En Sıcak Konular

Hudson krizini anlama kılavuzu

30 Haziran 2007 14:43 tsi
Hudson krizini anlama kılavuzu Seçim arifesinde sıcak gündem maddelerinden biri de Türkiye senaryoları! Bu konuda çok şey yazılıp çizilse de olan bitene tam anlamıyla vakıf olmak mümkün değil. Çünkü tartışmanın tarafları herkes her şeyi biliyormuş gibi adeta şifreli konuşuyor. İşte Was

ABD'de doğan ve başta İngiltere olmak üzere pek çok ülkede adeta "hayatın gerçeği" haline gelmiş bulunan "düşünce kuruluşları", diğer ismiyle "think-tank"ler Türkiye'nin gündeminde yeni sayılır. Düşünce kuruluşlarının teorideki işlevi toplumsal, siyasal, teknolojik, askeri ve endüstriyel alanlarda araştırmalar yapıp politikalar üretilmesine önayak olmak. Bu kuruluşlarda yöneticilerin yanında akademisyenler, emekli politikacılar, gazeteciler, eski bürokratlar ve uzmanlar "düşünce profesyonelleri" olarak parça başı iş yapıyor. Siyasal süreçlerde, karar alma mekanizmalarında ve kamuoyu oluşturmada ciddi bir etkinliğe sahip olabilen bu kuruluşlar pratikteyse farklılıklar arz ediyor. Bugün ABD'de 300 kadar büyük, yüzlerce de küçük düşünce kuruluşu var. Türkiye'deki düşünce kuruluşlarıysa politika oluşturma ve karar alma süreçlerini etkileme açısından ABD'deki muadilleriyle karşılaştırıldığında henüz emekleme aşamasında.

Gazeteci yazar Cengiz Aktar dünyada envai çeşit düşünce kuruluşu olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Çok kaliteli ve ciddi işler yapan düşünce kuruluşları olduğu gibi parayla kolaylıkla satın alınabilecek ve o ölçüde de gayrı ciddi, ısmarlama iş yapan düşünce kuruluşları da var. Bunlar belli düşünce akımlarına çok yakın ya da çok uzak olabiliyor." Konunun uzmanlarının vurguladığı diğer konuysa, özellikle Washington'daki düşünce kuruluşlarının kendi ideolojilerine yakın kurum ve kesimlere "düşünce"den ziyade ideolojik reçeteler ürettiği; bunda da ABD başkentinin "çok başlılığı"nın etkili olduğu. Zira ABD'deki düşünce kuruluşları muhafazakâr, liberal, tarafsız, özgürlükçü ve devlete bağlı olmak üzere beş farklı grupta sınıflandırılıyor. Hal böyle olunca da bu kuruluşlardan objektif değerlendirmelerin yanı sıra dogmatik analizler ve taraflı raporlar çıkabiliyor. Başkentin üst düzey yetkililerine ulaşan bu raporlarsa Washington ve Ankara'da yanlış çıkarımların yol açtığı krizlere neden olabiliyor.

Hudson Enstitüsü neocon cenahta

Son toplantısını Türkiye senaryolarına ayıran ve Washington'da bulunan Hudson Enstitüsü de muhafazakâr grupta yer alıyor. Cengiz Aktar bu kuruluşun neoconların en uç cenahlarına yakın, ikinci sınıf bir düşünce kuruluşu olduğunu söylüyor. Yani Hudson Enstitüsü devletten bağımsız çalışıyor olsa da "ideolojik" anlamda bağımsız değil. İsrail'e yakınlığıyla bilinen Washington Enstitüsü de objektif sayılamayacak analizler yapan başka bir düşünce kuruluşu. Bu kuruluşların ortak özelliği belirli bir siyasi gündeme sahip olmaları. Dolayısıyla o çerçeveye uyan araştırmacıları bünyelerinde barındırıyor ve o amaçlar doğrultusunda analiz yapıyorlar. Hudson Enstitüsü çizgisindeki kuruluşların ziyaretçileri arasında AKP hükümetine sıcak bakmadığı savunulan Türk konukların bulunduğuysa iddialar arasında. Çoğu kâr amacı gütmeyen düşünce kuruluşlarının bir kısmı devlet tarafından desteklenirken bir kısmı bazı çevreler ve iş dünyasının ileri gelen isimleri tarafından destekleniyor. ABD ve Kanada'daki kuruluşlar vergiden muaf. İsminin yayımlanmasını istemeyen, yurtdışında ve Türkiye'de kritik görevlerde bulunmuş bir stratejist, bu kuruluşların nereden finanse edildiklerinin kilit önem taşıdığını söylüyor ve ekliyor: "Bu finansörler bu kuruluşların üretecekleri senaryoları ve
çalışmaları yakından etkiler. Kısacası bu kuruluşların çoğu sponsorlarının çıkarları doğrultusunda bir eğilim benimserler." Hudson Enstitüsü'nün Türkiye'ye ilişkin felaket senaryoları üretmesininse Türkiye'nin benimsediği yanlış dış politikaların bir ürünü olduğunu söyleyen stratejistin oldukça çarpıcı iddiaları da var: "İngiltere'de bu tür toplantılardan birine katılmıştım. Türkiye konusunda bildiklerini, zannetmiyorum ki Türkiye'de üç tane insan biliyor olsun. Bu senaryoyu üretenler de ahlâk sınırlarını aşmışlar. Bu senaryo hedef göstermektir. Ve sonunda gerekeni yaptırırlar. Yani senaryonun uygulanması gündeme gelebilir. Kendileri uygulamasalar da uygulatırlar.

Aktüel



Bu haber 324 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,537 µs