En Sıcak Konular

DNA'nız savaş silahı olabilir!

18 Nisan 2012 11:47 tsi
DNA'nız savaş silahı olabilir! "Genetik bilgilerimiz, ileride savaş silahına dönüşebilir"

Doç.Dr. Hasan H. Otu, biyomühendislik ve DNA çalışmalarının günümüzde geldiği aşamayı anlattı.

Geçen haftanın kıyıda kalan tartışma konularından biri de, 8 bin dolayında Türk’ün DNA bilgilerini Rum Genetik Araştırma Enstitüsü’nün elinde bulundurmasıydı. Bu durum, Enstitü’nün, 1974 ve öncesinde çatışmalarda ölen insanların kemiklerini çıkartan Birleşmiş Milletler’ce (BM) kurulmuş Kayıp Şahıslar Komitesi’ne, “Genetik veriler kurumumuzun malıdır. Türkler de dahil kimseyle paylaşmayız” demesiyle ortaya çıktı ve diplomatik krize neden oldu. DNA bilgileri ve biyomühendislik, yeni çağın en önemli bilimalanlarından. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu ve Bilgi Üniversitesi Biyomühendislik ve Genetik Mühendisliği Öğretim Üyesi olan Doç. Dr. Hasan H. Otu ile DNA krizini ve biyomühendisliğin bugünkü konumunu konuştum.

- Türklerin DNA bilgilerini elinde tutan Rum Genetik Araştırma Enstitüsü’nün, bu bilgileri BM dahil kimseyle paylaşmaması nasıl açıklanabilir?
Bu aslında hukuki bir problem. Eğer Enstitü’nün, BM ile yaptığı anlaşmadan doğan bir tutumu varsa, yaptıkları her açıdan yanlış olsa dahi haklı olabilirler. Bu bilgiler, özel bir proje için bilimsel mi, bilemeyiz. Burada amaç bilimsel bir sonuca ulaşmak olmayabilir, ki öylede görünüyor. Sözgelimi bir babalık testi yaptığınız da bilimsel bir çalışma yapmıyorsunuz, pratik bir soruyu cevaplamak için bir ölçüm yapıyorsunuz.

- Buradaki durum ne?
Netice itibarıyla hayır, etik bir tutum değil bu. Tabii bu olayın değişik boyutları da var. Kimileri DNA’ların Türklere ait olduğu için saklandığını düşünüyor. Doğru olansa bu bilgilerin açık bir şekilde paylaşılması ve hiçbir kurum ya da kişi üzerinde herhangi bir kuşku bırakılmamasıdır.

- DNA bilgileri ve verileri “askeri” ve “istihbarat” alanları için bir referans olur mu?
Evet. Sonuçta çok yüksek bilgi içeren veriler bunlar. Bence iyi çalışan bir askeri ya da istihbarat servisinde bu konuda bir veri tabanı bulunmalı. Dünyanın önde gelen ülkelerinin ilgili birimlerinde böyle bir çalışma yapılmamış olması şaşırtır beni.

KLONLAMA ÖRNEĞİ
- “Bunlar Türk ırkına kastedecek” teorileri ne kadar bilimsel, ne kadar doğru?
Komplo teorileri üretmek istemem. Fakat bilimsel gelişmelerin boyutu göz önüne alındığında, “Hayır, şunu yapmak mümkün değil”, “Bu imkânsız” gibi cümleleri daha dikkatli şekilde kurmak gerekir. Bir bilimadamı olarak da aksi ispat edilmedikçe hiç bir ihtimali gözardı edemem. Bundan 30 yıl önce bir koyunun klonlanabileceğini söyleseydim size acaba nasıl bir tepki verirdiniz?

- Gülerdik herhalde.
İşte bugünü bilerek 30 yıl önce o soruya nasıl cevap verirseniz, sizin bana sorduğunuz şeyi de aynı şekilde düşünmek mümkün. Eğer bana “Şu anda genetik bilgileri bilinerek bir ırkı hedef alan mekanizmalar geliştirilebilir mi?” diye sorsanız cevabım “Hayır” olurdu. Ne bu konuda yapılan bir çalışma ne de teknoloji var.

- İleride bu yapılabilir mi?
Çok mu imkânsız bir senaryo bu? Hayır, imkânsız değil, olur. İleride bir ırkı hedef alan savaş mekanizmalarıyla karşılaşabiliriz.

"TÜRKİYE GEN HARİTASI İÇİN ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR"
- Türkiye’nin gen haritası var mı?
Evet, bu konuda yapılan çalışmalar var. Anadolu insanının da profillerini çıkaran tamamlanmış çalışmalar ve tüm genom dizilimini inceleyen halen devam etmekte olan projeler var.

- Bu harita nasıl bir gerçeği ortaya koyuyor?
Türk DNA’sı diğer ırklara göre karakteristik farklılıklar gösteriyor. Hatta bu farklılıkları bölge bazında gözlemlemek mümkün. Şu anda bu farklılıkları fonksiyonel olarak inceleyip ortaya koymuş değiliz. Yani, “Türkler daha çabuk kel olur” ya da, “Çok sabırlı insanlardır” gibi sonuçlardan bahsedemeyiz. Fakat büyük resme baktığımızda, bizde, örneğin bir Meksikalı ya da Afrikalıdan çok farklı çıktığı gibi, diğer ırklarda görülmeyen özelliklerin olduğunu da söyleyebiliriz. Yine dediğim gibi bu profil mesela Adana’dan aldığınız bir örnekle Rize’den aldığınız bir örnek arasında da farklılıklar gösteriyor.

"DNA BİZİM YAŞAM KİTABIMIZDIR"
- DNA hangi bilgileri içerir ve bir kişinin DNA verileri bize ne anlatır?
DNA bir organizma hakkında biyolojik açıdan hemen hemen tüm bilgileri içerir. Elbette ki çevresel faktörler de önemli. Fakat DNA bir nevi bizim yaşam kitabımızdır.

- Ne gibi?
DNA’daki bilgiler, yani bu baz dizilimindeki farklılıklar, değişik seviye ve büyüklükler de olabiliyor. Bazı hastalıklarda, mesela sadece ve sadece tek bir bazın normalden farklı olması, ölüm ve yaşam arasındaki farklılığı belirleyebiliyor. Sizin bir geninizde, “C” olması gereken yer de “T” oluyor ve siz ölümcül bir genetik hastalığa yakalanıyorsunuz. Öte yandan bir çocuğun DNA’sı, anne ve babasının DNA’sının birleşimi olduğu için kalıtsal bilgileri de içeriyor. Dolayısıyla bir kişinin DNA’sına bakarak babasını tespit edebildiğimiz gibi bir nevi soyağacığını da çıkarabiliriz.

"İNSAN KOLONLAMAYA ŞU AN HİÇBİR TEKNİK ENGEL YOK"
- Hollandalı bilim adamları sentetik et üretti. Bu insanoğlunun kıtlıkla savaşında büyük bir adım mı yoksa içerisinde kimi riskler taşıyor mu?
Bu çalışma kök hücreler kullanılarak yapıldı. Aslında ‘90’larda NASA’nın öncülüğünü yaptığı bir uğraş bu. Nasıl riskler taşıdığını henüz bilmiyoruz. Bana ileride dönüp geriye baktığımızda büyük bir çığır açan bir buluş olarak nitelendireceğiz bu adımı gibi geliyor. Eğer düşük maliyetle üretilebilirse evet kıtlık, hayvan çiftlikleri, hayvan kesimleri gibi kavramlar tarihe karışabilir.

- Etik değil ama peki insan klonlanabilir mi?
Elbette. Buna teknolojik açıdan hiçbir engel yok. Benim bildiğim yirminin üzerinde hayvan başarıyla klonlandı. Etik mi, bilemiyorum, çok zor bir soru bu. Biliyormusunuz; ABD dahil birçok ülkede insan klonlanmasını engelleyen çok net bir kanun yok. ABD’de bazı eyaletlerde net kanunlar var ama federal bir kanun yok. Bu çalışmalar genelde engellenmeye çalışılıyor. Ama teorik olarak yapabilirsiniz. Etik oluşu bence biraz ne için yapıldığı ile alakalı. Ama yinede çok karmaşık bir konu bu. “Ben kimim?”, “Beni ben yapan nedir?”, “Ruh nedir?” gibi sorularla örtüşen bir konu. “Bir ben var benden içeri” diyorum ben.

- Türk DNA'sı tanımı doğru mu?
Bu tanım nispeten doğru. İnsan genomu, söz gelimi, 23 kromozom çiftinden oluşur. 23’ü anneden 23’ü babadan gelmek üzere. Bu 23 kromozom üzerinde, yani bir setinde, 3.2 milyar baz vardır. İki insanın genom dizilimleri yani 3.2 milyar harfleri yüzde 99.8 oranında aynı. Farklılıklar “Single Nucleotide Polymorphism” dediğimiz SNP’lerde gözükür.

- SNP ne işe yarar?
SNP profiline bakıp, “Sen Almanya’nın Frankfurt şehrindeki Dossenburg Köyü’ndensin” diyebilmekteyiz bugün. Dolayısıyla “Türk DNA”sı demek, çok da yanlış bir ifade olmayabilir

"BİR TÜRK KENDİNİ KLONLAMIŞ OLABİLİR Mİ?"
- Türkiye’de hangi kurumlar, klonlama üzerine çalışıyor?
Bildiğim kadarıyla TÜBİTAK’ın ve İstanbul Üniversitesi’nin bu alanda çalışan çok başarılı ekipleri var. Bu ekipler tarafından Anadolu buzağıları korunmak ve yok olduklarında geri kazanılıp kazanılmayacaklarını görmek üzere başarıyla klonlandı. Yine İstanbul Üniversitesi ekiplerinin klonladıkları koyun şimdi beş yaşında, sağlıklı ve anne oldu.

- Türkiye’de mesela insan klonlanabilir mi? Mesela bir servet sahibi ya da bir siyasi erk kendini klonlatmış olabilir mi?
Tabii ki olabilir. Ama bizim haberimiz olmayabilir ama çünkü bildiğim kadarıyla yasal engeller var. Dünyada, buna ülkemiz de dahil, çok zengin ya da güçlü kişilerin bilimsel araştırmaları ciddi bir maddi destekle ya da yönlendirmelerle fonlamaları, imkân yaratmaları rutin bir olay.

- Bir kişi kendinden kaç adet klonlatabilir?
İstediği kadar yapabilir. Buradaki tehlike klonlamanın kötü amaçlarla kullanılması olur. Tedavi amaçlı klonlama bir nebze anlaşılabilir belki. Ama bu teknikle mesela, biraz fantastik olsa da, 1 milyon kişilik tıpa tıp aynı 2 metre boyunda atletik, zeki bir ordu yaratabilirsiniz.

-1 milyonluk ordu yerine, 1 milyon Adriana Lima üretilip toplum güzelleştirilemez mi?
(Gülüyor) Neden olmasın?

habertürk 

Bu haber 964 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,897 µs