En Sıcak Konular

'Derin devlet Öcalan'ı yönetiyordu'

11 Mayıs 2012 22:14 tsi
Özel yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen PKK terör örgütünün şehir yapılanması KCK'ya ilişkin iddianamede gizli tanık Öcalan'ın derin devlet tarafından yönetildiğini iddia etti.

Özel yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen PKK terör örgütünün şehir yapılanması KCK'ya ilişkin iddianamede, gazetecilerin de aralarında bulunduğu 36'sı tutuklu 44 şüphelinin, ''silahlı terör örgütü yöneticisi olmak'', ''terör örgütüne üye olmak'', ''terör örgütüne yardım etmek'' ve ''Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek'' suçlarından 7,5 ile 22,5 yıl arasında değişen hapis cezalarına çaptırılmaları istendi.

Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar tarafından hazırlanan ve bugün İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen 800 sayfalık iddianamede, sanıklar Nurettin Fırat, Ertuş Bozkurt, Mazlum Özdemir, Turabi Kişin, Ramazan Pekgöz, Şehmus Fidan, Hüseyin Deniz, Yüksel Genç, Nevin Erdemir, Semiha Alankuş, Davut Uçar ve Kenan Kırkaya'nın, ''silahlı KCK/PKK terör örgütü yöneticisi olmak'' suçundan 15 ile 22,5'ar yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

Ziya Çiçekçi, Saffet Orman ve Enis Yalçın'ın ''silahlı KCK/PKK terör örgütü üyesi olmak'' ve ''Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek'' suçlarından 9,5 ile 20'şer yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, Çağdaş Ulus, Zeyneb Ceren Kuray, Sibel Güler, Mehmet Emin Yıldırım, Zuhal Tekiner, İrfan Bilgiç, Ömer Çelik, Haydar Tekin, Ömer Çiftçi, Selahattin Aslan, Dilek Demiral, Nahide Ermiş, Çağdaş Kaplan, Nilgün Yıldız, Çiğdem Aslan, Cihan Ablay, Sadık Topaloğlu, Ayşe Oyman, İsmail Yıldız, Fatma Koçak, Oktay Candemir, Pervin Yerlikaya Babir, Şerafettin Sumeli, Eylem Sürmeli, Sultan Güneş Ünsal, Murat Eroğlu, Ülkem Evrim Kepenek, Hamza Sumeli ve Arzu Demir'in de ''silahlı KCK/PKK terör örgütü üyesi olmak'' suçundan 7,5 ile 15'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörüldü.

İstanbul'da, PKK terör örgütünün şehir yapılanması KCK'nın basın komitesine yönelik yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede ifadesine yer verilen gizli tanık ''Bahar''ın, ''2004'ten sonra Öcalan ile avukatların görüştürülmesi, dağılma sürecine giren örgütü yeniden toparlattı. Görüşmeyi gerektirecek herhangi bir sebep yokken görüşmelere yeniden müsaade edilmesini anlamak için o dönemi sorgulamak gerekir'' dediği belirtildi.  

Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar tarafından hazırlanan ve İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen 800 sayfalık iddianamede, PKK terör örgütünün tarihsel gelişimine ve KCK'nın oluşumuna yer verildi.

İddianamede ifadesine yer verilen üst düzey KCK terör örgütü yöneticisi, gizli tanık ''Bahar''ın, 1999'dan 2004'e kadar ateşkes sürecinin yaşandığını belirterek, ''1999'da Mahmut Şakar'ın 'derinlerin' isteği üzerine dağa giderek PKK Başkanlık Konseyi ile görüşme yapması önemlidir.

Öcalan, devlet yetkilileriyle yani askeri yapıyla görüşmekte ve onlardan çok memnun olduğunu üst seviyede gizlice dillendirmektedir. Hüseyin Yıldırım, Öcalan'ın Kürt sorunuyla ilgisinin, amacının, duygusunun olmadığını söylemişti. Bu çok bilinmez ama bence kamuoyunun artık öğrenmesi gerekiyor, Öcalan yakalandığında Türk bayrağını öpmüştür.

Sanki şimdiye kadar savaşan kendisi değilmiş gibi 'Türkiye Cumhuriyeti'ne kurban olurum' diyerek, kendisinin devletin adamı olduğunu söylemiştir. Bu görüntülerin neden paylaşılmadığını sorgulamamız gerekmez mi? Yukarıda söylediği cümleler zaten örgütte deprem etkisi yaptı, yanında üç cümlesiyle birlikte bayrağı öpme görüntüsü çıksa, Öcalan'ı bugün kimse konuşuyor olmayacaktı'' şeklinde beyanda bulunduğu kaydedildi.  

Gizli tanık ''Bahar''ın ifadesinde, ''derin devletin Öcalan'a sahip çıktığını, onu Kürtlerin gözünde sıfıra indirecek görüntüleri elinde koz olarak tuttuğunu ve derin yapının hiçbir zaman Öcalan'ı küçültmediğini, hep çözümün adresi olarak gösterdiğini'' söylediği belirtildi.

İddianamede, gizli tanığın, ''Türkiye'nin PKK'yı dünya terör listesine aldırdığını, böylece Öcalan'ın, terörizme karşı dünya çapında bir savaşın başlatıldığını fark ettiğini, silahlı mücadele döneminin bittiğinin örgüt içerisinde yüksek sesle dillendirilmesine rağmen Öcalan'ın 2004'te cuntanın isteği doğrultusunda yeniden silahlı mücadelenin devamı yönünde karar aldığını'' söylediği dile getirildi.

''Öcalan PKK'ya, derin devlet de Öcalan'a hükmetmektedir''

İddianamede, gizli tanığın şu ifadelerine de yer verildi:  

''Böylece örgütün uzun süreli ateşkesinin ardından kanlı bir süreç daha başlamıştır. Burada silahların yeniden patlamasını isteyen Öcalan'la görüşmeleri devam ettiren yetkililerdir. Öcalan PKK'ya, derin devlet de Öcalan'a hükmetmektedir.

2004'ten sonra Öcalan ile avukatların görüştürülmesi, dağılma sürecine giren örgütü yeniden toparlattı. Görüşmeyi gerektirecek herhangi bir sebep yokken görüşmelere yeniden müsaade edilmesini anlamak için o dönemi sorgulamak gerekir. Bugünden bakıldığında Balyoz darbe planının yapıldığı döneme denk gelen bu süreçte örgüt yeniden canlandırılmıştır. PKK'nın bitmesini derin devlet istemedi.

Balyoz darbe planının hazırlandığı süreçte, tam o dönemde Öcalan'a tecrit uyguladılar. İmralı'ya dönük tecrit uygulandı, görüşme olmadı. Hatta bu konuda Öcalan'ın avukatı İrfan Dündar, 'Balyoz'da kullanıldık' şeklinde basına demeç verdi. O dönem Bursa Jandarma Bölge Komutanı Levent Ersöz'dü. Derin devlet Öcalan'a tecrit uygularken, örgüt de bölgeleri hareketlendirdi.

Derin devlet-PKK işbirliğiyle kitlesel eylemler meydana gelmeye başladı. Sokaklar çatışma alanına çevrildi. Tam balyoz darbe planının hazırlandığı dönemde tecrit uygulanarak Kürtlerin ayaklanması, kitlesel sokak hareketlerinin gelişmesi sağlanırken, diğer yandan PKK'nın silahlı kanadı HPG'nin bombalı saldırılar gerçekleştirmesinin altyapısı hazırlandı. Burada derin devletin kendi planlamalarının gereği olarak Öcalan üzerinden Kürtlerin ayaklandırılmasının istendiği açık. PKK, hiçbir zaman derin devletten habersiz iş yapmamıştır.

Kürtlerdeki hassasiyeti artırarak, korkuları büyüterek, terör örgütünün tedbir almasının önü açıldı. TAK'ın çıkışı bu döneme denk gelir. Balyoz planı hazırlanırken TAK'ın ortaya çıkması, derin devletin PKK'ya ne kadar hakim olduğunu değil, bizzat PKK'yı yönettiğini ve yönlendirdiğini gösterir. Balyoz hazırlanırken Öcalan'a tecrit uygulanması ve Kürtlerin yedeklenmesi konusu Öcalan'ın bilgisi dışında olmamıştır. Öcalan, İmralı'da görüştüğü derin devletin elemanlarına terör örgütünü hareketlendirme sözü vermiştir.''

Özel yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen PKK terör örgütünün şehir yapılanması KCK'ya ilişkin iddianamede, ''Basın Komitesi'nin, KCK/PKK terör örgütünün en önemli organlarından biri olduğu, örgütün ülke içindeki sözcüsü haline geldiği, örgüt lehine Türkiye ve dünya kamuoyunda ılımlı bir ortam oluşturmaya çalıştığı, yapmış oldukları yayınlarla terör örgütü ve örgütün ele başısı olan şahsın muhatap alınması gerektiği yalanını kamuoyuna pompaladıkları'' vurgulandı.  

İddianamede, KCK/PKK terör örgütünün 1970'lerin ikinci yarısı ile 12 Eylül 1980 darbesine kadar legal ve illegal yayın organları bulunduğu, PKK'nın amaçları doğrultusunda yayın yapan televizyon ve radyo kanallarının yurt içi ve yurt dışından yayınlarını sürdürdüğü kaydedildi.

PKK terör örgütünün yayın faaliyetlerini sürdürdüğü bir diğer alanın internet olduğuna işaret edilen iddianamede,  KCK/PKK terör örgütünün her zaman basın-yayın organlarının devamlılığını esas aldığı ve kendi içerisindeki yapılanma adına aldığı karar değişikliklerinde de basın yapılanmasına büyük önem verdiği belirtildi.

Soruşturma kapsamında ''Bahar'' mahlası ile ifadesi alınan gizli tanığın, KCK'ya bağlı olarak faaliyet gösteren organlar ve şahıslarla ilgili olarak; KCK basın komitesi içerisinde faaliyet yürüten legal-illegal basın yayın organlarına PKK'nın Kandil alanından mail üzerinden aylık veya haftalık emir ve talimatlar geldiği ve bu talimatlara göre KCK'ya bağlı hareket eden basın komitelerinin kendi genel çizgilerini çizdikleri şeklinde ifade verdiği aktarılan iddianamede, gizli tanığın ifadesinde ayrıca, KCK/PKK örgütünün propagandasını yapmayı ve halkı KCK/PKK politikaları doğrultusunda yönlendirmeyi amaçlayan bu organların finansmanının KCK/PKK tarafından sağlandığını söylediği bildirdi.

 İddianamede, gizli tanık Batuhan Yıldız'ın da savcılıkta, PKK terör örgütünün basın yayın işlerinin ''YRD'' ismiyle tek çatı altında toplandığı ve PKK'nın Kandil'de yaptığı YRD konferansları ile birlikte güçlü bir hiyerarşik yapı geliştirdiği, kendi bünyesinde oluşturulan basın yayın organlarını tek merkezden yani Kuzey Irak'taki Kandil'den yönettiği şeklinde ifade verdiği aktarıldı.

''Cemile'' kod adlı gizli tanığın da savcılıktaki ifadesinde, Avrupa ve Türkiye'deki yüksek maliyetli basın-yayın organlarının KCK/PKK Avrupa yapılanması tarafından finanse edildiğini söylediği vurgulandı.

''Terör örgütünün ülke içindeki sözcüsü haline geldi'

İddianamede, KCK/PKK terör örgütünün, faaliyetlerini kamuoyuna duyurmak ve yeknesaklığı sağlamak için bir basın-yayın ağına ihtiyaç duyduğu, bu nedenle Basın Komitesi'nin kurulduğu, bu komite bünyesinde faaliyet gösteren basın-yayın organlarının doğal olarak KCK/PKK terör örgütünün ülke içindeki sözcüsü haline geldiği, Mustafa Karasu isimli üst düzey örgüt yöneticisinin Toplumsal Demokrasi, Gündem, Güncel, Yaşamda Gündem, Yeni Bakış, Yeni Mezopotamya, Özgür Ülke gibi basın yayın organlarında yazdığı, yine örgüt üst düzey yöneticilerinden Cemil Bayık'ın Azadiya Welat, Ali Haydar Kaytan'ın ise Ülkede Özgür Gündem'de yazdığı belirtildi.

 ''Basın Komitesi'nin, KCK/PKK terör örgütünün en önemli organlarından biri olduğu, örgütün ülke içindeki sözcüsü haline geldiği, örgüt lehine Türkiye ve dünya kamuoyunda ılımlı bir ortam oluşturmaya çalıştığı, yapmış oldukları yayınlarla terör örgütü ve örgütün ele başısı olan şahsın muhatap alınması gerektiği yalanını kamuoyuna pompaladıkları'' vurgulanan iddianamede, ulusal basında da bu propagandadan etkilenildiği ve bilinçli ya da bilinçsiz olarak bu amaçlara katkı sağlandığının görüldüğü kaydedildi.

İddianamede, ''Basın Komitesi'nin sıkı bir emir-komuta zinciri dahilinde hareket ettiği, serbest bir yayın politikasına sahip olmadığı ve haftalık-aylık-yıllık yayın gündemi (politikası) şeklinde örgütün kırsal alanından gelen talimatlara göre yayın politikasını şekillendirdiği, ayrıca basın ile ilgili yapılan konferanslarda alınan kararlar ile terörist başının ve üst düzey örgüt mensuplarının vermiş olduğu mesaj ve talimatların da yayın politikasının şekillenmesinde ciddi etkiye sahip olduğu, dolayısıyla Basın Komitesi'nin, KCK/PKK terör örgütünden aldığı talimatlarla örgüt lehine bir yayın çizgisi takip ettiği ve örgütün çizdiği perspektifin dışına çıkma kabiliyetinin olmadığı görülmüştür'' ifadelerine yer verildi.

Yine Basın Komitesi'nin, KCK/PKK terör örgütünün sadece propagandasını yapan bir yapılanma olmayıp, ayrıca üst düzey örgüt mensupları ile sempatizanları ve mensupları arasında iletişimi sağlayan bir açık ağ haline geldiği, terör örgütü başı Abdullah Öcalan'ın gönderdiği talimatlar ve üst düzey KCK/PKK yöneticilerinin vermiş olduğu talimatların düzenli olarak yayınlandığı belirtilen iddianamede, yine Basın Komitesi'nin elinde bulunan imkanlar nedeniyle ülke çapında KCK/PKK terör örgütü lehine bir istihbarat ağı oluşturduğu, ülke güvenliğini tehlikeye düşürecek çok sayıda askeri gizliliğe haiz fotoğraf, video, kroki ve planları elde ettiği, bahse konu belgeler arasında jandarma istihbarata ait birçok gizli ibareli veriler ve terörle mücadeleyi sekteye uğratabilecek dijital belgelerin bulunduğuna işaret edildi.

İstihbarat ağı

İddianamede, Basın Komitesi bünyesinde faaliyet gösteren basın-yayın organlarının bir istihbarat ağına dönüştüğü, elde ettikleri gizliliğe haiz belgeleri bilgisayarlarında depoladıkları, diğer yandan ciddi veriler elde ettikleri, Basın Komitesi'nin edindiği istihbari bilgileri silahlı kanada sunduğu, bu veriler sayesinde birçok ciddi eylem gerçekleştirildiğine işaret edildi.  

Örgütün başı olan Abdullah Öcalan'ın ''görüşme notu'' adı altında gönderdiği tüm talimatları gizli şifre ile almak suretiyle tüm müzahir kitleye yine Basın Komitesi'nin ulaştırdığı, örgütün tepe kadrosunun (Murat Karayılan, Cemil Bayık, Duran Kalkan, Mustafa Karasu, Ali Haydar Kaytan)) vermiş olduğu talimatlar, değerlendirmeler ve röportajların Basın Komitesi'nin yönlendirilmesinde ciddi bir paya sahip olduğunun görüldüğü aktarılan iddianamede, bu röportajlar sayesinde örgüte talimatların aktarıldığı, perspektif verildiği ve müzahir kitlenin buna göre hareket ettiği ileri sürüldü.

İddianamede, ''İzahı yapılan örgütsel yapılanmaya yönelik Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen soruşturma kapsamında yeterli delil elde edilmesi üzerine operasyon kararı alınarak, örgütün Basın Komitesi'ne yönelik soruşturmanın derinleştirildiği, bu kapsamda yaklaşık 50 şüphelinin gözaltına alındığı, bunlardan 36'sının tutuklandığı, firari olan şüphelilerle ilgili olarak arama faaliyetlerine devam olunduğu, toplam 44 şüpheli hakkında kamu davası açılmasına karar verilmiştir'' denildi.

aa

Bu haber 963 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,206 µs