Her iki partinin lideri de, seçimden sonra Yunanistan'ın Ege'deki Münhasır Ekonomik Bölgesi'nin (MEB) belirlenmesine odaklanacak. Bu durumun Türkiye ile ilişkilerde gerginliği artırması bekleniyor.
Yunanistan'da yarın yapılacak kritik erken genel seçim sonucunda oluşması beklenen koalisyon hükümetini, başta ekonomi olmak üzere dış politika konuları yoracak. Yunanistan, Türkiye ile ilişkilerde de yeni ve zorlu bir sürece girecek. Seçimlerden hiçbir partinin tek başına iktidar çıkması beklenmezken, anketler, muhafazakar Yeni Demokrasi'yi (YDP) önde gösteriyor. YDP'nin, ikinci olması beklenen sosyalist PASOK ile koalisyon hükümeti kuracağı tahmin ediliyor. Bu hükümetin bel bağladığı en önemli gelir kaynağı ise Ege'de olduğu düşünülen petrol. PASOK ve YDP liderleri seçim kampanyalarında bu konuya özel önem verdi. Ege'de Münhasır Ekonomik Bölgesi'nin (MEB) belirlenmesi ve ardından hiprokarbon arayışına başlamayı hedefleyen Yunan politikacıların bu tutumu, Türkiye ile ilişkilerde gergin günlerin beklediği anlamına geliyor. İki ülkeyi de yakından tanıyan akademisyen ve Zaman yazarı Herkül Milas da Türk-Yunan ilişkilerinin geleceğine dair 10-12 partili bir meclis ortamında pek iyimser olmadığını söylüyor. "Bir koalisyon hükümetinin politikalarını belirlemesi, aşırı sağ ve sol partilerin güçlü olduğu bir parlamentoda çok zor olacaktır." görüşünü dile getiriyor.
PASOK lideri Evangelos Venizelos kampanyasında Türkiye'nin enerji alanında Ege ve Doğu Akdeniz'de attığı adımlara ilişkin, Yunanistan'ın egemenlik haklarının tartışılamaz olduğunu söyledi. Venizelos, bu hakların Münhasır Ekonomik Bölgesi'nin (MEB) belirlenmesi de dahil uluslararası kanunlara göre uygulanacağını vurguladı. YDP lideri Andonis Samaras ise ekonomik krizden çıkışın lokomotifi olacağına inandığı Ege başta olmak üzere ülke genelinde hidrokarbon aramalarına ağırlık vereceğinin altını çizdi. Bu bağlamda Ege'de MEB'in belirlenmesi konusunda tek taraflı adım atılacağını ima etti. Bu yaklaşımın Türkiye ile Yunanistan arasında Güney Kıbrıs'la yaşanan krize benzer bir süreci tetiklemesi bekleniyor. İlişkilerin gerilmesine aday bir diğer konu ise Kıbrıs meselesi. Samaras'ın, Kıbrıs'ta referanduma götürülen Annan Planı'na destek verdiği için PASOK'u sert bir dille eleştirmesi, Kıbrıs konusunda diyaloğa yanaşmayacağı endişelerine sebep oldu. Parlamentoda yer alması beklenen aşırı sağ ve soldan partilerin, AB ve IMF ile imzalanan anlaşma sebebiyle sokak gösterilerini tırmandırmaları bekleniyor. Böylesine sert bir muhalefet karşısında kurulacak hükümetin çalışması zor görünüyor. Aynı gerekçe, Türkiye ile sorunların çözümüne yönelik irade ortaya konmasında da geçerliliğini koruyacak.
Zaman
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle