En Sıcak Konular

Özkasnak kendisini böyle savundu

22 Nisan 2012 09:20 tsi
Özkasnak kendisini böyle savundu
28 Şubat soruşturmasının ikinci dalgasında tutuklanan Genelkurmay Genel Sekreteri emekli Tümgeneral Erol Özkasnak, ifadesinde hakkındaki suçlamaları reddetti.

28 Şubat döneminin Genelkurmay Genel Sekreteri emekli Tümgeneral Erol Özkasnak: “Karargâhta üç yetkili vardır. Genelkurmay Başkanı, Genelkurmay 2. Başkanı ve Genelkurmay Genel Sekreteri. Bu süreçte benim ismimin ön plana çıkması benim görevim gereği basınla iletişimimden kaynaklanıyor”
 
28 Şubat soruşturmasının ikinci dalgasında, aralarında dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri emekli Tümgeneral Erol Özkasnak’ın bulunduğu 8 kişinin tutuklanmasıyla, iki haftada içinde tutuklu sayısı 26’ya yükseldi. Özkasnak, ifadesinde, Batı Çalışma Grubu’nun (BÇG) faaliyetlerinin Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) almış olduğu kararlar doğrultusunda TSK’nın önceliği olan irtica ile mücadele kapsamında yürütüldüğünü, kanunsuz bir faaliyette bulunmadığını söyledi.
 
Yakınları fenalık geçirdi
 
Özkasnak, gece 01.30 sıralarında adliyeden çıkarıldı ve siyah bir minibüsle Sincan F Tipi Cezaevi’ne götürüldü. Yakınları Özkasnak’ı el sallayarak cezaevine uğurladı. Bu sırada Özkasnak’la birlikte tutuklanan emekli albaylar Veli Seyit, Osman Bülbül ve Bahattin Çelik’in yakınları fenalık geçirdi. Özkasnak’ın bulunduğu 4 kişinin yanı sıra muvazzaf 4 subay da tutuklanarak, Mamak Askeri Cezaevi’ne konuldu. Cezaevine götürülen Özkasnak’ın bir hayli yorgun ve sinirli olduğu gözlendi.
 
Özkasnak’ın, savcılık ve mahkemede verdiği ifadesinde şunları söylediği öğrenildi:
 
“Karargâhta üç yetkili vardır. Genelkurmay Başkanı, Genelkurmay 2. Başkanı ve Genelkurmay Genel Sekreteri. Bu süreçte benim ismimin ön plana çıkması benim görevim gereği basınla iletişimimden kaynaklanıyor. Ben Genelkurmay’ın halka yansıyan yüzüyüm. Benim BÇG ile ilgim yoktur. Nerede, nasıl toplandıklarını, bu toplantıya katılacakların nasıl davet edildiğini bilmiyorum.
 
BÇG’nin oluşturulması konusunda o dönemde TSK içinden kuvvet komutanlıkları dahil ilgili birliklere yazı gönderildi. Bu yazının tarafıma iletilmesinin ardından BÇG konusunda bilgi sahibi oldum. O dönemde yapılan tüm çalışmalar askeri hiyerarşi içinde, MGK’nın almış olduğu kararlarla yürütülmüştür. Bu çalışmaların büyük bir kısmını sadece görevim gereği onayladım. Sonrasında bu çalışmalarla ilgili nasıl hareket edildi bilmiyorum. BÇG şeması ve 10 Nisan tarihli belgeden haberdar değilim.”
 
Harekât başkanı Büyükanıt’tı’
 
Tutuklanan emekli Albay Veli Seyit’e, Genelkurmay Başkanlığı’nca gönderilen belgenin Ek-A nüshasını oluşturan, BÇG teşkilat yapısını gösteren şemanın altında, Çetin Doğan imzası bulunan belge gösterildi. Seyit’e, “Bu belgeye göre BÇG başkanının Genelkurmay Harekât Başkanı, koordinatörün ise İç Güvenlik Harekât Dairesi Başkanı olduğu, BÇG’nin Genelkurmay 2. Başkanı olarak Çevik Bir’e bağlı olduğu anlaşılmaktadır. Bildiklerinizi anlatınız?” diye soruldu.
 
Seyit, ifadesinde, belgeyi görmediğini belirtirken, “O tarihte Genelkurmay Harekat Başkanı Yaşar Büyükanıt’tı” dedi. Soruşturmada tutuklanan Çevik Bir’e de aynı soru sorulmuştu. Bir, bu soruya, “Belgeyi Çetin Doğan’ın Harekat Başkanı olarak imzaladığı doğrudur. Bu belge doğrultusunda BÇG oluşturulmuştur” yanıtını vermişti.
 
Tutuklanan muvazzaf subaylardan Albay Seyfullah Sönmez’in, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın görevi Tansu Çiller’e devretmek üzere istifa etmesinden sonra Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in hükümeti kurma görevini Mesut Yılmaz’a vermesiyle göreve başlayan 55. Anasol-D hükümeti döneminde Başbakanlık Askeri Başdanışmanlığı’nda Hava Proje Subayı olarak görev yaptığı da ortaya çıktı.
 
‘Birimin mahiyetini daha sonra kavradım’
 
Tutuklanan diğer muvazzaf subaylar şöyle dedi:
 
- Kurmay Albay Mustafa İhsan Tavazar: BÇG’de görev yapmadım. Kendi birimimde çalışırken Daire Başkanım Hüsnü Dağ (Genelkurmay Basın Halkla İlişkiler Daire Başkanı) tarafından kapalı zarf içinde, içini görme imkânı olmayan bir kısım belgeleri, sözü edilen birimde Plan subaylarına teslim ettim. Bu subaylardan birisi de Ruşen Bozkurt’tur. Ancak belgeyi götürdüğüm birimin mahiyetini daha sonra kavradım. Suçsuzum.
 
- Albay Mustafa Hakan Bural: Basın ve yayın organlarını inceleyerek, irticai mahiyetteki olaylara ilişkin haberleri belli bir düzen dahilinde listeleyip, benden istendiği takdirde Şube Müdürü’ne teslim ediyordum. Benim bu birimde veya başka bir birimde görev almam tamamen tesadüften ibarettir.
 
- Albay Ahmet Dağcı: Birimdeki görevlilerin basın yayın organlarından takip ettiği haberlerin yansılarını komutana arz etmek üzere hazırlıyordum. Göreve başladığım birimin BÇG olduğunu ve faaliyet alanını bilmiyordum.
 
Kavakçı’dan 28 Şubat şikâyeti
 
28 Şubat’ın sembol isimlerinden olan, Fazilet Partisi’nden 1999’da milletvekili seçilen ancak TBMM’de yemin edemeyen Merve Kavakçı, 28 Şubat’ın sorumluları hakkında suç duyurusunda bulundu. Kavakçı, suç duyurusu dilekçesini avukatı İsmail Aydos aracılığıyla halen 28 Şubat ile ilgili soruşturma yürüten özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’ne iletti.
 
Herhangi bir “şüpheli” ismine yer verilmeyen dilekçede, 28 Şubat sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Milletvekili seçilmesinin ardından, YSK’dan mazbatasını aldıktan sonraki süreçte, dönemin DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit’in, Hüsamettin Özkan aracılığıyla Fazilet Partisi’nden bazı kişilere haber göndererek, Kavakçı’nın TBMM Genel Kurulu’na girmemesini istediği ve Anavatan Partisi’nin bazı genel başkan yardımcılarının, “ihtilal olacak” diyerek, Recai Kutan’a baskı yaptıkları iddia edilen dilekçede, Kutan’ın tanıklığına başvurulması durumunda bu konuların ortaya çıkacağı kaydedildi.
 
Kavakçı’nın milletvekili seçilmesinin ardından, TBMM’ye gelişindeki olaylar hatırlatılan dilekçede, sonraki dönemde Kavakçı’nın haksız yere vatandaşlıktan çıkarıldığı ve mağdur olduğu ifade edildi.
 
Milliyet
 

Bu haber 676 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,234 µs