Berktay'ın iddiaları sol cenahı kızdırdı
2 Mayıs 2012 11:24 tsi
Tarihçi-yazar Halil Berktay, 1 Mayıs 1977'de Taksim'de düzenlenen kutlamalar sırasında meydana gelen olaylarla ilgili çok farklı bir iddia ortaya attı.
1 Mayıs 1977'de Taksim Meydanı'nda 1 Mayıs kutlamaları sırasında bugünkü ismi The Marmara olan otelin pencerelerinden ve Sular İdaresi'nin çatısından ateş açılmış, üçü kurşunlarla, 31'i ise izdiham sonucu ezilmek suretiyle toplam 34 kişi hayatını kaybetmişti.
Bugüne kadar derin devletin bir komplosu olduğuna dair yaygın bir kanaat bulunan olaylarla ilgili Berktay çok farklı bir iddia attı ortaya. Taraf Gazetesi'ne konuşan Berktay'a göre ortada ne kanlı bir derin devlet komplosu ne de etrafa gizlenmiş keskin nişancılar vardı. Berktay, olayların sol gruplar arasındaki ayrılık sebebiyle meydana geldiğini iddia ediyor.
Berktay konu ile ilgili şu iddialarda bulundu:
"Taksim Meydanı'nda Sular İdaresi'yle Gezi Parkı'nın merdivenleri arasındaki bir noktadaydım. Birden bire Sular İdaresi tarafından ardı ardına silah sesleri gelmeye başladı. Halkın Kurtuluşu, Halkın Yolu, TİKKO gibi gruplar o taraftan meydana girmeye çalışıyorlardı. Herhalde DİSK barikatına tosladılar, çatışma başladı. Birileri silahlarını ya hedef gözeterek ya da havaya ateşlemeye başladı.
Meydandaki on binlerin üzerine direkt kurşun gelmedi (böyle bir kasıt ve girişim olsaydı, o tıklım tıklım kalabalıkta kurşunlanmış yüzlerce ölü, binlerce yaralı olurdu). Zaten Sular İdaresinin arkası, meydanı düz çizgi üzerinden direkt olarak görebilen bir yer değildi. Önemli olan şu; silah sesleri duyulduğu andan itibaren muazzam bir panik başladı. Zaten bu bekleniyordu. Yüz binlik kitle, başsız, hedefsiz, şuursuz bir sürüye dönüştü. Herkes Sular İdaresi tarafından mümkün olduğunca uzağa, Taksim Parkı'na ve meydandan aşağıya inen sokaklara bir sel gibi aktı. Ortaya çıkan kaosu size anlatamam. Herkes yere yatmıştı. Ben de yattım. Taksim Parkı'nın girişinde, kürsünün olduğu merdivenlere kadar olan 100-150 metrelik mesafeyi yerde, dizlerimin ve kollarımın üzerinde başımı yerden kaldırmadan sürünerek kat ettim.
Öyle yoğun bir ateş yoktu. Üzerimden geçen kurşun vızıltısı yoktu. Ama herkeste, kalkarsak acaba üzerimize ateş açılır mı endişesi vardı. Sonunda kürsünün olduğu yere ulaştım. Orada 5-10 bin kişilik bir kalabalık yığılmıştı. Kalkmaya cesaret edip de merdivenlerden meydana baktığımda manzara şuydu: O görkemli gösteri, pankartlar, flamalar her şey gitmişti. Gezi Parkı'nın girişine yaklaşmaya çalışan bir kalabalık, meydanın dörtte birini belki kaplıyordu. Bir de meydandan aşağıya inen sokak, cadde ağızlarına yığılmış kalabalıklar görünüyordu."
Berktay bugün dile getirilen iddiaların kaynağı ile ilgili olarak ise şunları söyledi:
"Devletin sola yapamayacağı bir şeyi sol kendi kendisine yapmış, ortaya bir fecaat çıkmıştı. Daha sonraki yıllar içinde bir sürü palavra atıldı. 35 yıl boyunca, davulcunun şahidi zurnacıdır misali, bu palavralar gerçek kabul edildi. O günlerde daha doğmamış olanlar geçip karşıma keskin nişancılardan bahsetmeye başladı."
Bu haber 750 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle