En Sıcak Konular

Kışkırtmalara dikkat

18 Nisan 2012 10:25 tsi
Kışkırtmalara dikkat İstanbul'daki toplantı kimleri rahatsız etti?

Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin son iki yılda ne denli silahlandıkları biliniyor. Muhtemelen bu ülkeler İsrail’e karşı silahlanmıyorlar; İran’ı sıkıştırmak için çaba ve para harcıyorlar. Dolayısıyla Suriye konusuna askeri olarak bulaşmaya meraklı bir tutum içinde olmadıkları söylenemez. Ancak Suudi ve Körfez ülkesi askerlerinin Suriye’ye müdahalesi karşısında İran’ın da boş oturmayacağı tahmin edilebilir. Böylece, İran’ın perişan edilmesini bekleyen İsrail de elini kana bulamamış olur. Türkiye’nin, önce İran’a ardından Başbakan Erdoğan’ın beklenmeyen ziyaretiyle Suudi yetkililere bu risklerden söz ettiği anlaşılıyor.

Türkiye’nin rolü

Türkiye’nin bu noktada tarafları ikna ederken ileri sürdüğü tek konunun riskler olmadığı da söylenmeli. İran’ı nükleer silah üretmediğine dünyayı inandırması halinde nükleer enerji üretme konusunda engelle karşılaşmama garantisi verilebileceğini bildiren taraf Türkiye olmalı. Bu çerçevede Rusya’ya da bölgesel politikalarını sürdürebileceği güvencesi verilmiş demektir. Öte yandan Suudilere de, yeni kurulacak Suriye’nin zaten o kadar da İran yanlısı bir rejime sahip olamayacağı söylenmiş, ama buralardaki radikal eğilimlerin desteklenmesi halinde ABD’nin Suudi Arabistan’dan elini çekebileceği hatırlatılmış denebilir.

Dolayısıyla Türkiye hem İran hem de Suudi yetkililere, bugüne dek sürdürdükleri siyasetin devam etmesinin olanaksız olduğunu söylemiş denebilir. Ayrıca ABD ile Rusya’nın kamplaşmak yerine işbirliği alanları aradıkları, bunun en somut örneğinin Suriye’de ve belki Filistin’de olabileceği de fısıldanmış olabilir. Kısacası Türkiye, aslında İran’ın nükleer görüşmelere İstanbul’dan başlamasını sağlayarak birçok kesime “değişim şart ve kaçınılmaz” demiş gibi gözüküyor.

...

Her şeyden önce bu sürecin İran’ın müzakere sürdürme eğilimine işaret ettiği söylenebilir. Bu, İran’ın “batı”yı tümüyle reddeden siyasetinde bir ufak yumuşama eğilimi anlamına gelir ki, bu bölgesel gerginliklerin de azalması umudu demektir. Öte yandan “batı”nın da her durum ve koşulda İran’ı günah keçisi ilan etmeyebileceğine dair bir tutum sergilediği söylenebilir. Rusya’nın garantörlüğüne boyun eğen bir “batı”, “Batı”nın ilgisine (!) razı bir Rusya durumu ortaya çıkmış gibi gözüküyor.

Söz konusu sürecin en fazla İsrail’i rahatsız edeceği düşünülebilir. Bölge ülkelerinin “normalleşmesi”ni destekleyen müzakere süreci, aynı zamanda İsrail’in de normalleşmesi anlamına gelir ve İsrail üzerindeki bu baskıyı azaltmak için ya “normalleşme” sürecine razı olur ve değişir ya da kimsenin müzakere sürdüremeyeceği ortamlara yol açar.

Beril Dedeoğlu / Star (İlgili kısım)



Bu haber 1,214 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,613 µs