'Anayasa konusunda son derece samimiyiz'

24 Nisan 2012 12:50 tsi
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.

Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Erdoğan, özetle şu mesajları verdi:

-Siyasetçinin elbette hatası, yanlışı olabilir. Ama siyasetçinin hesap vereceği merci TBMM'dir, bizzat aziz milletin ta kendisidir. Kendisini milletin yerine koyarak hiç kimse gayri meşru ve hukuk dışı yöntemle siyasetçiyi hesaba çekemez, cezalandıramaz.

- CHP'nin nereye gittiğini merak ediyorum. 28 Şubat'a, 27 Nisan'a selam duracaksın, 27 Mayıs'ı savunacaksın, sonra çıkıp 'AK Parti 28 şubat'ın ürünü' diyeceksin. Bu ülkede darbelerin kuvözünde sadece CHP üremiştir. CHP'den başka kimse darbelerden nemalanmamıştır. Biz asla intikam duygusu içinde değiliz. Süreç, hukuki bir süreçtir.

- Sayın Kılıçdaroğlu'nun yol arkadaşlığı yaptığı bir zat bulunmaktadır. Bu zat, şapkasını kaptırmaz ama 12 Haziran seçimlerinde ''al takke ver külah'' yapmaktan kaçınmamaktadır. Sayın Kılıçdaroğlu, sen o yol arkadaşına git, 'dün dündür bugün bugündür' demezse, Sana CHP zulmünü gayet tahsilatlı bir şekilde anlatacaktır.

- 1926-1950 arasında 513 cami satılıyor. 327 cami arsası ki bunların çoğu üzerinde cami var, bunlar da satılıyor. 1070 mescit satılıyor. Bunlarla birlikte, kilise, manastır, mezarlık gibi çok sayıda tarihi eserin satışı yapılıyor. Toplamda 3 bin 411 adet hayrat vakıf taşınmazının satışı gerçekleştiriliyor. Bunların tamamının belgesi elimizde.

-Başbakan Erdoğan ' Diller arasında bir ayrıma gitmek çok açık şekilde söylüyorum ırkçılıktır. Türkçe ile felsefe yapılmaz deniyor, bilim dili kurulmaz deniyor. Bunların tamamı ırkçılık kokan açıklamalardır aslında. Irkçılık ihtiva eden bir düşünüş biçimidir. Dünyadaki tüm diller gibi Türkçe de bu dili konuşan herkese sonsuz sınırsız muhayyile sunacak güce sahiptir.

Çok acımasız girişimler malesef oldu. Türkçe tabii mecrasından çıkarılıp kalıba sokulmak istendi. Türkçe'deki tüm yabancı kelimeleri ayıklamaya yönelik tasarruflarda bulunuldu. Türkçe'nin sağladığı o engin muhalliyeyi de ciddi manada köreltti. Türkçe üzerindeyapılan operasyonlar tarihimizle şuanki kuşaklar arasındaki dil birliğini ortadan kaldırdı. Adeta bizim şahdamarımızı kestiler. Örneğin, aşk kelimesinin kökeni farklı bir şey olduğu için dilimizden çıkarıp atmak açık söylüyorum dili katletmek olur. Zira bu kelimenin yerine geçecek hiçbir kelime yoktur. Ruhu musikiyi asla ve asla yansıtmayacaktır. Dil üzerindeki mühendislik faaliyetlerine mutlaka ve mutlaka dur demek zorundayız. Zira dil üzerinde mühendislik yapmak, dünyanın sınırları üzerinde mühendislik yapmaktır. Kelimeleri sınırlandırmak düşünceyi sınırlandırmaktır. Özellikle bu işin manisi edebiyatçılar. Dili muhafaza etmek, yaşatmak, saldırılardan korumak için büyük hassasiyet içerisinde olmaları gerekiyor. esnafın, yatırımcının girişimcinin de artık bu hassasiyeti taşıması gerekiyor. hilas son dakika Son dönemde başta İstanbul olmak üzere şehirlerimizdeki yatırımlara yabancı isimlerin verildiğini çok ama çok fazlasıyla görüyoruz. Caddelere çıktığınızda yabancı tabelalardan gözünüzü alamıyorsunuz. Bir çok yabancı kelimelerle donatılmış caddeleri görüyoruz. Dilimiz istila altında. Bu istilayı Karamanoğlu Mehmet Bey'in fermanı gibi girişimlerle engelleyemeyiz. Dil yasa ile korunmaz. Yasayı yazanların gayretleri ile dil korunabilir ama. Edebiyatçıların, yatırımcıların, siyasetçilerin, medya mensuplarının gayretleri ile dil korunabilir. Anayasa'nın dilinin de gündeme getirilmesini son derece önemli buluyorum. Dilimizin kazanımlarının muhafaza edilmesi konusunda da yeni anayasa toplum için yol gösterici olacaktır diye düşünüyorum. Ne yazık ki anayasamızın dili mana noktasında açık olmadığı için Türkiye çok büyük sıkıntılar yaşadı ve yaşıyor.

Efradını cami, ayarını mani olmak. Anayasamızın dili zaman zaman karşımıza çıkan meselelerde efradını cami, ayarını mani olmadı. Anayasanın dili ciddi şekilde istismar edildi. Mana son derece açıkken lafı farklı yerlere çekerek Türkiye'ye ağır bedeller ödetildi. Anayasanın dili Yunus Emre'nin dili olmak zorundadır. Yunus Emre süt gibi arı Türkçesi ile kültürleri kıtaları aşan bir mana ortaya koymuştur.

Diyor ki Yunus Emre;

Sözü bilen kişinin yüzünü ak ede bir söz.
Sözü pişirp diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı,söz ola bitire başı
Söz ola ağulu(zehirli) aşı
Yağ ile bal ede bir söz.

Anayasa konusunda son derece samimiyiz. Bunu açık ve net ifade etmemiz lazım. Yeni bir anayasa yapacağımızı 2023 yılına 2023 hedeflerine yeni anayasa ile ilerleyeceğimizin sözünü verdik. Elbette milletimiz yüzde 50 ile bize yetkiyi verdi. Ancak parlamento oluşumu bize tek başımıza bir anayas yapmayı imkan kılmadı. Bunu uzlaşma için, kucaklayıcı bir anayasa için bir fırsat olarak görüyoruz. Anayasa'nın Türkiye'ye dar gelen bir elbise olduğundan kimsenin şüphesi yoktur. Artık yama yaparak, sökükleri dikerek bu eski elbise ile yola devam etmenin mümkün olmadığını da görüyoruz. Büyüyen Türkiye kendisine yakışır bir kıyafeti hak ediyor. Hiçbir siyasi partinin bu sorumluluktan kaçmayacağını düşünüyorum. Siz asla masadan kaçmayacaksınız. Sürekli olarak kovalayacaksınız. Burada tabi bize kalkıp da örnek olarak vereyim 26 maddelik anayasa değişikliğini millete götürüp, milletimizden de bu noktada yüzde 58 orada bir onay aldıktan sonra yok bunun değişmesi lazım derlerse böyle birşeye asla yaklaşmayız. Çünkü bu milletten geçmiştir. ihlas son dakika Aslına ters düşmeden içini zengileştirmek gibi bir yaklaşım olursa buna olumlu bakarız. Onun için de yapay engellerle menfaatçi tavırlarla anayasa yapım sürecinde zorluk çıkarılmayacağını düşünüyorum. Şuanda gönlümüz grubu olan tüm partilerle bunu çıkartalım. Ama grubu olan partiler önümüze farklı engeller çıkartırlarsa biz azami müşterek çalışma çıkartabileceğimiz partilerle çalışabiliriz. Her halükarda biz masadan çekilen taraf olmayacağız. Yeni anayasayı milletimizle birlikte inşaa edeceğiz. Ben özellikle Meclis Başkanı'mızı özellikle sürece verdiği katkıdan dolayı teşekkür ediyorum. Anayasanın oluşumuna destek veren tüm taraflara şimdiden teşekkür ediyorum. Anayasa'nın dili gibi son derece önemli bir konuyu gündeme getirdikleri için de Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne teşekkürlerimi şükranlarımı sunuyorum. Bu sempozyuma katılan ve bu konuda sözü olanlara özüyle birleştirdikleri için bu anlamlı buluşmaya katıldıkları için ayrıca teşekkür ediyor, hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum' dedi.

aa

Bu haber 879 defa okundu.