Trabzon'da EMASYA direnişi
30 Nisan 2012 08:54 tsi
2009'daki Bakanlar Kurulu kararına rağmen, başta Hrant Dink cinayetiyle gündeme gelen Pelitli olmak üzere Trabzon'un bazı beldelerinde jandarmanın yetki devrine yanaşmadığı ortaya çıktı.
EMASYA'nın iptal edilmesiyle şehirlerdeki yetkileri biten jandarmanın direniş gösterdiği son ilçe Yomra oldu. Kaymakamlığın polise yetki devri için hazırladığı protokole jandarma şerh koydu.
Jandarmanın, güvenlik ve asayişten sorumlu olduğu bölgeleri 2009 yılındaki Bakanlar Kurulu Kararı'na göre, polise devretmesi gerekirken Trabzon'da ayak dirediği ortaya çıktı. İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında imzalanan 28 Şubat ürünü EMASYA Protokolü'nün iki yıl önce iptal edilmesiyle şehirlerdeki etkinliğini yitiren jandarmanın, şehir merkezlerine yakın beldelerde emniyete yetki devrine direnmesinin son örneği Trabzon'un Yomra ilçesinde yaşandı. Jandarma İl Komutanlığı, başta Hrant Dink cinayetinin planlandığı Pelitli olmak üzere, Yalıncak, Söğütlü, Yıldızlı gibi şehir merkezlerinin mahallesi konumundaki beldelerde 3 yıldır emniyete yetkilerini devretmedi.
KAYMAKAMLIK YETKİNİN POLİSE VERİLMESİNİ İSTEDİ
Yomra Kaymakamlığı, Dünya Ticaret Merkezi, Cevahir AVM, Novotel, 400 yataklı eğitim ve araştırma hastanesi, yükseköğrenim yurdu, adliye gibi yaşam ve ticaret alanları ile resmi kurumların bulunduğu Kaşüstü Beldesi'ni polise devretmek için protokol hazırladı. 2009'da çıkarılan Bakanlar Kurulu kararına göre gerekli çalışmanın yapılması için İlçe Jandarma Komutanlığı ile Emniyet Müdürlüğü'ne 1 ay süre verdi. Emniyet, gerekli işlemleri yaparken Jandarma herhangi bir çalışma yapmadı. Kaymakamlığın yetki devri için hazırladığı protokole İlçe Jandarma Komutanlığı şerh koydu.
ŞERH GEREKÇESİ: BİZE SORULMADI
Çalışma yapması için 1 ay süre verilen ancak sürenin sonunda hiçbir adım atmayan jandarmanın şerh gerekçesi ise dikkat çekti: 'Protokol ve ekinde sunulan sorumluluk alanlarının devredilmesi ile ilgili haritanın hazırlanması esnasında hiçbir ilçe komutanlığı personelinin bulunmaması, tek taraflı hazırlanması, görüş alınmaması ve sorumluluk bölgelerinin geçtiği noktaların afaki (mahallelerin bilinmediği) olması nedeniyle karara komutanlığımızca şerh konulmuştur.'
KAŞÜSTÜ PELİTLİ'YLE AYNI DURUMDA
Jandarma ikinci şerh gerekçesinde ise Hrant Dink cinayetinin planlanıp organize edildiği Pelitli ve diğer beldeleri örnek gösterdi. Gerekçede 'Yomra İlçe Komutanlığı'nın 12 Mart 2012 gün ve .... Jandarma polis sorumluluk bölgelerinin belirlenmesi sayılı yazınızın ekinde bulunan 12 madde ve sonuç bölümünde açıkladığınız kanuni gerekçeler, Trabzon, Pelitli, Yalıncak, Söğütlü, Yıldızlı beldeler0inin kentleşme yönünden aynı durumda olması' denildi.
VALİLİK: BÜYÜKŞEHİR KANUNU ÇIKMALI
Yönetmelik gereği uyuşmazlığın çözümü için protokol, Trabzon Valiliği'ne gönderildi. Valilik ise henüz çıkmamış Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nu gerekçe göstererek protokolü kaymakamlığa iade etti ve beldenin jandarmanın sorumluluk alanında kalmasına karar verdi. Valilik, 2014 yılında büyükşehir olması planlanan Trabzon ile ilgili yasal düzenlemenin henüz yapılmadığını bu nedenle bölgenin jandarmanın sorumluluk alanında kalmasın gerektiğini beyan etti.
'
AVM'DE JANDARMA' YAKIŞMIYOR
Kaşüstü Beldesi'nde bulunan Dünya Ticaret Merkezi, Cevahir AVM, yurt gibi sosyal ve ekonomik alanlardaki güvenlik problemlerine polis yerine jandarmanın müdahil olmasına bölge halkı ve işyeri sahiplerinin de tepki gösterdiği öğrenildi. Beldede mahkemelerin icra iflas takibatlarının jandarmaca yapılması, adliyede jandarmanın kolluk kuvveti olarak hizmet vermesinin de bölgenin imajını zedelediği belirtildi. Avukatlar ise kolluk olaylarında jandarma karakoluna gittikleri için sorun yaşadıklarını belirtiyorlar.
Şehir merkezine yakın beldeler olan Pelitli, Yalıncak, Söğütlü, Yıldızlı ve Kaşüstü beldeleri halen jandarmanın yetki ve sorumluluğunda bulunuyor.
Yeterli polis atanırsa yetki devri gerçekleşir
Trabzon'da Pelitli, Yalıncak, Yıldızlı ve Kaşüstü beldelerinin jandarmadan polise devri konusunda Yeni Şafak'ın sorularını cevaplayan Trabzon Valisi Recep Kızılcık, devir çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Polis ve jandarmanın katılımıyla, bir vali yardımcısı başkanlığında komisyon oluşturulduğunu ifade eden Kızılcık, 'Bu 4 beldeyi şehir merkezi olmaya başlamaları nedeniyle jandarmadan almayı planlıyoruz. Tabii burada emniyetin polis vermesi lazım. Bu konuyu da bakan bey ile görüştük. Mayıs ayı sonunda polis tayinleri belli olur. Devir gelecek olan polis sayısına göre yapılır. Burayı jandarmadan devraldığınız zaman polis sayınız yeterli olmalı ki güvenlik hizmeti verilebilsin' diye konuştu. Vali Kızılcık, beldelerin artık şehir merkezi haline gelmeye başladığını kaydetti. Devir konusunda jandarmadan kendisine intikal eden bir sorun olmadığını belirten Kızılcık, 'Biz jandarmanın ve polisin görüşlerini alırız. Son karar mülki idare amiri olarak bizde. Dolayısıyla bu konuda bize iletilen böyle bir problem yok' diye konuştu. 'Artık şehir içinde kaldıkları için bu beldelerin polise devredilmesinden daha doğal bir şey olamaz' diyen Kızılcık, şunları söyledi: 'Bir de Trabzon'un büyük şehir olma durumu var. İnşallah bu dönem sonunda çıkacak siyasi iradenin kararıyla. Biz olayı bu çerçevede düşünüyoruz. Kanun çıksa bile seçilmiş belediye başkanlarının görevi, 2014'e kadar devam ediyor. Genel konseptimiz 2014'e kadar bu beldeleri devir almak.'
Asker, EMASYA Protokolü'yle DEVLET İÇİNDE ÖZERKLEŞTİ
28 Şubat sürecinde, askeri vesayet sistemini pekiştiren, askerin devlet alanı içindeki özerk alanını genişleten Emniyet Asayiş Yardımlaşma Protokolü (EMASYA) Türkiye'de militarist yapının hem fiili hem sembolik en önemli unsuru oldu.
7 Temmuz 1997'de dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Çetin Doğan ile İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Teoman Ünüsan arasında imzalanan EMASYA Protokolü, Türkiye'de asayiş alanını askerileştirmiş, askeri iç güvenlik alanına sokmuş ve bu durumu sürekli ve denetimsiz hale getirmişti.
27 maddeden oluşan protokolle, asker, tüm istihbarat yetkisini kendisinde toplarken, mülki amirin iznine gerek kalmadan 'yakın tehlike' gerekçesiyle herhangi bir olaya el koyma yetkisi aldı. Protokolle jandarma Türkiye'nin her yerinde fişleme yapma yetkisi de aldı.
Protokolle yasal dayanak elde eden uygulamaların vahameti 2006'da ortaya çıkan büyük fişlemeyle anlaşıldı. Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin'de valiler, yardımcıları, kaymakamlar, emniyet müdürleri ve yargı mensuplarının jandarma tarafından fişlendi. Genelkurmay Başkanlığı haberler üzerine uygulamanın EMASYA çerçevesinde yapıldığını savundu. 4 Şubat 2010 günü, askere valiliğin izni olmaksızın toplumsal olaylara müdahale yetkisi veren ve darbeler hazırlıklarına zemin hazırladığı iddia edilen EMASYA Protokolü yürürlükten kaldırıldı.
Jandarma Fransa ve Belçika'da İçişleri Bakanlığı'na bağlı
FRANSA
Fransa'da güvenlik hizmeti (polis teşkilatı) iki ayrı güçten oluşur. Bunlar, İçişleri Bakanlığı'na karşı sorumlu, sivil bir güç olan 'milli polis' ile Savunma Bakanlığı'na karşı sorumlu askeri bir konuma sahip, 'milli jandarma'. Her ikisi işbirliği içinde çalışır, aralarında bir koordinasyon bulunur ve her ikisi de otorite olarak İçişleri Bakanlığı'na bağlıdır. Güvenlik uzmanları, iç güvenliğin sağlanmasında polis-jandarma uygulamasının model bir örneği olarak Fransa'yı verirler. Dünyada güvenlik alanında yaşanan modernizasyon (teknik ve zihni olarak) Fransa'yı da içine almaktadır. Türkiye'ye benzerlikler taşıyan Fransa jandarması, ülkemizdeki katlım ve sivil denetim kıstasları açısından bizden daha ilerdedir. Mesela bir istisna dışında jandarmasının genel müdürü sivil olmuştur. Bu açıdan bakıldığında Fransa'da Milli Jandarma askeri bir yapıdan çok polise yapılanmasına benzemektedir. Teşkilatın başında sivil bir genel müdür bulunmaktadır.
BELÇİKA
Belçika'da jandarmanın halk içindeki olumsuz algılanışı söz konusu idi. Jandarma halktan çok uzak görülüyordu. Ancak sahip olduğu otoriter yapılanma suç karşısında halkı polisten önce jandarmaya yöneltiyordu. Jandarmanın, askeri bürokratik bir örgütün özelliklerini taşıması, yerel yetkililere karşı bağımsız davranması jandarmaya olan güvensizlik ve çekinceler olarak öne çıktı. Belçika'da güvenlik alanında yapılan reformun temelini bu tespit oluşturmuştur. Bunun için ilk adım güvenlik güçlerinin hakla işbirliğine gitmesinin zorunlu olduğu fikrini hayata geçirilmesi olmuş ve bu fikir 'toplum polisliği' kavramının doğmasına yol açmıştır. Hükümetin öngördüğü değişim iki gücün yani polis ve jandarmanın rehabilitasyonu oldu. Bu iki kuvvetin birleştirilmesi ve zabıta gücünün aynen korunması reformun ana gövdesini oluşturdu. Aslında Belçika'da yaşanan değişim, bir bütün olarak güvenlik konseptinin değişmesi ve güvelik kuvvetlerinin de bu değişime uydurulmasıdır. Bunun için benimsenen en iyi yol da toplum polisliği kavramının hayata geçirilmesidir. Toplum polisliği, emniyet ve güvenlik sorunlarını çözmek için, yerel halkla ve yetkililerle işbirliği içinde, sosyo-ekonomik varlıklara/topluluklara jandarma tarafından temel polis hizmeti sağlanmasıdır.
Şehir merkezlerinin mahallesi konumundaki Pelitli, Yalıncak, Söğütlü, Yıldızlı beldeleri hala jandarma kontrolünde.
yenişafak
Bu haber 1,108 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle