En Sıcak Konular

'Uyumsuzluk olursa, faturası ağır olur'

12 Mayıs 2012 12:25 tsi
'Uyumsuzluk olursa, faturası ağır olur' Başbakanlık tartışmaları ile ilgili konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik 'Güçlü cumhurbaşkanı ile güçlü başbakanın uyumsuzluğunun faturası ağır olur' dedi.

Vatan gazetesinden Deniz Güçer'e verdiği mülakatta, başkanlık sisteminin dayatma değil bir tartışma olduğunu söyleyen Bakan Çelik'ten ilginç bir uyarı geldi: "Güçlü cumhurbaşkanı ile güçlü başbakanın uyumsuzluğunun halka faturası ağır olur." Çelik'in röportajından ilgili kısım:

- Başkanlık sisteminin tartışılmasında bir mahsur görmüyorum. Ama dayatma mı, kesinlikle değil. Tartışılmasında ise yarar var. O sistemde yasamayla ile yürütmenin kesin hatlarla birbirinden ayrıldığı bir sistem görüyorsunuz. Parlamentosuyla, milletvekillerinin yasamayı oluşturması, başkanın seçimiyle daha demokratik. Daha güçlü bir yasama, daha güçlü bir yürütme sistemi diyebiliriz.

- Mutlaka artıları vardır ama en önemli dezavantajı güçlü bir yürütme oluşturmakta yaşanan zorluklardır. Türkiye tarihine bakın: 1965 -1969 arası Demirel döneminde bir istikrarlı yönetim var. Rahmetli Özal döneminde istikrarın hakim olduğu bir süreç var. Bir de bizim dönemimiz var. Aradaki yıllar dünyanın geliştiği, mesafe aldığı yıllar. Biz ise o yıllarda koalisyonlara mahkum olduk.

- Kayıp yıllar diye söyleniyor. Bir ölçümleme yaptığınızda 90'lar kayıp, 80'nin yarısı kayıp, 70'li yıllar kayıp yıllar. Neredeyse 30 yılı buluyor. 30 yılda savaştan sıfır noktasında çıkan ülkeler dev sanayi ülkeleri oldular. Parlamenter sistem bu haliyle koalisyonlara mahkum bir sistem haline dönüşüyor.

Avrupa'nın sıkıntısı da benim görebildiğim kadarıyla budur. Ülkenin ana siyasi kadroları marjinal partilere mahkum olmuş durumdalar. Hollanda hükümeti istifa etti, çok az sayıda milletvekili olan bir ırkçı parti koalisyona giriyor ve şartlarını yazdırıyor. AB'nin tüm ilkelerini, Kopenhag kriterlerini hiçe sayan yaklaşımlar var o şartlarda. Parlamenter sistemin AB'nin belki de geleceğini sıkıntıya sokacak bir tablo arz ettiğini genel itibariyle söylüyorum.

Muhalefet karşıysa olmaz zaten. Halk 'Hayır başkanlık sistemi istemiyoruz' derse elbette olmaz. Ancak zaten TBMM'de de yeteri kadar oy alması için muhalefete yine ihtiyaç var. Ama biz tartışılsın diyoruz. Bu bir dayatma konusu kesinlikle olmayacak.

Başkanlık deyince insanın aklına sadece ABD'deki başkanlık sistemi gelmiyor. Mesela Rusya da da benzeri bir sistem var.

Sistemin eksiklikleri, getireceği mahsurlar nelerdir gibi konu enine boyuna tartışılmalı. Ama bu sistemde mesela bakın yetkili bir cumhurbaşkanı, yetkili bir başbakan var. Yeni anayasa değişikliğiyle ikisi de artık seçilecek. Aslında cumhurbaşkanlığını halka seçtirmekle başkanlık sistemine geçtik gibi. Çünkü cumhurbaşkanını halk seçtiği zaman, bu mevcut yetkilerin, çoktur dediğimiz yetkilerin az geleceğini göreceğiz.

Partiniz açısından bakıldığında Erdoğan - Gül modeli görünüyor. Ama Köşk'e Sayın Sezer seçimle gelse nasıl bir tablo ortaya çıkardı? Meclis nasıl çalışacak o zaman?

İsimler önemli değil ama bu derece güçlü gelen bir cumhurbaşkanıyla yine belki de çok güçlü gelecek olan bir başbakanın çeşitli konularda uyumsuzluğun halka faturasının ben de ağır olacağı inancı içindeyim. O nedenle başkanlık sisteminin tartışılmasında fayda var. Kalıcı bir şeyden söz ediyoruz. Benim söylemlerimin hiçbirisi bugüne dönük değildir. Seçilecek bir cumhurbaşkanı, seçilecek bir başbakan var. Bir şekil alması gerekiyor. Bunu bir seçimlik veya sayın başbakanımızın adaylığı, sayın cumhurbaşkanın konumu anlamında sınırlı tutmak doğru değil. Cumhuriyetimiz ilelebet yaşayacak, bizler faniyiz. Herkes geldi geçti, görevini yaptı. AK Parti de görevini yapacak, tarihteki yerini alacak. Ama yıllar sonra gelecek olan iktidarlara, cumhurbaşkanlarına bir miras bırakıyorsunuz. Bu mirasın en sağlıklı miras olması konusunda tartışılmasında fayda var.

- Türkiye'de eyalet sisteminin gündeme geleceği kanaatinde değilim. ABD çok farklı, büyük bir coğrafya. Türkiye'de yaşanan süreçlere baktığınız zaman çok farklı anlamlar, farklı ayrışmalar getirme durumu olabilir. Ayrıca ülkede vatandaşların, halkın böyle bir talebi yok. Böyle bir talep bizim halkımızdan gelmiyor. Ben görmüyorum. Ama Türkiye'de yerinden yönetim konusunda sürekli ilerleme, gelişmeler var. Önümüzdeki yıllarda 30'un üzerinde ilin büyükşehir kategorisine alınması, il sınırlarının büyük şehir olarak değerlendirilmesi çalışmaları var. Bu anlamda Türkiye'nin beklentileri söz konusudur. Yerelleşme, merkezi yönetimin ağırlığının değil yerel yönetimlerin güçlendiği bir Türkiye eskiden beri arzu edilen bir hedeftir. Bu boyutunu güçlendirmek gerekiyor.

- Cumhurbaşkanını halk seçtiği zaman 5 yıllığına seçecek. 5 yıl diyelim ki dediğiniz gibi bir anlayış ortaya çıktı, 5 yıl sonra bu halk oy vermez. Sandık herkesin önüne konulacak. Bunu böyle uzun vadeli, sınırsız, süresiz bir seçim gibi algılamak doğru değil. Süreli bir seçim, 5 yıl. O yıllar içerisindeki icraatı aslında ikinci kez seçilmesine neden olacak.

- Bu zihni hazırlık rahmetli Özal döneminden beri var. Sayın Demirel döneminde de var. Bugün konuşulan bir hadise değil, öteden beri bu sistem konuşuluyor. Eğer anayasayla ilgili komisyon kurulduktan sonra böyle bir hazırlığımız olsaydı bunun iller bazında yapılan toplantılarda tartışılması konusunda komisyon üyelerimiz gündeme getirebilirlerdi. Halk bu konuda ne düşünüyor onu bilirdik.

Ama öyle değil. Daha spontane bir şekilde gündeme geldi. Tartışılmasının doğru olacağı inancındayım. Esas dayanağım da cumhurbaşkanının halk tarafından seçiliyor olmasından dolayıdır. Çünkü o süreci biz ilk kez yaşıyacağız 2014'te. Seçilmiş cumhurbaşkanı ile seçilmiş bir başbakanın nasıl yürütmeyi paylaşacakları konusu önemli bir konu.

 



Bu haber 1,027 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,736 µs