En Sıcak Konular

Suriye'ye girer miyiz?

11 Nisan 2012 08:49 tsi
Suriye'ye girer miyiz? Sınırımıza ateş açılıyor, Türkiye Suriye ile bir savaşa mı sürükleniyor? Bu tahrikler artarsa, biz Suriye'ye girer miyiz?

Suriye ile ilgili gelişmeler artık 24 saatlik zaman diliminde takip ediliyor. BM özel temsilcisi Kofi Annan'ın tanıdığı süre 10 Nisan'da doldu.

 Annan, Hatay'daki çadırkent'te yaptığı incelemeden sonra yaptığı açıklamada, '12 Nisan sabah 06'ya kadar bölgede şiddet durmalı' dedi.

 Bunun için de 24 saatten az bir süre kaldı.

 Suriye 27 Mart tarihinde Annan Planı'nı kabul ettiğini açıkladı. Peki o tarihten bu yana bir ilerleme sağlanabildi mi? Annan, 'Plan verdiğimiz takvime göre uygulanmıyor' dedi. 'Bir yerden çekilip, başka yer saldırdığı yönünde bilgiler alıyoruz' diye konuştu.

 Amerikalılar ve Fransızlar da benzer tespitlerde bulundu. Bizim birimlerimizin aldığı bilgilerde, Suriye yönetiminin çekilme konusunda da dünyayı oyalamaya çalışan bir tavır ve yeni bir oyun peşinde olduğu yönündeydi.

 Kofi Annan, 'Bu durum planın uygulanmayacağı anlamına gelmiyor' cümlesi ile umudunu koruduğunu gösterdi. Annan'ın değerlendirmesi önemli. Çünkü BM Güvenlik Konseyi üyelerini Annan bilgilendiriyor.

Bizim açımızdan Suriye olayının birkaç kırılma noktası var. Bunlardan biri de 9 Nisan tarihi.

 Suriye ordusunun sınırlarımızın içine ateş açması, durumun vahametini ortaya koyması açısından önemliydi. Bir yetkili, 'Sınırımızı bekleyen Mehmetçik heyecana kapılıp, karşılık verse, iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında çatışmanın yaşanması an meselesiydi' diye anlattı durumu. Bu tür bir oldu bittiye meydan vermemek için, 'Siperdeki askerlere heyecanlanmayın' uyarısı yapılmış.

 Başbakan Erdoğan, Çin'den, 'Çok açık, net bir sınır ihlali artık oluşmuştur' dedi. Sınır ihlaline yönelik atılması gereken adımların atılacağını söyledi.

Durumun aciliyeti üzerine Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Çin gezisini yarıda keserek Türkiye'ye dönme kararı aldı.

 Ama bu arada BM Güvenlik Konseyi Daimi üyesi olan ülkelerin Dışişleri Bakanları'yla telefon diplomasisi yürüttü. Ama gelişmeler öylesine hızlandı, Suriye'nin tutumu öylesine kabul edilemez bir hale geldi ki, Davutoğlu, Çin'den yola çıkarken, Türkiye'deki programının ucu açıktı. Türkiye dün itibariyle muhataplarına net olarak şu mesajı verdi:

 'Sınırdaki durum şimdiye kadar insani bir sorundu. Ancak 9 Nisan'dan itibaren sadece insani bir konu olmaktan çıktı. Hem insani hem de sınır güvenliği sorununa dönüştü'

 Fotoğraf bu. BM'nin yeni durum karşısında sessiz kalması ya da Suriye yönetimine yeni bir süre tanınması gibi bir seçenek düşünülmek istenmiyor. Esad rejiminin tanınan her süreyi yeni katliamlar için kullandığının artık uluslar arası camia tarafından anlaşıldığı düşünülüyor.

 Peki ne bekleniyor? Çok net: 'BM'den bir karar bekliyoruz'Bu ne olabilir? Türkiye'nin hem insani hem güvenlik boyutuyla ilgili önerileri var. Ama asıl önemli olan BM'nin bir hareket yapıp yapmayacağı.

 Rusya ve Çin faktörü gözardı edilmiyor elbette ki. Ama diğer üyeler de bu konuda yeterince cevval gözükmüyor. Bir parça, Rusya ve Çin'in arkasına saklanma durumu söz konusu. Türkiye savaş tamtamları çalmıyor. Bilakis başından beri savaş olmadan, Suriye halkı ağır bedeller ödemeden sorunun çözümü yönünde çaba gösteriyor. Ancak şunun da anlaşılması isteniyor. Hem dışarı da hem de içeride. O da şu; 'Suriye ile uğraşmak . Bizim için bir zorunluluk. 900 kilometre sınırının olduğu bir ülkede, hemen bitişiğinde bunlar yaşanırken, Suriye'ye kayıtsız kalamazdık. Biz özellikle dünya kamuoyunun bu işin farkına varmasını istedik. Tüm çabamız bu oldu'

 Uluslararası camia Suriye söz konusu olunca, Libya'da olduğu gibi hareket etmedi. Bu bir gerçek. Peki iş işten geçti mi?

 'Hayır. Hiçbir zaman geç kalınmış değil. Bugün dahi harekete geçilse. Hala bir şeyler başarılabilir.'

 İşte Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Çin gezisini yarıda keserek bunun için dönüyor.

9 Nisan günü sınırımızda yaşananlar Suriye olayının ne denli kritik bir aşamaya geldiğini gösteriyor. 'Suriye bizim için bir tercih değil, zorunluluk. Sınırımızda yaşananlar, Suriye olayının bir pamuk ipliğine bağlı hale geldiğini gösteriyor'

 Herkesin aklında olan soruyu sona sakladım. Sınırımıza ateş açılıyor, Türkiye Suriye ile bir savaşa mı sürükleniyor? Bu tahrikler artarsa, biz Suriye'ye girer miyiz?

 Türkiye savaş heveslisi olsa 9 Nisan günü sınırlarımızın içine açılan ateş, bunun başlangıcı olabilirdi.

 O nedenle, 'Türkiye, Suriye'ye girer mi' sorusu dahi rahatsız edici bulunuyor. Ama Türkiye kendine yönelik bir tecavüz olduğu taktirde buna cevap verebilecek güçte. Bu tartışma konusu bile edilmez.

 Ama Suriye konusunda başından beri savaşsız bir çözüm için çaba gösteriyoruz. Suriye Dışişleri Bakanı Muallim, Rusya'dayken Lavrov'a, 'Şiddetin durması için Suriye üzerindeki nüfusunuzu kullanın' diyen Türkiye.

 İran yönetiminden Suriye'deki akan kanın durması için ağırlığını koymasını isteyen de Türkiye.

 Savaş istenmiyor. Şiddetin önlenmesi için çaba gösteriliyor. Yangına lav silahıyla müdahale edilmez. Köpük sıkılır. Türkiye'nin yaptığı o.

 Çünkü biz, bölge için bir modeliz. Büyük bir dönüşümün mimarı olmaya adayız. İslam dünyasının makus talihini yenmek gibi bir ideale sahibiz. Bölgede ihtilafları giderip, sulhu sağlayan, bir güç olmak varken, işgalcilikle parlak geleceğimizi niye karartalım?

Abdülkadir Selvi / Yeni Şafak

Bu haber 1,424 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,844 µs