Suriye Halkının Dostları Grubu sonuç bildirisi
1 Nisan 2012 15:58 tsi
Suriye Halkının Dostları Grubu'nun İkinci Konferansı sonunda yayımlanan sonuç bildirisinde katılımcılar, Suriye halkının haklı davasına desteklerini bir kez daha teyid ederken, BM ve Arap Birliği'nin Özel Temsilcisi Kofi Annan'a kendisine verilen taahh
Türkiye'nin evsahipliğinde İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen konferansın sonunda katılımcılar, İstanbul bildirisini kabul ettiler. Bildirinin taslak metninde, Suriye'nin dostlarının Tunus'un ardından ikinci olarak İstanbul'da bir araya geldikleri hatırlatılarak, uluslararası toplumdan 82 ülke ve BM, Arap Birliği, AB, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Afrika Birliği gibi çeşitli örgütlerin bu konferansa katıldığı bildirildi.
Tunus konferansının sonuç bildirisiyle bağlantılı bir şekilde, katılımcıların "Suriye halkının haklı davasına destek olmaya karar verdiği" ifade edilen İstanbul bildirisinin 3. maddesinde şu ifadelere yer verildi:
"Suriye'nin dostları Suriye'nin geleceğinin bizzat Suriye halkı tarafından kararlaştırılması gerektiğini ve Suriye halkının meşru ve haklı talepleri karşılanıncaya kadar onlarla birlikte olunacağını vurguladılar."
Bu maddenin devamında Suriye'nin bağımsızlığı, egemenliği, siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün korunmasının öneminin de altı çizildi.
Bildirinin 4. maddesinde Suriye Ulusal Konseyi'nin konferansa Suriye'deki mevcut duruma ilişkin bir rapor sunduğu belirtilerek, bu raporda Suriye rejiminin geniş çaplı bir biçimde insan hakları ihlalleri ve şiddete devam ettiği, durumun çok kötü olduğu, binlerce insanın kötü şartlarda yaşadığı, tutuklandığı ya da evlerinden olduğu gibi unsurların bulunduğu kaydedildi. "Rejim, halkını her açıdan kaybetmiştir" tespitinin yapıldığı maddede, rejimin uyguladığı acımasızlığın BM'nin Bağımsız Komisyonu'nun belirttiği gibi insanlığa karşı işlenen suçlar olarak kabul edilebileceği kaydedildi.
Aynı maddede "Rejim uluslararası toplumu aldatmaya ve çabalarını maniple etmeye çalışmaya devem etmektedir" denilerek, Suriye rejiminin bir an önce bunlara son vermesi, Suriye halkına karşı uyguladığı şiddeti durdurması ve uluslararası hukuka tam olarak uyması gerektiği vurgulandı.
İstanbul bildirisinin 5. maddesinde Tunus konferansında kararlaştırıldığı üzere katılımcıların Arap Birliği'nin Suriye'de siyasi geçiş sürecini sağlamak ile eşitlikçi, ayrım gözetmeyen bir demokrasi kurulmasını amaçlayan girişimine destek verdiği belirtildi.
6. maddede Suriye'nin Dostlarının bu çerçevede BM, Arap Birliği ve İİT'nin aldıkları kararlar ve Kofi Annan'ın 6 maddelik planının önemini vurguladıkları bildirilerek, "Dostlar Grubu, Özel Temsilci Kofi Annan'ın çabalarını takdirle karşılamakta ve misyonunun tam olarak uygulanmasına desteğini ifade etmektedir" denildi.
-"Fırsat penceresi açık uçlu değildir"-
Bildirinin 7. maddesinde Annan'ın planını kabul ettiğini açıklamış olmasına rağmen rejimin şiddete devam ettiği üzüntüyle hatırlatılarak, 27 Mart'ta planın kabulünden beri rejimin şiddetinin durmadığı ve çok sayıda insanın hayatını kaybettiği kaydedildi. Rejimin daha önce de verdiği vaatleri, sayısız kez tutmadığına dikkat çekilerek, bu son şiddet uygulamalarının Suriye yönetiminin samimiyetsizliğinin en yeni örneği olduğu kaydedildi. Aynı maddede daha sonra Annan Planı'na ilişkin şu ifadelere yer verildi:
"Bundan dolayı Suriye rejimi vaatleri ile değil fiiliyattaki uygulamaları ile muhakeme edilecektir. Annan'a verilen taahhütlerinin yerine getirilmesi için açılan fırsat penceresi açık uçlu değildir. Dostlar Grubu, Özel Temsilci Annan'ı da katliamlar devam ederse BM Güvenlik Konseyi yoluna dönmek de dahil olmak üzere bundan sonraki adımlar için bir zaman çizelgesi kararlaştırmaya davet eder. Bu zaman zarfında Dostlar Grubu da Suriye halkının korunması için ek bazı uygun tedbirler üzerinde çalışmaya devam edecektir."
-SUK meşru temsilci olarak tanındı-
Bildirinin 8. maddesinde Dostlar Grubu'nun Suriye muhalefetinin İstanbul'da yaptığı son toplantının memnuniyetle karşılandığı belirtilerek, muhalefetin ülkede barışçıl, eşitlikçi, hiçbir gurubu dışlamayan bir siyasi dönüşüm taahhüdü vermesine destek olunduğu kaydedildi. Geçiş sürecinde Suriye'nin mevcut kurumlarının korunması ve yeni Suriye'nin parlamenter bir demokrasi olması gerektiği hususları da vurgulanarak, Suriye muhalefetinin 26/27 Mart toplantısı sonunda yayımladığı bildiri de memnuniyetle karşılandı.
İstanbul bildirisinin 10. maddesinde "Dostlar Grubu, Suriye Ulusal Konseyi'ni (SUK) bütün Suriyelilerin meşru temsilcisi ve Suriye muhalif grupların altında toplandığı şemsiye bir örgüt olarak tanımaktadır" denildi. Bildiride ayrıca sorumlu Suriyeli vatandaşlar, rejimin katliamlarının bir parçası olmamaya davet edilerek, özellikle ordu ve güvenlik birlikleri ile devlet kurumlarındakilerin halkı hedef alan yasadışı emirlere itaat etmemeleri gerektiği vurgulandı.
Bu haber 755 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle