En Sıcak Konular

PKK terör holdingi kurdu

4 Nisan 2012 08:16 tsi
PKK terör holdingi kurdu İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği iddianamede çarpıcı değerlendirmeler yer aldı.

KCK’nın PKK’yı da içine alan terör örgütü holdingi olduğu vurgulandı. 193 sanıklı KCK iddianamesi mahkeme tarafından oy birliğiyle kabul edildi. İddianamede PKK'nın üst yapılanması KCK'nın örgüte 'eleman temin merkezi' gibi çalıştığı belirtildi. KCK, 'terör örgütü holdingi'ne benzetilirken PKK ve diğer tüm siyasal-toplumsal uzantıların 'bu holdingin şemsiyesi altında bulunan irili ufaklı şirketler' olduğu kaydedildi.
 
Terör örgütü PKK'nın üst yapılanması KCK'ya yönelik hazırlanan ilk iddianame İstanbul 15. Ağır CezaMahkemesi tarafından oy birliği ile kabul edildi. KCK'nın İstanbul yapılanmasına ilişkin Savcı Adnan Çimen tarafından hazırlanan 2 bin 400 sayfalık iddianamede Prof. Büşra Ersanlı ve yayıncı Ragıp Zarakolu'nun aralarında bulunduğu 147'si tutuklu 193 sanık yer alıyor. İddianamade KCK'nın bir terör örgütü holdingi olduğu vurgulanırken PKK ve diğer tüm siyasal ve toplumsal uzantıların bu holdingin şemsiyesi altında bulunan irili ufaklı şirketler olduğu kaydedildi. Kamuoyunun aldatılarak sivil toplum faaliyeti görüntüsü verilmeye çalışıldığına dikkat çekilirken “PKK, KCK, DTK ve diğer siyasal ve toplumsal faaliyetlerin toplamı PKK terör örgütüne eşittir” değerlendirmesinde bulunuldu.
 
Savcılık KCK'yı “PKK'nın günümüze yansıyan ve birleşik bağımsız bir Kürdistan devleti kurma hedefine ulaşmada son dönem yapılanma modelidir” şeklinde tanımladı. KCK TürkiyeMeclisi'nin de terör örgütünün nihai hedefine ulaşmada ülkemizde yürüteceği faaliyetleri organize etmekle görevli kısmı olduğu vurgulandı. KCK sözleşmesinin önderlik, yasama, yürütme ve yargı sacayakları üzerine kurgulanmış politik idari ve adli yapılanma modeli öngördüğü belirtilerek KCK yapılanmasıyla birlikte örgütün 4 ülke topraklarında inşa etmeyi hedeflediği birleşik, bağımsız Kürdistan talebinden vazgeçmediğine dikkat çekildi.
 
SİVİL GÖRÜNÜMLÜ TERÖR YAPILANMASI

Terör örgütünün isim ve yapılanma değişikliklerine neden ihtiyaç duyduğu da anlatıldı. PKK'nın uluslararası camiada terör örgütleri listesine alınmasından sonra hareket alanı ve gündem oluşturma kapasitesinin azaldığı hatırlatılarak, siyasi anlamda bir hamle yapmasının imkansız hale geldiği vurgulandı. PKK'nın Türkiye'de gerçekleştirdiği kanlı terör eylemleri nedeniyle toplumda muhatap bulmakta zorlanır hale geldiği belirtilerek şöyle devam edildi: “PKK'nın bu atmosferde kuruluşundan beri hedeflediği etnik unsura dayalı birleşik bağımsız Kürdistan isimli devleti kurabilmesi ve bu amaçla toplum tabanına inebilmesi için başka adlarla kurulmuş, ama aslında terör örgütünün parçası olan sivil örgüt görünümlü yapılanmalara ihtiyacı olmuştur. PKK işte kendi adıyla yapamadığı bu işi KCK'yla uygulamaya koymuştur. Nitekim bu hususta kısmen başarılı olduğu da kamuoyunda KCK'ya yönelik olarak oluşan kafa karışıklığından anlaşılmaktadır. Oysa PKK eşittir KCK'dır. KCK denilen yapılanma PKK'nın da içerisinde yer aldığı holdingin adıdır. Hedef aynı, ancak yöntem biraz farklı ve daha da tehlikelidir. Bugün PKK'nın bu adla yerleşim birimlerinde örneğin İstanbul'da herhangi bir faaliyette bulunması söz konusu değildir. Ama aynı işler KCK adı altında rahatlıkla yapılabilmektedir.”
 
TERÖR ŞEMSİYESİ ALTINDA STK YANILTMASI
 
Tanık ifadelerinin ardından yapılan başka bir değerlendirmede de KCK'nın PKK'nın şehirdeki kolu ve üst yapılanması olduğu, bu nedenle PKK ile KCK'nın aynı örgüt lideri tarafından organize edilen yasa dışı oluşumlar olduğu dile getirildi. KCK'nın PKK'ya eleman temin merkezi gibi çalıştığı, KCK'nın bir terör örgütü holdingi PKK ve diğer tüm siyasal ve toplumsal uzantılarının bu holdingin şemsiyesi altında bulunan irili ufaklı şirketler olduğu anlatıldı. Bu şirketlerin faaliyet alanlarının farklı ve birbiriyle bazen çakışmıyor gibi görünse de netice itibariyle holding terörünün menfaatleri ve direktifleri doğrultusunda hareket ettikleri aktarılarak, “Bu tarz bir şirketleşmenin terör faaliyetleri için çoğu zaman şemsiye vazifesi gördüğü ve kamuoyunu aldatarak sivil toplum faaliyeti görüntüsü verdiği, bu suretle PKK, KCK, DTK ve diğer siyasal ve toplumsal faaliyetlerin toplamı eşittir PKK terör örgütü” denildi.
 
DTK ÖNEMLİ BİR KİLOMETRE TAŞI

Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) de özerkliğe ve Kürt devletine gidişin önemli bir kilometre taşı olduğu vurgulandı. Sivil görünümlü bu organizasyonlarla, kamuoyu oluşturulmaya, özellikle halk tabanına inilmeye ve uluslararası desteğe kavuşmaya çalışıldığına dikkat çekilen değerlendirmede “KCK'nın da DTK'nın da söyledikleri PKK'nın söylemlerinin barışçıl bir bohçaya sarılmak suretiyle üzeri örtülmüş bölücü taleplerinden başkası değildir” denildi. KCK'nın başının kanlı terör örgütünün bugün itibariyle 1 numarası olan Murat Karayılan olduğuna dikkat çekilerek, “Karayılan'ın demokratik siyasi bir hareketin başı olduğunu iddia etmek akıl vemantığı çöpe atmakla eşdeğerdir” ifadesi kullanıldı.
 
TOPLANAN PARALARIN YÜZDE ELLİSİ PKK'YA
 
İddianameye göre, aidat toplamalarına 'Kumbara' çalışmaları denilliyor. Her ayın 28 ile takip eden ayın 4'ü arası örgütün belirlediği doğu kökenli ailelerin evlerine gidiliyor. Aidat kutusu denen kumbara bırakılıp o gece ailenin örgütlenmesiyle ilgili propaganda çalışması yapması sağlanıyor. Elde edilen gelirin yüzde 40'ı ilçelerdeki BDP'ye, yüzde 10'u İl BDP'ye, yüzde 50'sinin ise PKK Kongra-Gel terör örgütünün kırsal alanına gidiyor.
 
İKİ TOPLANTI 101 EYLEM
 
İddianamede BDP'nin Beyoğlu İlçe Başkanlığı'nda yapılan toplantılarda teknik takiple yapılan ortam dinlemesi çözümleri dikkat çekti. Bu toplantıdan sonra terör eylemlerinin yoğun şekilde arttığı belirtilerek polis kayıtlarına giren 101 eylem sıralandı. Bomba ve molotof atma, araç yakma, gösterilerle kamu binaları ile işyerlerine zarar verme gibi terör eylemlerinin kararlarının örgüt tarafından uygulamaya konduğu, yapılan bu yasa dışı eylemlerin ana gayesinin şiddet eylemleriyle toplumsal bir kargaşa oluşturulması ve devletin bu toplumsal kargaşayı önlemekte aciz kalarak örgütle pazarlığa oturması olduğu vurgulandı.
 



O ZAMAN MASAYA OTURURLAR
 
9 Mart 2011'de yapılan toplantıda ise Öcalan'ın verdiği “Diyarbakır'ı Mısır'a çevirirseniz o zaman masaya otururlar. 4. Dönem serhildanları (başkaldırı) sadece Kürdistan'da tutarsak metropollerde geliştirmezsek Kürdistan' da boğulur, cevap olamayız” şeklindeki talimatlarının ele alındığı kaydedildi. Ardından toplantıya katılan sanıkların “Geri dönüşü olmayan bir sürece giriyoruz, mart ayı geri dönüşü olmayan bir süreçtir, kimsenin garantisi yok. Arkadaşlarımızın bu sürece sahip çıkacak, bu süreci savunacak güçte olduğuna inanıyorum” şeklinde ifadeler kullandığı kayıtlara geçti. Ayrıca 13 Mart 2011'deki toplantıda “Çok büyük bir başkaldırış olmalı. Mahalle mahalle iyi bir çalışma yapılmalı. Binlerce Kürt insanı İstanbul'da. Kürt var alan bize dar gelmesi lazım” şeklinde talimatlar verildiği belirlendi.
 
AMAÇLARI KAOS ORTAMI

Savcılar 09Mart 2011'den 8Mayıs 2011'deki toplantıya kadar 101 yasadışı terör eyleminin amacının “Toplumda kargaşa ve kaos ortamı oluşturup halkı ayaklandırmak ve terör örgütünün vereceği destekle Türkiye Cumhuriyeti Devletini masaya oturmaya zorlama ve nihayet ülkemizin doğu ve güneydoğusunda ayrı bir bölge oluşturarak Kürdistan isimli devleti inşa etmek olduğu, toplantımetinlerinden yapılan alıntılarında bu hedef ve gayretleri yoruma ihtiyaç bırakmayacak açıklıkta ortaya koyduğu” yorumunda bulundu.
 
iSTANBUL’DAKi TOPLANTININ KANDiL’DEKiNDEN FARKI YOK
 
KCK Türkiye Meclisi'nin İstanbul İl Yürütmesi tarafından Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İstanbul il ve ilçe başkanlığı binalarında örgütün İstanbul'daki üst düzey yöneticileri ile örgütün çekirdek kadrosunun toplantılar yaptığı belirlendi. Bunun üzerine mahkeme kararıyla teknik ve fiziki takip yapıldı. Elde edilen deliller, toplantıların içerik olarak, PKK/KCK terör örgütünün Kandil Dağı ve Kuzey Irak topraklarındaki diğer kamplarında yapılanlardan farklı olmadığını gösterdi. Bu toplantılarda terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla yaptığı görüşmelerde örgüte iletilmek üzere açık ya da şifreli olarak gönderdiği talimatların görüşme notları adı altında okunduğu ve örgütün geleceğine dair planlamaların bu talimatlar esas alınarak oluşturulmaya çalışıldığı saptandı.
 
MOLOTOF PARASI KCK’DAN

PKK/KCK terör örgütünün toplumda kaos ve kargaşa oluşturma genel stratejisi kapsamında, İstanbul'da yapılan tüm yasadışı eylemlerin bu toplantılarda karara bağlandığı, hiyerarşik düzen içerisinde ilgili birimlere eylem yapmaları talimatı verildiği, İstanbul'da yapılan tüm terör eylemlerinin planlı olduğu ve bu eylemlerde kullanılan molotofkokteyli, bez afiş ve benzeri patlayıcı ve yasa dışı masraflarının dahi bu yapılanma tarafından karşılandığı kaydedildi.
 
KCK STK DEĞİL, ÇÜNKÜ!

İddianamede terör örgütü PKK'nın üst yapılanması olan KCK'nın amacı, nasıl bir yapılanma ve neden illegal olduğu da detaylıca anlatıldı. KCK'nın Türkiye'de sivil siyasi hareket olduğunu iddia edenlerin büyük bir yanılgı içerisinde bulunduğu vurgulanarak, bazı kesimlerin bilerek terör şebekesini gizlemeye çalıştığı ileri sürüldü. KCK'nın Türkiye kamuoyunda yansıtıldığı gibi sadece Türkiye'ye has ve onu ilgilendiren bir yapılanma olmayıp, Türkiye'de PKK'nın kontrolünde KCK Türkiye Meclisi, İran'da Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK), Irak'ta Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi (PÇDK) ve Suriye'de Demokratik Birlik Partisi (PYD)'den oluşan dörtlü bir uluslararası proje olduğuna dikkat çekildi. Bu yapılanmalardan her birinin bulunduğu ülkede birleşik bağımsız Kürdistan isimli yapılanmanın zeminini oluşturma görevi üstlendiği, PKK içerisinde yabancı ülke vatandaşlarının bulunmasının bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, önce özerk bir yapılanma, nihai olarak da Kürdistan isimli 4 ülkenin topraklarının içerisinde olduğu bir devlet yapılanmasını hedeflediği kaydedildi.
 
ÖRGÜTLENME HAKKÂRİ'DE TAMAMLANDI

Yapılanmadaki görevlendirmede KCK Türkiye Meclisi sorumlusunun halen Avrupa'da olan Sabri Ok olduğu ve Ok'a bağlı KCK Yürütme Kurulu'nun Nihat Oğraş, Kutbettin Yazbaşı ve Ali Durç'tan oluştuğu anlatıldı. Yürütmeye bağlı olarak KCK İstanbul İl Yürütme sorumlusunun Mümtas Aydeniz olduğu ve Aydeniz'e bağlı olarak faaliyet yürüten KCK İstanbul yapılanmasının Adalet Komisyonu, Sosyal Alan, Siyasal Alan, İdeolojik Alan, DÖKH ve Mali Alan şeklinde örgütlendiği belirtildi. Türkiye genelindeki tüm illerde aynı örgütlenmenin var olduğu aktarılarak; örgüt yöneticilerinin beyanına göre örneğin Hakkâri'de KCK yapılanmasının tamamlandığı, hatta bu yapılanma nedeniyle adli makamlara kimsenin gitmediği, uyuşmazlıkların örgütün KCK sistemi içerisindeki sözde yargılama makamlarınca yapılarak çözümlendiğine işaret edildi.
 
‘Bombacıya telefon alan da suçludur
 
İddianamenin değerlendirme kısmında, örgütsel suçlarda şüpheliler arasındaki bağların çok güçlü olduğu belirtildi. Bu nedenle örgüt üyeliğinin sıradan bir suç işleme kararı gibi algılanamayacağına dikkat çekilerek şunlar kaydedildi: Uzaktan kumandayla aktif hale getirilen bir bomba yapımı için bir şahsın bombaya kumanda edecek cep telefonunu alırken ya da taşırken yakalanması halinde bu suçun şeriki olacağı muhakkaktır. Elinde bombayla yakalanan şüpheliyle telefonla yakalanan şüphelinin eylemdeki durumları eşittir. Bir şahsın eğitim amacıyla söz konusu akademiye gittiğini ileri sürmenin makul ve mantıklı bir yanı yoktur. Bu tarz bir savunma bir cehalet ya da terör örgütünün emellerine sinsice hizmet olduğu açıktır” ifadeleri kullanıldı. PKK/KCK terör örgütünün bu faaliyetlerine katılan şüphelilerin 'örgütün devleti bölme ve parçalama hedefini bilerek' örgüte dahil oldukları vurgulanarak şu değerlendirmede bulunuldu: Terör örgütü yapılanmaları bir motorun sistemi ve yapılanması gibidir. Tüm parçaların bir düzen içerisinde bir araya gelmesinin bir tek gayesi vardır ki o da motorun çalışmasıdır. Bazen hiç hareket etmiyor gibi gözüken bir cıvatanın aslında motorun parçalarını bir arada tuttuğu ve bütünlüğü sağladığı görülür.
 
Ersanlı’nın katkısı üst düzeyden fazla
 
Prof. Dr. Büşra Ersanlı ile ilgili şüphelide ele geçirilen belgeler ve teknik takip tapeleri sıralanarak değerlendirme yapıldı. Ersanlı'nın yalnızca BDP içerisinde siyasi faaliyette bulunmadığı, partideki görevini yasal kılıf olarak kullanıp KCK'nın özellikle dağ kadrosuna ve şehir merkezindeki yapılanmalarına eleman yetiştiren siyaset akademilerinde faaliyetler yürüttüğü hatırlatılarak şunlar dile getirildi: “Şüphelinin PKK/KCK terör örgütünün ideolojisini benimsediği ve bu yönde gayret içerisinde olduğu, Öcalan'ın talimatıyla kurulan, örgüte eleman kazandırma merkezleri olarak çalışan Siyaset Akademilerinin kuruluş ve işleyişinde önemli roller üstlendiği, bu anlamda örgüte katkısının terör örgütünün üst düzey yönetici ve silahlı militanlarından daha fazla olduğu, stratejiler üreterek örgütün akademik anlamda teorisyenliğini yaptığı, PKK’nın eğitim kampları olarak kullanılan Siyaset Akademilerinin genel sorumlusu ve koordinatörü olduğu, akademilerin işleyişine ilişkin olarak raporlar hazırlayıp örgüte sunduğu... “
 
Zarakolu’ndan örgüte yardım
 
İddianamede yayıncı Ragıp Zarakolu'nun terör örgütünün hiyerarşisi içerisinde yer almamakla birlikte bilerek ve isteyerek terör örgütüne yardım ettiği ileri sürüldü. Zarakolu'nun PKK’nın dağ kadrosuna silahlı militan yetiştirilmesine katkıda bulunduğu belirtilerek, 'terör yuvası olan siyaset akademilerinin legalleştirme' görevinin de olduğu kaydedildi. Zarakolu'nun faaliyetlere katılmasıyla ilgili şu ifadeler kullanıldı: “Şüphelinin dünya kamuoyundaki imajı nedeniyle iştirak ettiği bir faaliyetin terörle ilgisinin olamayacağı tezinin ileri sürüldüğü, oysa bu akademilerin PKK’nın Kuzey Irak'- taki Metina kampından mekân farklılığı dışında bir farklılığının bulunmadığının somut delillerle ispatlandığı, terör örgütüne eleman yetiştiren bu kurumlarda ders veren şüphelinin, hiyerarşik bir bağla örgüte bağlı olduğu delillendirilememiş ise de terör örgütüne eğitim faaliyetleri yoluyla açıkça destek verdiği, örgüte eleman kazandırdığı, bilerek ve isteyerek terör örgütüne yardım ettiği...”
 
Demokratik çözüm seçimle gelmez, eyleme devam
 

8 Mayıs 2011'de BDP İstanbul İl Başkanlığı’nda yapılan teknik takipte şok bir konuşma deşifre oldu. PKK/KCK terör örgütünün İstanbul siyasal alan biriminde faaliyet yürüttüğü belirlenen İsmail Adanmış'ın itiraf niteliğindeki açıklamaları iddianameye şöyle yansıdı:
 
TAHRİR MEYDANI RÜYASI

“Arkadaşlar hareketimiz için 2011 yılını final ve çözüm ruhu olarak tanımladım. Tarihte fırsatlar bu kadar lehimize olmamıştır. Sonuç alma temelinde sürece yüklenmemiz gerekmekte. Kürdistan'da gelişen süreç 38 yıllık mücadele birikimidir. Gelinen aşama olmazsa olmaz Kürt sorununun çözüm noktası ve önderliğin özgürlüğüdür. Önderlik Kürt sorunu çözümü için gelinen noktayı devrimci halk savaşı olarak tanımladı biz bunu PKK mücadelesi olarak ele aldık. Nevruz da şenlik havasından çıkmalıydı. Kitle dağılmayan direnen kitle olmalıdır. 2011 yılını serhildan yılı olarak planlayıp değerlendirmiştik. Tahrir Meydanı gibi bir rol oynamalıdır.
 
YAKARAK YAKALANMAYIN

Gençler arabaları yakarak kendilerini yakalatmamalı. AKP başta olmak üzere Kürdistan'da rahat seçim çalışması yürütmemelidir. Demokratik çözüm seçimle gelmez eylemleri güçlendirerek sürdürmeliyiz. Kimlik taşımama, vergi vermeme, mahkemelere çıkmamak için çözümler bulunmalı. 2011 yılını devrim yılı olarak görüyoruz. Tutuklamaya karşı herkes tedbirini almalı, kimse korkmasın zaten başarırsak cezaevlerini boşaltacağız. Halk ayağa kaldırılmalı, aranması olanlar Mahmur ve benzeri yerlere gönderilebilir. Çadırlarda namaz önemlidir, Artık yakma yıkma biçiminden ziyade kitlesel eylem, esas eylem serhildan olması...
 
bugün



Bu haber 781 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,583 µs