En Sıcak Konular

12 Eylül için ilginç tanık

9 Nisan 2012 15:35 tsi
12 Eylül için ilginç tanık Ardan Zentürk: "Savcılara tavsiyem, Brzezinski’yi “tanık olarak” Ankara’ya davet etmeleridir."

Paul B. Henze, enteresan bir araştırmacıydı. Esas olarak, Amerikan hükümeti çalışanıydı.

...

Henze ile ilk söyleşimi 18 Ekim 1983 tarihli Tercüman Gazetesi’nde yayınlamışım. Devamında, Türkiye ile en az Kafkasya ve Etyopya kadar ilgili bu “ilginç kaynakla” bir kaç kez daha söyleşiler yayınladım. Sonuncusu 1988’de Güneş gazetesinde yer aldı. İlk söyleşide Papa’ya suikast olayını değerlendirmiştik, sonuncusu Afganistan’da o sırada sürmekte olan Sovyet işgali ve yükselen Müslüman Mücahid direnişinin zamanla Orta Asya’ya etki yapıp yapmayacağına dönüktü.

Söyleşiden sonra ki sohbet ise bugünün Türkiyesini yakından ilgilendiriyor.

Karar 1979’da alındı

Kendisine, 12 Eylül Darbesi ile ilgili dönemin ABD Başkanı Carter’ın Ulusal Güvenlik Başdanışmanı Zbigniew Brzenski’yle bu işin doğrudan içinde olduğuna ilişkin iddiaları hatırlatınca şöyle konuştu:

“İstersen, detaylardan uzaklaşıp, esasa girelim. Türkiye’nin geleceğiyle ilgili kararlar, 1979’da Guadeloupe’da yapılan dörtlü batı zirvesinde alındı. Başkan Carter, İngiltere Başbakanı James Callaghan, Almanya Başbakanı HelmutSchmidt ve Fransa Cumhurbaşkanı Valery Giscard d’Estaing ile bir araya geldi. Ana konu Amerika ile Sovyetler arasında süren yumuşama ve nükleer silahsızlanmaydı ama iki önemli konuda karar alındı. Birinci İran, diğeri de Türkiye’nin geleceğiydi...”

İran’daki devrime yeşil ışık

“Brzezinski, Avrupa’da esen havaya sonuna kadar direndi ve ABD’nin ne yapıp edip İran’daki Humeyni Devrimi’ni durdurması gerektiğini savundu. Carter bu konuda ne yapacağını bilemiyordu. Avrupalılar ve Amerikan Dışişleri Bakanlığı, İran halkının Şah’ı istemediğini, Amerika’nın direnmesi halinde ülkede iç savaş çıkacağını, İran’ın parçalanması halinde de bir bölümünün Sovyet denetimine gireceğini savunuyorlardı. Sonunda, Humeyni o sırada Fransa’da yaşadığı için d’Estaing’e İran’daki muhtemel komünist ayaklanmayı bastırması koşuluyla İran Devrimi’ne yeşil ışık yakması söylendi. Zirveden bir ay sonra da Şah İran’dan kaçtı. Zirve liderleri, İran’ın Sovyet denetimine girmesi riskine karşı Humeyni’yi tercih etti.”

Türkiye için ‘özel’ plan

“Zirvede Türkiye de bütün yönleriyle ele alındı. Ülke ekonomisi çökmüştü. İç savaş benzeri bir durum yaşanıyordu. İran Devrimi’nin kaçınılmaz görüldüğü bir ortamda Türkiye’nin stratejik NATO müttefiki olarak ayaklarını yere sağlam basması gerekiyordu. Bu çerçevede iki kişiye görev verildi. Almanya eski Maliye Bakanı Hans Hermann Matthöfer Türk ekonomisinin IMF desteğiyle düzelmesi için özel bir program hazırlayacaktı. Zbigniew Brzezinski de Türk iç siyasetinin istikrara kavuşturulması için görevlendirildi. Ben Brzezinski’nin yardımcısı olarak görev yapıyordum, konu benim masama geldi. Matthöfer’in programı, Demirel hükümeti tarafından 24 Ocak 1980’de açıklandı, işin başına Özal getirildi. Fakat iç siyasette istikrar sağlanamayınca programın uygulanması da giderek imkansız hale geliyordu. Demirel ve Ecevit istikrar için gerekli adımları atamayıp çatışmalar artınca ordu darbeyi yaptı. Bu gelişmeyi bekliyorduk.”

Darbeye Washington desteği

Aslında bu açıklamalar, 12 Eylül’ün Washington tarafından “desteklendiğini” göstermesi açısından önemli. İran Devrimi’nin yaşandığı, devamında Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgal ettiği bir dönemde, belli ki, NATO’nun “büyük başkentleri” Türkiye’nin şu veya bu şekilde istikrarı yakalamasının böyle bir uygulamadan geçtiğine inanmışlar.

Brzezinski’nin Pakistan’ı 1977-1988 yılları arasında yöneten askeri diktatör Ziya ül-Hak’a açık destek vermesi, 12 Eylül Darbesi’nin lideri Evren ile Ziya ül-Hak’ın “kardeşçe ilişkileri” bir tesadüf olabilir mi?

Savcılara tavsiyem, Brzezinski’yi “tanık olarak” Ankara’ya davet etmeleridir.

Belli ki bizlere anlatacağı çok şey var!..

Ardan Zentürk / Star  (İlgili kısım)



Bu haber 1,032 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,817 µs