En Sıcak Konular

Dünyanın merak ettiği soru

2 Nisan 2012 15:25 tsi
Dünyanın merak ettiği soru "Kore'de katıldığım 'Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde işte herkes bana bunu sordu..."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İş ve Meslek Atama Töreni'nde katılımcılara hitap etti. İşte Başbakan'ın açıklamalarından satırbaşları;

Sınavı kazanan 817 iş ve meslek danışmanı göreve başlayacaklar. Hükümet programında söz verdiğimiz gibi 4 bin iş ve meslek danışmanını iş sahibi yapıyoruz.

Bu projede emeği geçen, alınteri olan tüm arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum. Bugün burada tam 2 bin iş ve meslek danışmanının atamasını yaparken bu rakam 2 bin 817 olmuş oldu. Toplam, 4 binin geri kalan yaklaşık bin 200'ünün de atmasını önümüzdeki aylarda yapacağız, böylece hükümet programında verdiğimiz sözlerden birini daha yerini getirmek kaydıyla danışmanlarımızı ülkemize, milletimize kazandırmış olacağız. Artık İŞKUR'a kayıtlı her vatandaşın bir meslek danışmanı olacak, bu arkadaşlarımız her adımda vatandaşımızın yanında olacaklar böylece işsiz insanlarımız başvuru yaptıktan sonra ortada bırakılmadıklarını, daima yanlarında daima destek verecek bir danışman olacağını bilecekler.

Toplamcı bir anlayışla hareket etmek yerine herkesin birikimlerine uygun bir iş sunulması zaman ve kaynak israfının da önüne geçmiş olacak. İşsizlik sadece Türkiye'nin değil dünyanın en hayati sorunlarından biri, bugün dünyanın en büyük ülkelerinde bile sorunlar başında işsizlik geliyor. Avrupa'da bizim çok önümüzde olanlar şuanda bizim gerimizde kaldı ABD bile neredeyse işsizlik oranlarında bizimle aynı seviyeye düştü. Son krizde onlarda yüzde 10'lara doğru yaklaştı, biz kendimiz toparladık ve şuanda bu süreci devam ettiriyoruz. İspanya gibi bir ülkenin ne hale geldiğini görüyorsunuz, İtalya ortada bütün bunların yanında dünyanın en iyi konumlarından birinde olan Japonya ortada. Dünyada nüfus hızla artarken maalesef artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde iş ve istihdam üretilmiyor. Biz onlardan daha fazla nüfus artış hızına sahipiz ama buna rağmen biz işsizliği düşürüyoruz ve onlarda artıyor, işsizlik sadece önümüze yoksulluk olarak çıkmıyor, göç gibi, çarpık kentleşme gibi, terör gibi sorunların temelinde de işsizlik bulunuyor. İşsizlik sosyal patlamara sebep oluyor, akşama kadar iş arayan insanın hissiyatını biz çok iyi biliriz, işsiz kardeşlerimizin ailesine, topluma karşı yaşadığı hayal kırıklığını biz çok iyi hissediyoruz.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuştuğu sırada kendisini protesto eden bir kişiye şu şekilde seslendi;

Aklı Selim'in yolu tek, bu tür toplumlarda önce nezaketi öğreniceksin kardeşim, otur bakalım yerine, şurada başbakanınız konuşuyor bir dinle, bugün burada binlerce kişiye iş veriyor önce bunu bir dinle' dedi.

Başbakan Erdoğan ardından sözlerine şu şekilde devam etti;

Maalesef bunlar birer provokasyondur ve şık olmayan yöntemlerdir. Kalabalık bir nüfusun olumsuz faktör olduğuna biz asla inanmadık, hele hele bu nüfus gençlerden oluşuyorsa bu bir dezavantaj değil biz buna bir avantaj olarak baktık ve yolumuza böyle devam ettik. Herzaman ifade ediyorum, bizim zengin petrol yataklarımız yok, bizim uçsuz bucaksız altın madenlerimiz yok ama bizim en az bunlar kadar değerli bir hazinemiz var, biz genç ve dinamik nüfusa sahipiz işte sizler onlarsınız.

Zaman sabırla işlenmiştir ve nadir bir madde olarak önümüze çıkmıştır ve onun ruhunda öyle bir incelik vardır ki sert çeliğin ucuna o elması takarsınız ve o elmasla sert kayaları okşaya okşaya delersiniz. Bakın, nereden nereye? Çelikle değil, çelikle delmeye kalksanız ucu kıvrılır gider, ama çelik ucuna elması taktığın anda bu işler başarılır. Tıpki insanın özüde bunun gibidir, insan iyi işlenirse, iyi imkanlar sağlanırsa tıpki bir elmas gibi değerli bir varlığa dönüşür. Ama örselenmiş, ihmal edilmiş, iyi eğitim alamamış bir insan da takdir edersiniz ki en alta iner. Biz, millet olarak bu acıyı yaşadık, ne yazık ki genç kuşaklar 10 yıllar boyunca ihmal edildi, yaşanan siyasi sıkıntılar, ekonomik sorunlar gençlerin istikbalini kararttı.

Bizim dinamizmimiz maalesef uzun yıllar heba edildi, işte biz 9 yıldır bu acı tabloyu geri çevirmenin mücadelesini veriyoruz. Öğlenden önce bir başka toplantıdaydım, orada bir müjde verdim bugün TÜİK 2011 yılı son dönemine ilişkin büyüme rakamını açıkladı. Türkiye ekonomisi son çeyrekte 2011 yılında yüzde 5.8 büyüme kaydetti, bu son çeyrek ama yılın genelinde 2011 yılının tamamında yüzde 8.5 oranında büyümüş olduk. Bu nedemek? Bu, Türkiye dünyada Çin'den sonra büyümede 2011'de ikinci sırada. Bitmedi, gayri safi yurtiçi hasılamız 2011'de 7 yüz 72 milyar dolar olarak gerçekleşti, gerek dolar cinsinden gerek TL cinsinden Cumhuriyet tarihimizin yeni bir rekorunu da bugün kaydettik. Dünyanın en büyük ekonomileri daralırken biz rekor düzeyde büyüyen ülkeler arasında yer aldık. 9 yıl önce kişi başına milli gelir 3 bin 400 dolardı şimdi bu rakam 10 bin 400 dolara çıktı. Bir yandan işsizliği düşürüyor, enflasyonu kontrol altında tutuyor bunlarla beraber de rekor düzeyde büyüme kayderiyoruz. Kore'de katıldığım 'Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde işte herkes bana bunu sordu; Nasıl böyle büyüyorsunuz' diye. Büyümenin temel sırrı ne? Nedir? Birincisi güven, ikincisi de istikrardır, işte biz güveni kazandık istikrarı da sağladık işte bu yüzden yerli ve yabancı sermaye bu yüzden bu ülkede yatırımını yapıyor. Önümüzde daha güzel günler var, yatırımlar daha fazla artacak ve her yönüyle değişen, dönüşen bir Türkiye olucak. Yani Batısı, Kuzeyi, Güneyi farklı olmayacak tüm Türkiye aynı hale gelecek, ülkemizin neresine gidersek gidelim 'işte bu benim ülkem' diyebileceğiz.

Yolları, havaalanlarıyla bunu göreceğiz, fakat bunun bir engeli var lütfen ucube yapılarla bizim önümüzü kesmeyin, biz sizi sokakta bırakmayız ama bize yardımcı olun, yardımcı olursanız süratle bu dönüşümü gerçekleştiririz. İşte bu sağlandığı halde işte Ankara'ya gelirken mağlum girişte ki gecekondularla başka bir başkent vardı, şimdi başka bir başkent oluştuysa işte tüm Türkiye bu hale gelecek. Ama bu binaların arkasına da geçtiğinizde tam bir ucube, oraları da gezdim. 'Ben burayı TOKİ'ye vermem' diyor, müteahhit arıyorum' diyor, biz sizin keyfinizi bekleyecek olursak bu dayanılmaz olur, veriyorsan çabuk vermelisin. Süratle dünyada ki değişim Türkiye'yi örnek olarak almalı, milletçe bunu başarmamız lazım. Bizler, eğitim almadık, öğretim aldık işte şimdi yeni atılan adımlarla eğitim ve öğretim alınması lazım. Çünkü eğitimi almadığınız sürece öğretimin hiç bir anlamı yok, bunu başarmamız lazım. Biz 9 yıl boyunca bunu en hayati alan olarak gördük, onun için her yıl bin öğrenciyi lisans, lisansüstü eğitim için yurtdışına göndermeye başladık. Oralarda yetişsinler, gelsinler hemen ülkemizde akademisyen, öğretici olarak işe başlasınlar diye. Çocuklarımız en modern imkanlara sahip olursa ülkemiz ilerler dedik, burs ve krediyi daha önce verilmediği kadar verdik. Ama burs ama kredi muhakkak alın, müracaat tarihinde yapsın başvurusunu alsın burs ve kredisini, biz şuanda 1 milyona yakın öğrencimize burs ve kredi veriyoruz neden? Biz emanetçiyiz çünkü, bu para bize emanet geri nasıl dönecek? Çocuklarımıza bu şekilde dönecek, çocukları, gençleri umut dolu bir toplumun geleceği de aydınlık olur dedik.

Eğitim sistemi önceden hertürlü imkana kapalıydı, örneğin dinini, diyanetini öğrenmek isteyenlere yol kapalıydı bu zihniyet 1940'lı zihniyet maalesef 2000'li yıllarda da devam etti. FATİH projesinde ki akıllı tahtaya karşı çıkıyorlar düşünebiliyormusunuz? Akıllı tablete karşı çıkıyorlar, ilkokulu, ortaokulu, liseyi bunlar bir kışla gibi görüyorlar bir kışla gibi idare etmek isteyenler üniversiteleri de aynı şekilde idare etmek için mücadele verdiler. Bunlar ellerine imkan geçseydi üniversite öğrencilerine üniforma giydirir oradan da tek tip insan çıkartmak için uğraşırlardı. Sakala, bıyığa karışarak bunu yaptılar, yoksul çocuklara katsayı uygulamasını dayatarak bunu yaptılar. Milletimiz önce sandıkta ardından TBMM'de işte 1940'lardan beri devam eden bu baskıya, bu dayatmaya son verdi. Cuma günü Meclis'ten çıkan yasayla statüko bir kere daha yenilmiştir. Bakın, kesintisiz eğitimin ekonomi üzerinde ki etkisi çok oldu, kesintisiz eğitimin mesleki gören öğrencilere göre oranı yüzde 46'lardaydı. Bu oran 2002'de yüzde 32,6'lara düştü bu oranla siz ülkeyi büyütemezsiniz. Benim liseli kardeşim düz liseyi bitirmiş ve üniversiteyi kazanamamış ne yapacak? İş başvurusu yapıyor 'ne iş yaparsın' dediklerinde verdiği cevap ne biliyormusunuz? 'Ne iş olsa yaparım' diyor, böyle birşey olmaz.

Dar kalıpların formatlama zihniyetine eğitimde müsaade etmedik, bizim net bir hedefimiz var biz nediyoruz? Hedef 2023, diyoruz nedir o? Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Yıl dönümü ve bu tarihte dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri olmak istiyoruz hedefimiz bu. Bunu yapmak zor mu? Geldiğimizde 26. sıradaydık şimdi 17. sıradayız, bu işi başarırız. Attığımız her adım, yaptığımı her reform işte bu hedefe makül. İstanbul'da 'Kanal İstanbul' diyoruz hayal diyorlar, şimdi başlayacağız bakalım hayal mi, gerçek mi? Şehirler diyoruz yine aynı diyorlar, şuanda ihale hazırlıkları biten çalışmalar var hayal diyorlar, havaalanı raylı sistem yapacağız göreceğiz. Daha önce belediyemiz tarafından başlanan ve şimdi bakanlık tarafından üstlenen tramvay sistemi var başkenti başkent adına yakışır bir hale getireceğiz. Biz, eğitim sisteminde düzenleme yaparken 2023 hedeflerini gözetiyor ve adımlarımızı bu hedeflere göre atıyoruz. Meslek lisesinde okuyanlara da 'sen tornada okumuşsun, seni avukat yapmayız' diyorlardı, neresinden bakarsanız bakın bu adaletsizliktir, eşitsizliktir. İşte bir avuç İmam Hatip Lisesi öğrencisinin önünü kesmek için bunlar tüm lise öğrencilerinin hayatını kararttılar. Meslek liseleri tercih edilmemeye başladı, ben İmam Hatip bitirdim ama siyasala girmek istiyordum, 'İmam Hatip lisesi okumuşsun giremezsin' dediler, tekrar lise okudum düz liseden mezun oldum ve ancak öyle girdim. Böyle çok arkadaşlarım var, kabinemde milletvekili arkadaşlarımın arasında da bu şekilde işleri yaşayanlar var. Aynı imtihanlara giriyoruz işte bizde katsayı yasasını da biz iadei itibar olarak bir mücadelesini verdik. Artık dayatma yok, çocuklarımızda velilerimiz de artık özgürler.

Bu haber 1,523 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    36,333 µs