En Sıcak Konular

İsrail, Washington'u 28 Şubat'a nasıl ikna etti?

23 Nisan 2012 09:35 tsi
İsrail, Washington'u 28 Şubat'a nasıl ikna etti? "Washington’da yapılan ‘Türkiye Nereye Gidiyor?’ başlıklı toplantılarda konuşulanlar açığa çıkarsa, Washington’da bazı kesimlerin Türkiye’de hükümet devirmek konusunda ne kadar hevesli olduğunu hep beraber görürüz."

Darbelerdeki dış desteğin niteliği ve stratejik çerçevesine baktığımızda 28 Şubat’ı diğer darbelerden ayırmamız gerekir. Diğer darbeler Soğuk Savaş döneminde NATO üyesi Türkiye’nin NATO’nun stratejik çizgisinden çıkması ihtimali belirdiğinde gerçekleşmiştir. Oysa 28 Şubat, Türkiye’nin NATO’daki konumundan dolayı değil, tam tersine Soğuk Savaş sonrası NATO’daki değerinin azaldığı bir bağlamda gerçekleşmiştir. Bu nedenle diğer darbeleri mümkün kılan stratejik bağlam, 28 Şubat için geçerli değildir. Tam tersine ABD’de darbelere nispeten mesafeli demokrat bir başkanın bulunduğu siyasi atmosferde ABD’nin Türkiye’de darbe istemesi konjonktüre uygun değildir. Bu dönemde ise asıl öne çıkan darbe ittifakı Çandar’ın da belirttiği TSK içindeki bir grup, İsrail müesses nizamı ve Washington’daki İsrail Lobisi’nden oluşur.

Soğuk Savaş döneminde dışarıda Transatlantik Ekseninde kalma şartıyla içeride siyasi talepleri bastırma ruhsatı alan devlet elitlerinin, Soğuk Savaş sonrası ortama uyum sağlayamaması bu darbenin asıl iç nedenini oluşturur. Bir başka deyişle, İslam sorununu ‘irtica’ Kürt sorununu ‘bölücülük’ olarak kodlayan devlet elitleri, Hür Dünya-Demir Perde ikiliğinin getirdiği baskıdan da kurtulmanın etkisiyle, iç siyasi gelişmeleri yanlış okumuşlar, ülkenin tüm siyasi sorunlarını güvenlikleştirerek, devleti iflasa sürüklemişlerdir. Bunun getirdiği içerideki baskıcı yönetim, devlete silah ambargosu başta olmak üzere, çeşitli maliyetlerle geri dönmüştür. Soğuk Savaş sonrası bölgede yükselen İslamcı hareketleri kendisine birincil güvenlik riski olarak gören İsrail ise, bölgede İslamcılığa karşı savaşacak Arap olmayan stratejik ortak olarak Türkiye’yi bulmuştur. İki ülke arasındaki ilişkileri düzenleyense Türkiye’nin insan hakları karnesine bakmaksızın, veto riski olmaksızın silah alabileceği bir ülke, İsrail içinse hem silah pazarı hem de bölgede yeni bir stratejik eksen ihtimalidir. İsrail Lobisi’nin fonksiyonu ise bu stratejik ittifakı oluşturmak, ittifak için tarafları ikna etmek, hepsinden de daha önemlisi Washington’u 28 Şubat’a ikna etmektir.

Bu açıdan 1989’dan itibaren Washington’da çeşitli düzeylerde Türkiye’nin lobisini yapan Richard Perle’ün, 28 Şubat’ın hemen öncesinde, 1996 yılında ABD’li neocon isimlerle birlikte yeni başbakan seçilmiş Benjamin Netanyahu’ya Türkiye-İsrail-Ürdün eksenini oluşturacak ‘Temiz Kopuş3 başlıklı bir strateji metnini takdim etmesi kayda değerdir. İsrail’in yeni bir başlangıç yaparak, bölgedeki tehditleri bertaraf etmek, istikrarsızlaştırmak ya da geri püskürtmek için bu ittifaka ihtiyacı olduğunu savunan Perle’ün, Lobi’nin önemli isimlerinden biri olarak 28 Şubat Müdahalesi için Washington’da da lobi yapmış olduğu biliniyor. Benzer şekilde Lobi’nin akademi ayağından Daniel Pipes’ın ‘Yeni Bir Eksen’ başlığı ile 1997 yılında National Interest Dergisi’nde yayınladığı yazısında, 28 Şubat darbesi nedeniyle darbeyi ve TSK’yı överek, bu eksenin tüm bölgeyi değiştireceğini yazması da kayda değerdir. İki ülke arasında darbe sonrası ilişkilerin hangi alanda gelişeceğini de (istihbarat, silah alımı vs.) anlatan Pipes, darbeyi bu ittifakı mümkün kıldığı için onaylamaktadır.

Bu açıdan bakıldığında 28 Şubat darbesine Washington’da kimlerin destek verdiği yazılan makaleler ve yapılan toplantılar takip edilerek dahi bulunabilir. Bunlar herkesin ulaşabileceği açık bilgilerdir. Yakın zamana kadar Washington’daki Türkiye uzmanlarının sayısının çok az olması, var olanların da neredeyse tamamının aşırı İsrail yanlısı olması, Türkiye konusunda alınacak karar mercilerinde de ekseriyetle bu kişilerin bulunduğu göz önüne alınırsa mesele daha da netleşir. 27 Nisan Muhtırası sonrası Washington’da harekete geçen kesimler izlenerek de bu tablo kolaylıkla ortaya çıkarılabilirdi. Hatta daha da yakını, Haziran 2010’dan 12 Eylül 2010 tarihine kadar Washington’da farklı devlet birimlerinde birbiri ardına yapılan ‘Türkiye Nereye Gidiyor?’ başlıklı strateji toplantıları, bu toplantılarda konuşulanlar,  alınan pozisyonlar bir gün açığa çıkarsa, en azından Washington’da bazı kesimlerin Türkiye’de hükümet devirmek ve yerine istediği hükümeti getirmek konusunda ne kadar hevesli olduğunu hep beraber görürüz. Bu kadar yakın zamanda yapılanlar göz önüne alındığında darbelerde dış desteğin olmadığını savunmak sadece bir propaganda ifadesi olabilir. Ancak asıl önemlisi Türkiye’de darbe ya da muhtıra ile siyasete müdahalede bulunmak isteyen dış aktörlerin artık içerideki ortaklarını koruyamaz hale gelmeleridir. Bu nedenle aslında izlediğimiz darbeye dış destek tartışması değildir. Asıl izlediğimiz darbenin iç aktörlerinin artık ne kadar kırılgan olduğu, korumasız hale geldiğidir.

Nuh Yılmaz / Star (İlgili kısım)


Bu haber 1,064 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,189 µs