen el değiştiriyor. Başkanlık sisteminde iktidarı millete rağmen kimse değiştiremez.

Sadece millet verir, millet alır. Yıl 1997 o zaman Refah Yol hükümeti var. Merhum Erbakan istifa etti. Tansu hanım, sayın Demirel'e 276'yı geçen imza sunuldu. Ne oldu hemen bir müdahale, o süreç orada bitti. Ardından ne oldu, Doğru Yol Partisi'nden patır patır istifalar oldu. 28 Şubat muhtırasını verenlerin önünde esas duruşa geçti o zamanki siyasiler. Şakır şakır istifa ettiler. Milletin istediği refah iktidarı idi, onlar alıp başkalarına verdiler. Nasıl oldu, çünkü bu sistem ara dönem oluşturulmasına izin veren bir sistemdir.''

-''Millete rağmen iktidar oluşumlarına asla izin vermez''

1999 yılındaki seçimde 5 partinin iyi oy aldığını, ancak yaşanan birtakım sıkıntılar nedeniyle sandıkta oy verenlerin değil, Ankara'da vesayet noktasında olanların talimatına göre iktidarın kurulduğunu bildiren Bozdağ, şöyle devam etti:

''Ama başkanlık sistemi böyle bir millete rağmen iktidar oluşumlarına asla izin vermez. Eğer parlamenter sistemi bırakıp başkanlık sistemine geçersek pijama ile karşılanacak bir başkanı bulamayacakları için istemiyorlar. Milletin iktidar olsun diye oy verdiği vekiller Ankara'da (Benim dediğim olsun) diye hükümeti tehdit edebilir. Ama başkanlık sisteminde hükümeti tehdit eden vekil olmaz. Hükümeti tehdit etme yetkisi sadece ama sadece millete aittir. Çünkü yetkiyi o veriyor, yanlış yaparsa hata ederse yetkisini geri alıyor. Bakın parlamentoda hükümetin istemediği bir kanun tasarısını, kanun teklifini bugünkü anayasaya göre kabulü mümkün değil. Bir gensorunun, genel görüşme, meclis araştırmasının hükümete rağmen yapılması mümkün değil. Ne olur hükümete rağmen sadece konuşurlar. Ama başkanlık sisteminde yetkin bir denetim var. Çünkü başkan ayrı seçiliyor, meclis ayrı seçiliyor. Meclis başkanının emrinde değil, başkan da meclisin emrinde değil. Tam bağımsız ikisi de birbirine karşı. Meclis istediği gibi komisyon kurup, başkanı denetleyebiliyor. Başkan meclise kanun teklifi veremiyor, kanun tasarısı gönderemiyor. Meclis istediğini çıkarıyor. Böyle bir sistemde diktatörlük olur mu? Böyle bir sistemde başkanın da dediği tam olur, meclisin de dediği tam olur. Çünkü orada lider egemenliğe dayalı siyaset de yok, orada milletin iradesine dayalı yapılar var. Çünkü başkanlık sisteminin uygulamalarının başarılı olduğu yerlerde dar bölge seçim sistemi uygulanıyor. Orada milletin istemediği birisini aday gösterirseniz millet ona oy vermez. Böyle olan milletvekili eğer gücünü milletten alıyorsa bu gücünü Ankara'da kullanıp daha bağımsız daha rahat hareket eder, daha özgür hareket eder. Daha güçlü bir demokrasi olmasına katkı sağlar. Başkanlık sisteminde kimden hesap soracaksanız o adam belli. Başkası yok. Sadece başkandan hesap soruyor. Hem yasama başkanına hesap sorar hem de halk başkanına hesap sorar. Ama parlamenter sistemde koalisyon varsa hesap soracağınız kişi belli değil. Koalisyonların olduğu dönemde parlamenter sistemde vatandaş hesap sormaya hazır ama hesap verecek parti yok. Başkanlık sisteminde hesap soran da belli, hesap verecek de belli.''

-''Başkanlık sistemini müzakere etmemiz lazım''

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, bugüne kadar Necmettin Erbakan, Süleyman Demirel ve Alparslan Türkeş'in başkanlık sistemini istediğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Türkiye'nin yönetiminde bulunmuş, Türkiye yönetimine talip olmuş sağda solda partilerin tamamı dünden bugüne başkanlık sistemini istemiş. Ama şimdi Bahçeli başka şey söylüyor. Tabii onlar 9 ışığı unuttukları için 9 ışığın aydınlığında yol yürümeyi unuttukları için dün dediklerinden haberleri yok. Radikal görüşler, başkanlık sisteminde iktidara gelemezler. Neden. Çünkü yüzde 50,1 radikal görüşü savunan hiçbir partinin başkan adayı kazanamaz. Kim kazanır bunu, milletin sağında solunda nerede olursan olsun milletin değerleri ile kavga etmeyen milletle konuşan, milletle aynı istikamette yürüyenler alır. CHP niye karşı çıkıyor. Çünkü o da diyor ki 'Türkiye'de solun oy potansiyeli belli yüzde 30-35'tir. Bize başkanlık gelmez'. Bütün bunların derdi kendi şahsi çıkarlarıdır. Ama bizim derdimiz Türkiye'nin Türk milletinin çıkarıdır. O yüzden diyoruz ki gelin şahsi çıkarları bir tarafa bırakıp Türkiye'nin ve Türk milletinin güçlü bir yönetim, istikrarlı bir yönetim, daha demokratik bir yönetim, hesap sorulabilir ve hesap verilebilir bir yönetim, milletin iradesinin her zaman iktidarda kaldığı bir yönetim, her türlü gayri hukuki, gayri ahlaki operasyonlara kapalı bir yönetim istiyorsak o zaman başkanlık sistemini müzakere etmemiz lazım, konuşmamız lazım. Türkiye bugün olmasa yarın, yarın olmasa diğer gün bu sistemi tartışa tartışa yoluna devam edecektir. Ama bu sisteme de bir gün geçecektir. Ben buna inanıyorum. Çünkü diğer yollar, diğer sistemler çıkmaz sokaktır, milletin aradığı huzuru, güveni, istikrarı ve refahı temin edememiştir, temin etmesi de mümkün gözükmüyor. Ama demek ki; biraz daha yol yürümeye ihtiyaç var. Bu yöne kadar yürünürse yürünsün ne kadar uzarsa uzasın sonu bir gün yine başkanlık sistemine gidecektir diyorum. Öyleyse Türkiye'yi geciktirmenin anlamı yok. Geciktirmek de Türkiye'ye bir başka kötülüktür. Doğru işi doğru zamanda yapmak millete ve ülkemize kazandırır.''

''İnşallah ülkemiz bu sistemi 'efradını cami ağyarını mani' şekilde tartışır'' diyen Bozdağ, ''Eğer millet buna karar verirse partiler bunun karşısında duramaz. Çünkü sonuca hayır diye diye yol alamaz. Kim ki doğruya hayır diye diye yol almaya çalışırsa arkasından gelen insan bulamaz'' şeklinde konuştu.

Kaynak: AA



Bu haber 720 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,386 µs